Son dakika haberine göre; 2020'de tüm dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ederken tıp dünyası garip hastalıklara şahit oldu. Dünyanın belli bölgelerinde yaşayan vakalarda garip hastalıklar tespit edildi.
Tıp gündeminde dikkat çeken bu hastalıklar, yeşil idrar hastalığından gezen dalak hastalığına kadar farklı isimlerle ortaya çıktı. Peki 2020'de ortaya çıkarak garip hastalıklar arasında yer alan bu 10 hastalık nedir? 10 garip hastalığın ne gibi belirtileri vardır?
"YEŞİL İDRAR"
İdrarın yeşile dönmesi oldukça korkutucu gelebilir. Fakat Chicago'daki bir adamın fark ettiği gibi yeşil idrar, bazı ilaçların nadir görülen yan etkilerinden biri olabilir.
62 yaşındaki adam, kanında hayati tehlike oluşturabilecek bir durum olan yüksek düzeyse karbondioksit bulunduğu tespit edildikten sonra hastaneye kaldırıldı. New England Journal of Medicine'da 2 Aralık'ta yayınlanan bir rapora göre, tedavi için ventilasyon uygulamasına geçildi ve propofol adı verilen bir anestezi ilacı verildi. Beş gün sonra, bir kateter torbasında toplanan idrarın yeşil renge dönüştüğü fark edildi.
Yeşil idrar bir dizi faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilirken bu durumda en büyük etken propofol olarak belirlendi. Bu ilaç, anestezi için oldukça sık kullanılırken nadir durumlarda kişinin idrarını yeşil renge çevirebilir. Neyse ki, bu renk değişikliği iyi huyludur ve ilaç kesildiğinde idrarın rengi de normale döner.
"SOĞUK ALERJİSİ"
İnsanlar, soğuk hava dahil olmak üzere hemen hemen her şeye karşı alerji geliştirebilirler. Fakat Colorado'da yaşan bir adam için soğuk alerjisi neredeyse hayatına mal oluyordu.
27 Ekim'de The Journal of Emergency Medicine'da yayınlanan bir rapora göre 34 yaşındaki adam, sıcak bir duştan soğuk bir banyoya adımını attığını yere yığıldı. Adam nefes almakta zorlanıyordu ve cildi kurdeşenle kaplanmıştı. Hayatı tehdit eden, anafilaksi olarak bilinen tüm vücut alerjik reaksiyonu yaşıyordu.
Doktorlar ona soğuk hava veya soğuk su dahil olmak üzere soğuk havaya maruz kaldıktan sonra cildin alerjik reaksiyonu olan ürtiker teşhisi koydu. En yaygın semptom, soğuğa maruz kaldıktan sonra ciltte döküntülerin oluşmasıdır. Ancak daha ciddi vakalarda insanlar anafilaksi geliştirebilir, bu da kan basıncının düşmesine, solunum yollarının daralmasına ve nefes almanın zorlaşmasına neden olabilir.
Bu ağır vakada ise antihistamin ve steroid tedavisi sayesinde hastanın durumu düzeldi ve anafilaksi durumu ortadan kaldırıldı.
"ÖLDÜREN MEYAN KÖKÜ"
Siyah meyan kökünü yüksek oranda tüketmek, aşırı doz şeker almanıza sebep olabilir. Bunun nedeni, yüksek dozlarda toksik olduğu bilinen bir bileşik içermesidir. Tam da bu etkileri nedeniyle Massachusetts'te bir adam çok fazla siyah meyan kökü yemesi nedeniyle hayatını kaybetti.
The New England Journal of Medicine'de 23 Eylül'de yayınlanan bir rapora göre, 54 yaşındaki adam hayatı tehdit eden bir kalp ritmi sorunu yaşadıktan sonra aniden bilincini kaybetti. Ailesi, adamın kötü beslendiğini ve son haftalarda her gün bir ila iki büyük paket siyah meyan kökü tükettiğini söyledi. Raporda belirtilenlere göre yoğun bakım ünitesinde birden fazla tedavi görmesine rağmen, hastaneye geldikten 32 gün sonra hayatını kaybetti.
Siyah meyan kökü, FDA'ya göre meyan kökünden elde edilen glisirizin adlı bir bileşik içerir. Çok fazla tüketimde tehlikeli sonuçlara neden olan bu bileşik, vücudun potasyum seviyesini ciddi miktarda düşürür ve bu durumda ortaya çıkan yüksek tansiyon, anormal kalp ritmi gibi semptomlar, ölüme yol açabilir.
