Radyoloji ve Meme Radyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Levent Çelik, meme kanseri oranlarının artmasından duyulan endişe ile ilgili bilimsel araştırmalar doğrultusunda bilgiler verdi...
İçinde bulunduğumuz gündem nedeniyle bazı hastalar Covid-19 korkusu ile ele gelen sertlik gibi ciddi kanser bulgularına rağmen hastanelere ve görüntüleme merkezlerine başvurmaktan kaçınıyor. Bu durum da tanı ve tedavi sürecinde gecikmelere neden oluyor. Geçtiğimiz 6 aylık pandemi süresince mamografi taramalarında yüzde 70-75 oranında bir azalma meydana geldi.
Bu durma neticesinde 10 yıl boyunca meme kanserinden ölümlerin yüz binde 2 ila 2.4 arasında artacağına dair bir araştırma olan Hollanda çalışması, 12. Avrupa Meme Kanseri kongresinde sunuldu.
TARAMA TALEBİ
Pandemiye bağlı tarama ve tanı gecikmeleri nedeniyle ABD'de önümüzdeki 10 yılda meme kanserinden ölümlerin 10 bin artacağı hesaplanmakta. Covid-19'un bulgularının ve bulaşının öğrenilmesi ve önlemlerle artık tarama merkezleri çalışmaya başladı ve tarama talebi ile merkezlere başvurma başladı. Zamanında taramaya koronavirüs korkusu veya sistemin durması nedeniyle başvurmayanların meme kanseri taramaları için merkezlere başvurmasını öneriyoruz.
HER 7-8 KADINDAN BİRİ KARŞILAŞIYOR
Türkiye'de meme kanserinin yüzde 47'si 50 yaş ve altındaki kadınlarda görülüyor. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı da Türkiye'de mamografi taramanın başlangıç yaşını 40 yaş olarak tespit etti.
Bir meme kanseri elle yakalandığında 15-17 milimetre çapta olmakta ve bu boyuta 8-10 yılda gelmektedir. Bugünkü teknolojide tarama testleri ile bir meme kanseri ele gelmeden 3-4 yıl önce yakalanabilir. Kadın olmak, meme kanseri için en önemli risktir.
Her 7-8 kadından biri hayatının bir döneminde kendi vücudunda meme kanseri ile karşılaşmaktadır.
Bu noktada erken teşhis için en temel yöntem kadınlarımızın 40 yaşından sonra düzenli olarak tarama mamografilerini çektirmeleridir. Ayrıca yüksek riskli hastalara hesaplanan risk durumuna göre mamografiye ilave meme MR'ı ile de belli sıklıklarla tarama yapılmalıdır.
KEMOTERAPİ DÖNEMİNDE DAHA DİKKATLİ OLUNMALI
PANDEMİNİN ilk başladığı aylarda en büyük sıkıntıyı tedavisi devam eden kemoterapi hastaları yaşadı. Kemoterapinin bağışıklık sistemini zayıflatması nedeniyle hastaların hastaneye az gelmelerini sağlayacak rejimler uygulandı ve bu hastaların Covid-19'dan korunmalarına azami özen gösterildi. Ancak hastaların meme kanseri geçirmiş olmaları, onları tek başına Covid-19 için riskli yapmıyor. Kemoterapinin bağışıklık sistemini güçsüzleştirmesi nedeniyle kemoterapi döneminde özel önlem göstermek gerekiyor.