Dünyada yaygın görülmekle birlikte sıklığı artma eğiliminde olan ve yaşam kalitesini önemli derecede azaltan sağlık sorunlarından alerjik rinitin (AR) hakkında Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çelik bilgilendirmelerde ve tavsiyelerde bulundu.Dr. Mustafa Çelik alerjik rininlerin yaklaşık yüzde 80'inin mevsimsel olduğunu dile getirerek, "AR, gerçekleşme zamanı ve süresine göre mevsimsel ve perennial (yıl boyu) olmak üzere iki gruba ayrılır. Alerjik rinitlerin yaklaşık yüzde 80'ine yakını mevsimsel olup, yıl boyu süren alerjik rinit daha az oranda görülmektedir. Mevsimsel geçişlerde artan alerjik rinit semptomları, hastaların korkulu rüyası haline gelmektedir'' dedi.
EN HAFİF ŞEKİLDE ATLATMANIN YOLU: HABERDAR OLMAK
Mevsimsel geçişlerde burun akıntısı, hapşırma, geniz kaşıntısı, göz kaşıntısı, burun tıkanıklığı, gece rahat uyumama gibi semptomların sıklığı artmakta ve bu da alerjik rinit için uyarıcı olabildiğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çelik, ''Hastaların bu geçiş dönemlerinden en az semptom ve rahatsızlıkla atlatabilmesinin yolu; mevsim geçişlerinde alerjiyi tetikleyen durumlardan haberdar olması ile mümkün olabilmektedir. Ülkemiz farklı mevsimlerin aynı anda yaşanabildiği nadir ülkelerden olmakla birlikte, bu durum ülkemizde çok fazla çeşitlilikte alerjen maddelerin de oluşumuna yol açabilmektedir'' diye konuştu.
EN SIK RASTLANAN ALERJİ: AKAR DUYARLILIĞI
Çelik, alerjik rinite yol açan alerjen maddelerin, farklı şehirlerde farklılık gösterdiğini vurguladığı açıklamasında, ''Farklı şehirlerde farklı mevsimlerde görülen bu farklılığın ortaya konulması ve hastaların bu maddeler hakkında bilgi sahibi olabilmesi için polen takvimleri oluşturulmuştur. Bu polen takvimi her şehirde ve ayda farklılık göstermektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda en fazla akar duyarlılığı tespit edilmiştir. Türkiye genelinde akarlara karşı duyarlılık yzüzde 30-40 oranında tespit edilmiştir. Akarlar alerjenleri, 15 derecenin üstünde sıcaklık, yüzde 40 nemlilik ve düşük rakımlarda daha fazla yaşayabilmektedir. Akarlar dışında, koyun yünü, mantarlar, otlar-tahıl grubu, çavdar, koyun yünü gibi alerjenler en sık görülen maddelerdir" bilgisini paylaştı.
YAPILAN TÜM TESTLERE RAĞMEN TESPİT EDİLEMEYEBİLİR
Hastaların, alerjiyi tetikleyen maddelerin ne olduğu hakkında bilgi sahibi olabilmesinin yolunu da anlatan Dr. Çelik, ''Öncelikle bu hastalığın semptomları konusunda uyanık olunmalıdır. Hastalık hakkında bilgi sahibi olmayan hastalar için hayat maalesef çok kötü olabilmektedir. Alerji ile ilgili şikâyetleri olan hastaların kulak burun boğaz hekimine muayenesi, daha sonraki süreç için başlangıç olacaktır. Muayene olduktan sonra yapılması gereken, kişinin hangi maddeye karşı alerjen olduğunun tespit edilmesidir. Bunun için farklı testler yapılmaktadır ancak unutulmamalıdır ki, yapılan tüm testlere rağmen alerjen maddenin tespit edilememesi durumu söz konusu olabilmektedir.'' ifadelerini kullandı.
"SONUCUN NEGATİF ÇIKMASI, SİZİ ALDATMASIN"
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mustafa Çelik, en sık kullanılan testlere ilişkin bilgilendirmesine şöyle devam etti;
''Alerjik bireylerde, yaşadıkları coğrafi bölgenin özellikleri dikkate alınarak duyarlı oldukları alerjenlerin belirlenmesi hem alerjik hastalıklara ait morbiditenin azaltılması hem de duyarlı bireylerde hastalık gelişiminin önlenmesi açısından koruyucu önlemlerin alınması için önemlidir. En sık kullanılan testlerden biri deri prick testidir. Bu testte, cilt atına bazı alerjen maddeler enjekte edilerek, cildin verdiği reaksiyon dikkate alınmaktadır. Verilen maddelere karşı kişide alerji durumu söz konusu ise, maddenin enjekte edildiği cilt bölgesinde kabarıklık ve kızarıklık görülmektedir. Bu test yalnızca belli alerjen maddeleri içerdiğinden, test bataryasında bulunan maddelere alerji olduğu zaman doğru tanı konulabilmektedir. Yani test sonucunuzun negatif çıkması durumunda, hiçbir maddeye alerji olmadığınız anlamına gelmemektedir. Tabii ki test sonucunuzun doğru çıkmasına etken diğer önemli bir noktada, testin güvenilir ve deneyimli kişiler tarafından yapılmasıdır. Birçok yanlış test sonucunun altında yatan önemli bir faktör de deneyimli kişiler tarafından testin yapılmamasıdır.''