"DELİNMİŞ KALP"
Bir genç, göğüs ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurduğunda doktorlar şaşırtıcı bir nedenle karşılaştı. Gencin kalbinde bir dikiş iğnesi bulunuyordu.
29 Temmuz'da The Journal of Emergency Medicine'da yayınlanan bir rapora göre 17 yaşındaki, göğsünde sırtına yayılan keskin bir ağrı yaşadıktan sonra acil servise gitti. Raporda, göğsünün CT taraması, kalbinde dik duran bir metalik bir yabancı nesne olduğu kayıt altına alındı. Bu nesnenin, doktorların açık kalp ameliyatı yaptıkları sırada 3,5 santimetrelik bir dikiş iğnesi olduğu anlaşıldı.
Genç, başlangıçta doktorlara herhangi bir yabancı cisim yemediğini veya göğsünde fiziksel travma yaşamadığını söyledi. Ancak daha sonra kıyafetlerini diktiğini ve bazen ağzında dikiş iğnesi tuttuğunu itiraf etse de hiçbir zaman dikiş iğnesi yuttuğunu fark etmediğini belirtti.
Neyse ki yapılan ameliyattan sonra gencin durumu iyiye giderek sağlığına kavuştuğu bildirildi.
"ALKOL FABRİKASINA DÖNÜŞEN MESANE"
Bir kadının mesanesi, şekeri alkole dönüştürmeye başladığında bir çeşit bira fabrikasına dönüştü. 61 yaşındaki kadının, sirozu veya karaciğerinde hasarı olduğu için karaciğer nakline ihtiyacı vardı. 24 Şubat'ta Annals of Internal Medicine dergisinde yayınlanan bir rapora göre, idrarında alkol içmeyi reddetmesine rağmen sürekli olarak alkol testi pozitif çıktığında doktorları şaşırmıştı.
Biraz dikkatli hareket ettikten sonra, doktorlar kadının mesanesindeki mikropların glikozu (şekeri) alkole dönüştürdüğünü keşfettiler. Kadının durumu, gastroinstestinal sistemdeki mikropların karbonhidratları alkole dönüştürdüğü "otomatik bira fabrikası sendromu" (ABS) adı verilen nadir bir bozukluğa sebep olmuştu.
ABS bozukluğu olan insanlar, karbonhidrat yemekten sarhoş olabilir, ancak raporda, kadının durumunda yalnızca mesanesinde fermantasyon ortaya çıkması nedeniyle durumu farklı kılıyordu. Mesaneden kan dolaşımına girmediği için sarhoş görünmese de alkol oranı sürekli yüksek çıkıyordu. Hatta durum o kadar farklıydı ki tıp literatürüne "mesane fermantasyonu sendromu" olarak yeni bir hastalık adı ile kayıt altına alındı.
"GEZEN DALAK"
Zihin dağınıklığı normal bir şey olsa da vücuttaki organlar, genellikle olduğu yerde durması beklenen yapılardır. Ancak Michigan'daki bir kadının dalağının vücudunun içinde 48 saat boyunca gezdiğinde bulduğu durum, oldukça sıradışı olarak nitelendirildi.
Kadının dalağı, olağan yerinde tutan bağlar zayıfladığında organın vücut içinde hareket etmesine izin verdiğinde ortaya çıkan nadir bir "dolaşan dalak" rahatsızlığına sahip olduğu fark edildi.
The New England Journal of Medicine'da 19 Kasım'da yayınlanan bir vaka raporuna göre, kadının karnının sadece iki gün arayla alınan BT taramalarında dalağının karnının sol üst kadranından sağ alt kadrana gittiğini gösterdi. Kadının sahip olduğu karaciğer rahatsızlığı, dalağının büyümesine neden olmuş ve bu dalağı çevreleyen bağların gerilerek zayıflamasıyla sonuçlanmıştı. Normalde cerrahi operasyonla alınması gereken bu dalak, kadının karaciğer rahatsızlığı nedeniyle dalağını çıkarmak için ayrı bir ameliyat yerine karaciğer nakli sırasında operasyonu tamamlamaya karar verildi.
