Test edilmeyen ya da bilinen COVID-19 tanısı olmayan çocuklarda da MIS-C hastalığının gelişebileceğini belirten Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Serkan Atıcı, "Burada temas öyküsünün sorgulanması çok önemli. Çocuklarda başta ev içi olmak üzere her türlü COVID-19 hastası ile temas risk olup, bu hastalarda daha önce virüs ile enfekte olma durumu hakkında bilgi veren antikor testlerinin çalışılması gerekir" dedi.
HER ÇOCUKTA OLUŞMAZ
COVID-19'u sessiz ya da çok hafif şikâyetler ile geçirenlerin de, genellikle 2-4 hafta sonrasında (bu süre hastaya göre değişebilir) çok ciddi bulgular ile sağlık kurumuna başvurarak MIS-C tanısı alabileceğini vurgulayan Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Serkan Atıcı, "Bu hastalık COVID-19 geçiren her çocukta oluşmaz, hangi çocukta gelişeceğine dair başta epigenetik faktörler olmak üzere bilinmeyen birçok faktör vardır. Bilinen ise yatkınlığı olan çocukta bu virüsün hastalığı kendisi yapmasa da hastalığın oluşmasındaki faktörleri tetiklediği, yani olayın başlangıç pimini çektiğidir. COVID-19'un aksine bulaşıcı bir hastalık değildir" dedi.
HASTALIK BELİRTİLERİNE DİKKAT EDİLMELİ
Bu hastalığın nadir görülmesine rağmen, ciddi bir durum olması nedeniyle bulgularının iyi bilinmesinin, ailelerin hekimlere yardımcı olması noktasında önemli olduğunu söyleyen Dr. Serkan Atıcı, önceden geçirilmiş (genellikle 2-4 hafta önce) veya yeni geçirilmekte olan COVID-19 enfeksiyonu ya da COVID-19 enfekte kişi ile temas öyküsü olan kişilerde dirençli ateş başta olmak üzere aşağıdaki bulguların bir kısmının olması durumunda bu hastalıktan şüphelenilerek hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini belirtti:
TEDAVİSİ MÜMKÜN BİR HASTALIK
MIS-C'nin tedavi edilmesi mümkün bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Serkan Atıcı, "İyi tedavi edildiğinde kalıcı hasar bırakmayan bu hastalık tedavi edilmeyen kişilerde ise başta koroner damarlar olmak üzere birtakım ciddi sağlık problemleri oluşturabilir. Bu hastaların özellikle çocuk kardiyolojisi ve çocuk enfeksiyon hastalıkları gibi bölümler tarafından hem tanı ve tedavi aşamasında hem de tedavi sonrası dönemde takip edilmesi gerekir" şeklinde konuştu.