Testi pozitif çıkıp evde tedavi gören Kovid-19 hastalarının beslenmesine çok dikkat etmesi gerektiğini belirten Akgöz, şunları kaydetti:
"Turunçgiller, turuncu meyve ve sebzeler A ve C vitamini bakımından zengindir. Kış mevsiminde yaygınca bulabileceklerimizden bazıları ise portakal, mandalina, greyfurt, limon, havuç, kış kabağıdır. Probiyotik besinler ise bağırsaklar üzerinde yaptığı olumlu etkiler ile bağışıklık sistemini destekleyen yararlı bakterilerdir. Bunun için kefir, yoğurt, boza, tarhana tüketilmeli. Probiyotiklerin bağırsaktaki faaliyetlerinin devamı için gerekli olan prebiyotik besinler de soğan, sarımsak, muz, kuru baklagiller, tam tahıl ürünleridir.
Zencefil, zerdeçal, çay, ekinezya, karabiberin anti inflamatuar ve antioksidan etkisi bulunuyor. Bu besinlerin bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkileri vardır. Balık, balık yağı, ceviz Omega-3 yağ asidi içerir. Fındık, badem, ceviz, kaju gibi yağlı tohumlar da antioksidan özelliği olan E vitamini içerir. Yeterli ve dengeli beslenmek gerekiyor. Sağlıklı ve güçlü bir bağışıklık sistemi için aşırı besin tüketmemelisiniz. Yeterli miktarda karbonhidrat, protein ve yağ da alınmalı. A, E vitamini ve diğer bazı besin ögelerinin fazlasının vücutta biriktiği ve olumsuz etki yapabileceği unutulmamalı."
"GÜNDE KİLOGRAM BAŞINA 30 ML VEYA 8-10 BARDAK SU MUTLAKA TÜKETİLMELİ"
Öznur Akgöz, evde tedavi gören hastaların günlük su tüketiminin önemine işaret ederek, "Günde kilogram başına 30 ml veya 8-10 bardak su mutlaka tüketilmelidir. Gün içinde fazla miktarda çay, kahve tüketiminden kaçınılmalı ve bu içeceklerin su yerine geçmediği bilinmeli." ifadelerini kullandı.
Besin hijyenine dikkat edilmesi, çiğ ve pişmiş ürünlerin bir arada saklanmaması gerektiğini vurgulayan Akgöz, çiğ tüketilen meyve ve sebzelerin çok iyi yıkandıktan sonra tüketilmesi, bağışıklık sistemini zayıflatmamak için kızartmalardan, fazla yağlı besinlerden uzak durulması ve yemek pişirme yöntemi olarak fırın veya haşlama yönteminin kullanılması gerektiğini kaydetti.
Akgöz, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olan besinleri günlük yeterli miktarda tüketmek, gerektiği durumlarda bir beslenme uzmanına danışmak gerektiğini belirtti.
BU BESİNLERİ SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN!
Her gün bir avuç içi kadar kavrulmamış badem, fındık, kaju ve ceviz gibi yağlı tohumlardan birini tüketmek gerektiğini aktaran Akgöz, şunları kaydetti:
"Her gün soframızda tam tahıllara, kefir ve yoğurda yer vermeli ve haftada en az 2 kere kuru baklagil tüketilmelidir. Omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan balığa soframızda yer vermeli, haftada 2-3 kere taze balık tüketilmeli. Günde 2-3 porsiyon meyve ve 3-4 porsiyon sebze yiyebilirsiniz. Fakat her meyvenin şeker oranı ve kan şekeri üzerine etkisi farklıdır. Bu nedenle kuru meyveler, ananas, muz, hurma gibi meyveler yerine elma, armut, ayva, portakal, mandalina, greyfurt gibi meyveler tercih edilmelidir. Sebzelerden ise maydanoz, roka, marul, ıspanak, havuç, brokoli, lahana tercih edilebilir.
Tedavi sürecinde yaşanan kaygı ve stres, iştah hormonlarından olan kortizol hormonu sentezinde artışa neden olabilir. Bununla birlikte hastalarda iştah ve yemek yeme isteği artar. Kişiler yemek için şeker, yağ ve enerji içeriği yüksek olanı tercih ediyor. Tedavi süreci boyunca şeker, yağ ve enerji içeriği yüksek besinler tüketmemek, kaliteli, düzenli ve yeterli süre uyumak, kişinin kendisini rahatlatacak aktiviteler yapmak, stresten uzak durmak da bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olacaktır."