"KALICI KORONAVİRÜS"
Covid-19'u olan kişiler, enfeksiyona yakalandıktan sonra yaklaşık sekiz gün boyunca bulaşıcılık gösterirler. Fakat Washington eyaletindeki bir kadın 70 gün boyunca bulaşıcı virüs parçacıkları saçtı, bu da tüm bu süre boyunca bulaşıcı olduğu anlamına geliyor. Ayrıca 4 Kasım'da Cell dergisinde yayınlanan vakaya göre, hastalığın semptomlarını da hiçbir zaman göstermedi.
70 yaşındaki kadında bir tür lösemi veya beyaz kan hücreleri kanseri vardı ve bu nedenle bağışıklık sistemi zayıfladı. Bu nedenle vücudunu SARS-CoV-2 adı verilen virüsten daha az temizleyebildi.
Kadın, Washington Kirkland'daki Life Care Center rehabilitasyon tesisinde meydana gelen ülkenin ilk bildirilen Covid-19 salgını sırasında şubat ayının sonlarında enfekte olmuştu. 15 hafta boyunca kadın Covid-19 için bir düzineden fazla test edilmesine rağmen virüs 105 gün boyunca üst solunum yollarında aktifti. Bu nedenle en az 70 gün boyunca bu virüslerin bulaşıcılığını da aktif halde olduğu tespit edildi.
Sonunda kadın virüsten temizlenmeyi başarsa da doktorlar bunun nasıl ortaya çıktığını anlamlandıramadı. Bulgular, Covid-19'u olan bağışıklığı baskılanmış hastaların normalden daha uzun süre boyunca bulaşıcı olduğunu düşündürdü.
"ÜÇ BÖBREK"
Brezilya'da bir adam, taramada bir değil üç böbreği olduğunu gösterdiğinde doktorlar büyük bir şaşkınlık yaşadı.
The New England Journal of Medicine dergisinde 6 Mayıs'da yayınlanan bir vaka raporuna göre, 38 yaşındaki adam başlangıçta şiddetli sırt ağrısı için tıbbi yardım istedi. BT taraması sırasında sırt ağrısının fıtıklaşmış veya "kaymış" bir disk nedeniyle oluştuğu düşünüldü. Fakat bu taramalar sırasında adamın alışılmadık anatomik özelliğe sahip olduğu fark edildi. Raporda, tipik bir insanda görülen normal iki böbrek yerine üç böbrek bulunuyordu.
Üç böbreğe sahip olmak oldukça nadir bir durum ve şimdiye kadar tıp literatüründe 100'den az vaka kayda geçti.
"JAKUZİ AKCİĞERİ"
Jakuzi akciğeri hastalığı, ılık suda gelişebilen bakterilerin neden olduğu oldukça nadir bir hastalıktır. Respirology Case Reports dergisinde 11 Kasım'da yayınlanan bir vaka raporuna göre, genç bir hasta şiddetli nefes alma zorlukları nedeniyle hastaneye başvurdu. Hastaneye başvurmadan önce geçirdiği ayak bileği ameliyatı nedeniyle zamanının çoğunu evinin kapalı yüzme havuzunun yanındaki medya odasında geçiriyordu.
Mycobacterium Avium da dahil olmak üzere Mycobacterium cinsine ait bazı aerosol haline getirilmiş bakterileri soluduklarında ortaya çıkabilen bir hastalık olan jakuzi akciğeri hastalığı teşhisi kondu.
Ailenin diğer üyelerinde de görülen bu hastalık daha hafif olsa da iki yıl sonra hala akciğerlerinde hasar belirtileri devam ettiği fark edildi.
"KİREÇ TAŞI"
Karın ağrısı ve kusma nedeniyle acil servise giden bir kadın, belirtilerinin altmış yıl önce geçirdiği bir komplikasyon sonucu olduğunu öğrendi.
BMJ Case Reports dergisinde 8 Ocak'ta yayınlanan bir vakaya göre, doktorlar bağırsaklarında 4 cm uzunluğunda bir kireç taşı olduğunu keşfettiler. Taşın kadının içinde neredeyse tüm hayatı boyunca büyüdüğü ortaya çıktı.
Kadın altı günlükken bağırsak tıkanıklığı nedeniyle ameliyat olmuştu. Fakat doktorların kullandığı cerrahi yöntem, vücudunda zamanla madde biriktiren ve yavaş yavaş bu taşın oluşmasına da katkıda bulunan sabit bir bağırsak parçasının kalmasına neden oldu.
Doktorlar ameliyatla taşı çıkarabildiler ve kadın tamamen sağlığına kavuştu.