Uzmanlar günümüzde kadınların ortalama yaşam beklentisinin 80'e kadar yükseldiğine dikkat çekiyor. Ömürlerinin yaklaşık son 30 yıl gibi uzun bir sürecini kapsayan menopozu kadın hayatı için çok özel ama bir o kadar da yaşlanma ile beraber kronik hastalıklarla da mücadele edilen bir dönem olarak tanımlayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, erken menopozun hâlâ kadınların korkulu rüyası olmayı sürdürdüğünü belirtti.
"HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER KİLO ALDIRIYOR"
Menopoz başladığında, östrojen hormonunun azalmaya başladığını ve normal döngüsel östrojen ve progesteron düzeninin bozulduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, "Azalan östrojen seviyeleri, metabolizmayı olumsuz etkiler ve potansiyel olarak kilo alımına yol açar. Bu değişiklikler ayrıca kolesterol seviyesini ve vücudun karbonhidratları sindirme şeklini de etkileyebilir. Çoğu kadın bu geçiş döneminde sıcak basması ve uyku güçlüğü gibi semptomlar yaşar. Ayrıca hormon değişiklikleri, kemik yoğunluğunun azalmasına neden olarak kırık riskinizi ve kalp hastalıklarında etkilenme riskini artırabilir" diye konuştu.
ANNENİN MENOPOZ YAŞI KRİTİK ÖNEMDE
Birçok kadının hayatında en merak ettiği sorulardan birinin 'Menopoza ne zaman gireceğim' sorusu olduğunu aktaran Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, şu yanıtı verdi: "Bir kadının menopoz yaşını etkileyen birkaç faktör vardır, ancak biri diğerlerinden daha önemlidir; annesinin menopoz yaşadığı yaş! Menopoz genetik olarak çok güçlü bir şekilde aktarılır. Bu nedenle annenizin menopoza girdiği yaşa bakarak, birkaç yıl içinde sizin de menopoza girme olasılığınız çok yüksektir. Elbette bu her zaman doğru değildir. Bazı kadınlar, menopoza alışılmadık bir şekilde erken yaşta (45 ya da daha önce) bilinen bir neden olmaksızın ulaşır. Bu, kalıtsal bir sorunun veya bir seferlik genetik mutasyonun sonucu olabilir. Öyleyse, anneniz 40 yaşında menopoza girdiyse, ancak kız kardeşleri ve büyükanneniz ortalama 50 yaş civarında bunu yaşadıysa, onun yolunu mu yoksa onların yolunu mu izleyeceğiniz belli değildir."
"TÜRK KADINI DAHA ERKEN MENOPOZA GİRİYOR"
Türkiye'de yapılan bilimsel çalışmaların menopoz yaşının 45-47 yaş civarında olduğunu gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, dünyaya bakıldığında ise Afrikalı, Afrika-Amerikalı, Meksika kökenli 'hispanik' diye adlandırılan kadınlar ve Asyalı kadınların, Batılı kadınlara göre daha erken yaşta menopoza girildiği ancak gelişmiş ülkelerde ortalama 50-52 yaşında menopoza girildiğinin gösterildiğini belirtti.
SİGARA İÇMEK EN BÜYÜK ZARARI VERİYOR
Erken menopoz için risk faktörlerine bakıldığında en belirgin etkenin sigara içmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, "Başka hiçbir yaşam tarzı faktörü yumurtalıklarınıza sigaradan daha fazla zarar vermez. Yani sigara içiyorsanız ve anneniz içmediyse, muhtemelen menopoza ondan daha erken ulaşacaksınız. Eğer anneniz sigara içerse ve siz içmezseniz, muhtemelen menopoza ondan daha geç ulaşırsınız" ifadelerini kullandı.
SOSYAL VE FİZİKSEL STRES OLUMSUZ ETKİLİYOR
18 Ekim'in her yıl 'Dünya Menopoz Günü' olarak kutlandığını anımsatan Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, menopozun diğer risk faktörlerini ise şöyle sıraladı;
"Düşük eğitim düzeyi, düşük ekonomik gelir, herhangi bir işte çalışmamak ve düşük kilolu olmak erken menopoz yaşı ile ilişkili bulunmuştur. Özellikle düşük sosyoekonomik düzeyin ve eğitimin; artmış sosyal ve fiziksel stres düzeyleri ile ilişkisi olduğu, bu durumun da hormonları olumsuz yönde etkileyebileceğini düşündürmektedir. Ayrıca düşük sosyoekonomik düzeyde sigara tüketiminin de fazla olduğu, buna bağlı menopoz yaşının daha erken yaşlarda olduğu görülmektedir. Biri 1990 yılında ABD'deki New York Eyalet Üniversitesi'nde, diğeri ise 1999'da ülkemizde yapılmış çok enteresan iki çalışmada; sol elini kullanan kadınların, sağ elini kullananlara göre daha erken menopoza girdikleri gösterilmiştir."
"VEJETERYANLAR VE SPORCULAR DİKKATLİ OLMALI"
Yapılan bazı çalışmalarda iyi beslenemeyen, vejetaryen ve aşırı zayıf kişilerin de erken menopoza girdiğinin kanıtlandığını belirten Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, sözlerine şu şekilde devam etti; "Çok fazla egzersiz yapan, yarışmalara katılan sporcularda, balerinlerde, atletlerde; adet düzensizlikleri ve üreme fonksiyonları ile ilgili problemlerle karşılaşılmaktadır. İdeal bir üreme döngüsü için ideal kiloda olmak ve sağlıklı-stressiz bir yaşam sürmek gerekir. Menopozu geciktirmenin bir yolu yoktur; sadece dış etkenler tarafından hızlandırılabilir, yavaşlatılamaz!"
İYİ BİR DİYET SEMPTOMLARI AZALTABİLİR
Menopoz döneminin başlangıcında tüketilen meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar, yüksek kaliteli protein ve süt ürünleri bakımından zengin bir tam gıda diyetinin menopoz semptomlarını azaltabileceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Hüseyin Cengiz, "Balıklardan elde edilen Omega-3 yağ asitleri gibi fitoöstrojenler ve sağlıklı yağlar da menopoz semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir. Endüstriyel şekerler, işlenmiş karbonhidratlar, alkol, kafeinli ve yüksek sodyumlu veya baharatlı yiyecekler de sınırlandığında, diyetinizdeki bu basit değişikliklerle hayatınızdaki bu önemli geçiş dönemi kolaylaştırılabilir" dedi.