Baharatlar, bitki çayları, et ve tavuk ürünleri derken gıda hilekarları vatandaşın hemen hemen her gün tükettiği ekmek ve çeşitli unlu mamullerde de çeşitli hile yöntemlerine başvuruluyor. Gıda Mühendisi Taylan Akgün, unlu mamullerin daha beyaz, daha hacimli ve uzun süreli raf ömrüne sahip olması için benzoil peroksit, potasyum bromat gibi katkı maddelerinin kullanıldığını söyledi.
DAHA BEYAZ, DAHA HACİMLİ VE UZUN RAF ÖMRÜ OLMASI İÇİN KULLANILIYOR
Bu ürünlerin etkilerinin anlatan Akgün, "Benzoil Peroksit un elde edilirken ağartıcı olarak kullanılıyor. Bir buğday un haline dönüştürüldüğünde aslında iki hafta içerisinde un kendi doğal beyaz rengine ulaşıyor. Ancak bu katkı maddesini kullandığınız zaman süre oldukça kısalıyor. 24 ile 72 saat arasına iniyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde kanserojen etkiye sahip olduğunu kanıtlayıcı veriler var. Bunu gördükten sonra insanla üzerinde deneyler yapılmıyor. İnsanlara da etki edeceği nedeniyle özellikle Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde katkı maddesi olarak kullanılması yasaklanıyor. Potasyum bromat ise unlu mamullerde çok geniş yelpazede kullanılan bir ürün. Özellikle mayalı, fermente olan ürünlerin fermantasyon kabiliyetini artırıcı, ürünün hacminin verimli bir şekilde artmasını sağlayıcı bir katkı maddesi" dedi.
"KURDEŞEN, SOLUNUM BOZUKLUKLARI, ASTIM GİBİ HASTALIKLARI TETİKLİYOR"
Öte yandan kullanılmasına belirli ölçülerde izin verilen benzoik asidin aşırı kullanımda çeşitli yan etkilere yol açtığını ifade ederek, "Benzoik asidin kullanılması yasak değil. Bu meyvelerde doğal olarak bulunan bir asit. Bu daha çok sodyum, potasyum ve kalsiyum tuzları olarak gıdalarda bulunuyor. Bunun gıdalarda kullanım amacı ise mayalara, küflere bağlı bozulmaların geciktirilmesi. Özellikle dolgulu unlu mamullerde yufka, ekmek gibi raf ömrü uzun olması istenen ürünlerde kullanılabiliyor. Bunun binde 1-2 oranında kullanım limiti var. Bu limit geçildiğinde özellikler C ve E vitaminiyle reaksiyona girerek kan üzerinde oluşabilecek kanserlerin de oluşmasını etkilediği tetiklediği ön görülüyor. Kurdeşen, solunum bozuklukları, astım gibi hastalıkları tetikliyor" diye konuştu.
"GÖZLE AYIRT ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Katkı maddesi kullanılan ürünlerin sadece laboratuvar ortamında yapılan testler sonucunda tespit edildiğinin altını çizen Akgün, vatandaşlara tanıdıkları, güvendikleri yerlerden alışveriş yapma tavsiyesinde bulunarak, "Yufkayı aldığınızda her zaman bildiğiniz yufka tadında daha ekşi bir tat alıyorsanız bu katkı maddesinin fazla kullanıldığına işaret eder. Ancak iyi bir fırıncı ürününü doğru bir şekilde yaptıysa doğru tarifi uyguladıysa da ortaya iyi bir ürün çıkar. Bu yüzden katkı maddesi kullanılan ve kullanılmayan ürünü gözle ayırt etmek mümkün değildir. Dolayısıyla güvenilir, tanıdık yerlerden ürün almakta fayda var" ifadelerini kullandı.
Vatandaşlardan Ömer Özyurt ise unlu mamullerde yapılan hileleri duyduğunu bu yüzden beyaz ekmek tüketmediğini belirterek, "Bu katkı maddelerinden dolayı beyaz ekmek almıyorum. Daha çok tam buğday ya da çavdar ekmeği tüketiyorum. Çok fazla ekmek de tüketmiyorum. Bir ekmek bana 3-4 gün yetiyorö derken Volkan Taşkıran da "Ben 40 yaşındayım. Ekmek aldığım fırın çok daha eskiden beri var. Babamlarda buradan alışveriş yapardı. Bu çevrenin en eski fırını, güvenilir olduğu için buradan alıyoruz. Bu yüzden diğer yerlerde nasıldır bilmiyorum ve dikkat etmiyorum. Hep aynı yerden alıyorum" diye konuştu.