Görme işleminin gözde gerçekleştiği ifadesinin yanlış olduğunu belirten Op. Dr. Hakan Özpolat, "Beyni bir bilgisayar hard diski olarak düşünürseniz gözlerde onun kamerasıdır. Görme işlemi gözde başlar. Gözler birer sensördür ve beynin bir parçası olarak çalışir. Beynin arka bölgesinde yer alan görme merkezinde asıl görme işlemi gerçekleşir. Her iki gözden gelen veriler beyinde birleştirilerek üç boyutlu bir görüntü oluşturur. Görme işlemi sadece gözden gelen verililerle beynin diğer merkezlerinden gelen verilerle birlikte değerlendirilir. İşitme gibi diğer duyulardan tutun da insanın o anki ruhsal durumuna kadar pekçok veri görme işlevinde etkendir. İnsanların görme aşamasında neyi gördükleri kadar onu nasıl algıladıkları önemlidir" dedi.
"GÖZ TEMBELLİĞİ BEYİNDE GERÇEKLEŞİR"
Görme tembelliğinin gözde oluştuğu bilgisinin doğru bilinen yanlışlardan olduğunu anlatan Özpolat sözlerine şöyle devam etti:
"Görme tembelliğine gözdeki bir sorunun sebep olduğu doğrudur. Ancak tembellik beynin görme merkezinde gerçekleşir. Gözde doğuştan veya küçük yaşlarda oluşan bazı sorunlar hayatın ilk ay hatta haftalarında tedavi edilemezse beyin gözden gelen verileri bu haliyle formatlar. Bir tür fabrika ayar programlanması diyebiliriz. Hayatımızın geri kalanında ilk formatlanan haliyle görmeye devam ederiz. Görmede doğuştan engel yaratan sorun ilk aylarda düzeltilmezse görme merkezinde tembelliğe yol açar. İlk aylarda erken teşhis ile sorun saptanıp tedavi edilebilirse tembellik büyük oranda önlenebilir. dönemi vardır. En geç 6 ya da 7 yaşına kadar tembelliği düzeltme şansımız vardır. Yaş ilerledikçe tembelliği düzeltmek zorlaşır. Bu nedenle geç uygulanan tembellik tedavilerinde ilk anda kaydedilen kısmi düzelme uyarı bırakıldıktan bir süre sonra geri döner."
"GÖZ İÇİ MERCEK UYUMU KİŞİNİN PSİKOLOJİSİNE GÖRE DEĞİŞKENDİR"
Akıllı mercek ifadesi ve her yaşta uygulanabileceği bilgisinin yanlış olduğuna dikkati çeken Hakan Özpolat, "Akıllı mercek ifadesi yanlıştır. Aslında akıllı olan mercek değil bizim beynimizdir. Akıllı mercek diye ifade edilen aslında çok odaklı merceklerdir. Şu anda dünyada gelinen noktada halkasal sistemle çalışan trifokal mercekler kullanılmaktadır. Üzerinde odak halkaları vardır. Bu merceklerden elde edilecek verim kişinin göz yapısına, yaşına, çalışma şartlarına, mesleğine, beyin uyumuna, ruhsal durumuna göre çok değişkendir. Özellikle genç yaşlarda bu merceklerin kullanımına, ameliyat öncesi değerlendirme ve bilgilendirme çok iyi yapıldıktan sonra karar verilmesi çok önemlidir" diye konuştu.
"GÖZLÜK VAR OLAN GÕRME BOZUKLUĞUNU KALICI DÜZELTMEZ"
Gözlük takmanın görme bozukluklarını kalıcı olarak düzelttiği bilgisinin de yanlış olduğunu vurgulayan Op. Dr. Özpolat şu bilgileri paylaştı:
"Gözlükler kullanıldığı sürece var olan bozukluğu düzelterek net bir görüşün oluşmasını sağlar. Miyop, hipermetrop veya astigmat tipi görme bozukluğu gözlüğü çıkardığımız anda yine hissedilmeye devam edecektir. Çünkü gözlük göz bozukluğunu kökten ortadan kaldırmaz, sadece optik olarak düzeltir. Doğuştan veya erken çocukluk çağındaki görme kusurlarında ise daha önce vurguladığım gibi tembellik riski olduğundan gözlük önemli bir tedavi aracıdır. Ergenlik çağlarında başlayan ve ilerleyen miyopik görme kusurlarında gözlük takıldıkça ilerlemenin duracağı ve gözlükten kurtulanacağı bilgisi yanlıştır. Miyop, özellikle son çağlarda bilgisayar kullanımının artmasıyla birlikte bütün yaş gruplarını etkileyen ciddi bir problem haline geldi. Uyum spazmı ve astenopi dediğimiz görme yorgunluğu belirtileri son zamanlarda en sık karşılaştığımız sorunlar haline geldi. Gözlük bu sorunları kökten çözememekte ama hafifletmektedir."