Kalıtsal ya da bulaşıcı olmayan, yavaş ve sinsi ilerleyen, kolayca teşhis edilebilen kemik iliği kanseri hastalığı Hüner Coşkuner'in vefatı ile gündeme geldi. En sık 60-70 yaşlarında görülen, 40 yaşın altında ise seyrek görülen bu hastalık ülkemizde giderek daha sık ve daha genç kişilerde görülmeye başlamıştır. Peki; kemik iliği kanseri nedir, belirtileri nelerdir? Kemik iliği kanseri tedavisi nasıl yapılır, evreleri nelerdir?
Kemik iliği kanseri, kemik iliğinin kan hücresi oluşturulan kök hücrelerinde gelişen kanser türüdür.
İşte kemik iliği kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri!
Çoğu kez sinsi bir şekilde başlayan, yavaş ilerleyen ve büyük ölçüde tedaviden yararlanan bir tür kan kanseridir. Aslında kanserleşen hücreler, normalde kan hücrelerimizin üretildiği yer olan kemik iliğinde çoğalır. Bu açıdan hastalığı "kemik iliği kanseri "olarak tanımlanır.
Kemik iliği kemiklerin ortasında bulunduğundan zamanla hastalık ilerleyerek kemiklere de zarar verir.
Genellikle yaşlıların hastalığıdır. En sık 60-70 yaşlarında görülür. Kırk yaşın altında seyrektir. Son yıllarda hastalık, ülkemizde giderek daha sık ve daha genç kişilerde görülmeye başlamıştır.
Kalıtsal ya da bulaşıcı bir hastalık değildir.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Özellikle bel ve sırtta, kaburgalarda hareketle artan şiddetli kemik ağrıları. Kemiklerde kırıklar ve bazen şişlik. Kansızlığa bağlı olarak halsizlik, çabuk yorulma, iş yaparken çarpıntı ve nefes darlığı. Kanda kalsiyumun artması sonucu iştahsızlık, sık idrara çıkma, susuzluk hissi ve kabızlık. Mikroplara karşı direnç azalmasının yol açtığı ateşli hastalıklar (grip, bronşit, zatürree, idrar yolu iltihapları). Erken teşhis edilemeyen hastalık böbreklerin çalışmasını da bozabilir.
HASTALAR HEKİME BAŞLICA HANGİ ŞİKAYETLERLE BAŞVURURLAR?
Kemik belirtileri (ağrı, kemik kırıkları, kemikte şişlik). Kemiklerin ortasındaki ilikten başlayan hastalık zamanla çevresindeki sert kemik dokusunu eriterek ağrılara ve kemiklerin zayıflayıp kolaylıkla, hatta bir darbeye maruz kalmadan kırılmalarına neden olur. Bazen kemiklerde ur şeklinde şişlikler oluşur. Ağrı en çok sırt ve bel ağrıları şeklinde omurgayı ve göğüs kafesinde kaburgaları ilgilendirir.
Kansızlık belirtileri, halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı ve nefes darlığından yakınırlar.
Böbrek bozukluğuna ilişkin belirti ve bulgular. İdrar tahlilinde protein çıkar ayrıca kan tahlilinde üre ve kreatinin artmış bulunur
Mikropların yarattığı hastalıklara eğilim artar.
Kanda kalsiyumun artmasına bağlı şikayetler. Kemiklerin erimesi sonucu açığa çıkan ve kana geçen kalsiyum miktarı arttığında hastalar, iştahsızlık, bulantı, kabızlık, sık idrara çıkma, susuzluk hissi ve halsizlikten yakınırlar. Kanda kalsiyumun artması böbreklerin çalışmasını da bozar. Çok ilerlemis durumlarda bilinç bozuklukları ve ruhsal bozukluklar gelişebilir.
TEŞHİS
Kan ve idrar testleri, kemik filmlerinin çekilmesi ve kemik iliğinin incelenmesi ile miyelom teşhisine kolaylıkla ulaşılır. Yukarda sıralanan belirti ve bulgular karşısında pratisyen hekim ya da iç hastalıkları uzmanı miyelomu düşünmeli ve hastasını kesin tanı ve tedavi için bir hematologa (kan hastalıkları uzmanına) yönlendirmelidir.
1.Kan ve idrar testleri. Kanserleşerek çoğalan plazma hücreleri normal koşullarda yapmasını öğrendikleri proteini bol miktarda üretirler (M proteini). Bu protein serum ve/veya idrar elektroforezi testi ile ortaya konur. Ardından daha duyarlı yöntemlerle (immünelektroforez, immünfiksasyon) bu proteinin tipi ve miktarı saptanır. M proteini hastalığın bir belirteci, bir göstergesidir. Çok az kanserde böyle bir tümör belirteci bulunur.. Tedaviye alınacak yanıtın incelenmesinde de gene aynı testlerden yararlanılır. Kemoterapi (ilaçla tedavi) ile kanserli hücreler öldürüldüğünde bu proteinin kan ve/veya idrardaki miktarı azalacaktır.
2. Kemik filmleri. Özellikle ağrıyan kemiklerin röntgen filmleri ile kemiklerdeki erime, kırık ve urlar kolaylıkla saptanır. Manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemi kemik bulgularını erkenden yakalamada çok daha duyarlı, ancak pahalı bir yöntemdir.
3. Kemik iliğinin incelenmesi. Kalça kemiğinin arka bölgesindeki küçük kemik çıkıntısına , o bölge ilaçla uyuşturulduktan sonra özel bir iğne ile girilerek kemik iliği örneği alınır. Bu örnekler mikroskopta incelenerek çoğalmış kanser hücrelerinin dağılımı ve normal hücrelere göre oranı saptanır.
HASTALIĞIN EVRELERİ
Hastalığın ilerleme derecesine göre 3 evresi vardır. Durumları birinci ve üçüncü evreye uymayan hastalar ikinci evre olarak kabul edilir.
Evre I. Tümör hücresi sayısı azdır. Kansızlık yoktur. Kanda kalsiyum normal düzeylerdedir. Kan ve/veya idrardaki M protein miktarı düşüktür. Kemik tutulumu yoktur. Hastalarda hastalık belirtisi görülmeyebilir.
Evre II. Tümör hücresi sayısı orta derecede artmıştır.
Evre III. Hastalık iyice ilerlemiştir.Kansızlık görülebilir. Kanda kalsiyum düzeyi yükselmiş bulunabilir. Kan ve/veya idrardaki M-protein miktarı çok yüksektir. Çok sayıda kemik hastalığa yakalanmıştır.
Yukardaki evrelerden herhangi birinde, birlikte böbrek yetmezliğinin (üremi) de bulunması hastalığın tedavisinin daha güç olacağına işaret eder.
TEDAVİ
Hastalığın tedavisinde aşağıdaki araçlardan yararlanılır:
Kemoterapi (ilaçla tedavi)
Radyoterapi (Işın tedavisi).
Yoğun kemoterapi ve kemik iliği (kök hücre) nakli.