Son dakika haberler... Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik; SABAH'a konuştu. Çinli koronavirüs aşısının hem Çin'de hem de denemelerinin yapıldığı bazı ülkelerde başarı gösterdiğini belirtirken aşının Türk toplumunun nasıl cevap vereceğini araştırdıklarını söyledi. Aşının şuana kadar 50 sağlık çalışanı üzerinde denendiğini aktaran Çelik, yakın zamanda halktan gönüllü kişilerde de aşının denenmesine başlanacağını söyledi.
ÇİN AŞISI 3 AYA KADAR HALKA UYGULANACAK
Aşı çalışmaların temeli iki guruba ayrıldığını belirten Çelik; "Birinci guruba aşı, ikinci guruba ise hastaya zararı olmayan bir madde veriyoruz. Bunu aşının etkinliğini kıyaslamak için yapıyoruz. Deneğe hangisinin verildiğini ne denek ne de biz biliyoruz. Bunu kodlarla sadece çalışma merkezi bilir. Aşının gerçek etkisini kanıtlamak için yapılanın aşımı yoksa zararsız maddemi olduğunu ne deneklerin ne de bizim bilmememiz gerekiyor. Çin aşısının diğer bazı ülkelerde yapılan çalışmaları var. Başarılı olduğu antikor geliştirdiği gösterilmiş. Şimdi burada sağlık çalışanlarına uyguluyoruz. Çin aşısı 3 aya kadar vatandaşa vurulabilecek hale gelir. Sağlık çalışanlarını bitirdikten sonra halktan gönüllerde aşılar denenecek. Ondan sonra antikor oluşup oluşmadığını göreceğiz. Bu aşamalardan sonra merkez tarafından gerçek aşılar gönderilecek. Hastalıkların genetik farklılıklar var. Afrika'da ya da Amerika'da gördüğünüz hastalığı burada görmeyebilirsiniz. Çin'de bu aşı başarılı olmuş ama bu aşıya Türk toplumunun nasıl cevap vereceğini, Çin toplumunun verdiği cevapla anlayamayız. O yüzden aşının Türkiye'de denemesini yapıyoruz. Bu yeni bir aşı. O yüzden bu aşının farklı genetik özelliklere sahip toplumlarda denenmesi lazım" dedi.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞ VİTAMİN TAKVİYESİ
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için dışarıdan yapılan vitamin takviyesi alımlarına da değinen Bilim Kurulu Üyesi İlhami Çelik; "Dışarıdan vitamin takviyesi almak hiç doğru bir şey değil. Eğer vitamin alacaksanız en doğru şey mevsimin sebze ve meyvesinin yenilmesi. Bünyenizi çok güçlü tutarsanız koronavirüsten daha rahat kurtulursunuz diye bir algı var. Bu algının çok doğru olduğu kanaatinde değilim. Hastalık bağışıklık sistemi yeterli bireylerde de çok ciddi seyredebiliyor. Dışarıdan vitamin almanın bir anlamı yok. Bunların fazlası da doğru değil zaten. Yeterli ve dengeli beslenilmeli. Koronavirüse karşı yapılacak en önemli şey bulaşmasını önlemek. 70 küsur yaşındaki bir amcada D vitamini 80 çıktı. D vitaminin aşırısı en basit haliyle böbrek taşı demektir. Veyahut ta aşırı kemik sertleşmesi gibi sıkıntılara yol açar. Yapılması gereken şey yeteri kadar vitamin almak. Dışarıdan vitamin alımlarında vücutta birikmeyen vitaminler idrarla dışkıyla geri vücuttan atılacak. Bunun hiç bir mantığı yok. Virüsün bulaşmasını önlemek için yapılacak şey maske, mesafe ve temizlik" diye konuştu.
"KIYAFETLERİ DETERJANLA 30 DERECE YIKAYIN"
Kıyafetlerin 60 ya da 90 derecede yıkanması yönünde yapılan tavsiyelere de değinen Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik; "Deterjan yeterliyse kıyafetlerin 30 derecede yıkanması yeterli. Bazıları 90 derecede yıkıyor. 90 derece çok yüksel bir sıcaklık. Bu virüsler o kadar çok güçlü olsalardı şuanda tüm dünyanın enfekte olması lazımdı. Koronavirüs zarlı bir virüs. 30 derecede deterjanla kıyafetlerinizi yıkarsanız virüs kalmayacaktır. Çünkü zarlı virüsler deterjanlı suda çok çabuk inaktif olur diye konuştu" diye konuştu.
"ÇİFT MASKE ÇOK GEREKSİZ"
Kapalı ortamların bulaşıcı hastalıklar için en büyük risk olduğunu ifade eden Prof. Dr. İlhami Çelik; ". Aynı oda da 2 kişi olursa risk azdır, ne kadar çok insan varsa risk o zamanda çoğalır. Çift maske takmak ise çok gereksiz. Burada sadece maskenin özelliği önemli. Maske 3 katlı ve Nonwoven özellikli bir kumaştan yapılmalı. Çünkü geçirgenliği bu azaltıyor. Ölçülü, kaliteli ve dizaynı uygun maske kullanılmalı. Çift maske yerine tek maske kullanılmalı ama maskeyi de düzgün takmak çok önemli" dedi.
"SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI OLUŞMADI REHAVETE KAPILMAYIN"
Türkiye'de sürü bağışıklığının oluşmadığını belirten Prof Dr. İlhami Çelik; "Sürü bağışıklığı henüz oluşmuş değil. Bunun için toplumun en az yüzde 40 ila 70'i ya da ortalama yüzde 60'ının enfekte olması lazım. Sürü bağışıklığında ciddi can kaybı verilir. Yani bunun bedelini ödemek çok zor. Virüsün mutasyon geçirmesi demek antijenik yapısının değişmesi demek. Bu durumda virüsün şekli tamamen değişiyor ve vücutta oluşan antikor bu virüsü tanımadığı için yeniden enfekte oluyoruz" diye konuştu.