Göz Hastalıkları Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Sezer Hacıağaoğlu, bahar aylarında artan göz alerjilerine dair açıklamalarda bulundu. Alerjik konjonktivitlere ilişkin açıklamalarda bulunan Hacıağaoğlu, "Bahar aylarında uygun nem ve sıcaklıkla artan çayır ve tahıl polenleri; başta alerjik konjonktivit olmak üzere birçok alerjik hastalığın artışına sebep oluyor. Alerjik konjonktivitin, gözün en dış kısmını ve göz kapaklarının içini saran konjonktiva tabakasında, alerjik etmenlere bağlı gelişen aşırı duyarlılık oluyor. Alerjenler tipik olarak havayla taşınır. Alerjen gözümüzün en dışında bulunan gözyaşı film tabakasına girer ve dakikalar içinde konjonktivada bulunan mast hücrelerini harekete geçirir. Gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık, göz kapaklarında şişlik görülebilir" dedi.
"GÖZ ALERJİSİNİN 5 TİPİ BULUNUYOR"
Alerjik konjonktivitin beş farklı alt tipi içerdiğini ifade eden Hacıağaoğlu, "Mevsimsel alerjik konjonktivit; olguların yaklaşık yarısını oluşturan alerjik konjonktivitin en sık formudur. Hastalarda şiddetli kaşıntı en belirgin semptomdur ayrıca ışık hassasiyeti, berrak sulu akıntı, gözaltında mor renkli halkalar görülebilmektedir. Bu hastalarda alerjik rinit, astım gibi diğer atopik hastalıklar da eşlik edebilmektedir. Ataklar genelde daha kısa sürelidir. Alerjen maruziyetinin önlenmesi için dışarıda koruyucu gözlükler kullanılabilir. Pereniyal alerjik konjonktivit ise; mevsimsel özellik göstermeyen, şikayetlerin yıl boyunca devam ettiği alerjik konjonktivit tipidir. Mevsimsel tipten daha hafif seyirlidir. Nedenleri arasında polenler yerine akarlar, ev tozu, hayvan tüyleri gibi daha çok organik sebepler bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
"İHMAL EDİLDİĞİNDE GÖRME KAYBI YAPABİLİR"
Dr. Hacıağaoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü, "Vernal keratokonjonktivit de genellikle mevsimsel olarak tekrarlayan, kornea ve konjonktivanın birlikte etkilendiği daha ciddi bir tablodur. Özellikle atopi ve astım zemini olan erkek çocuklarında daha sık görülmektedir. Daha yoğun bir akıntı ile birlikte ışık hassasiyeti daha şiddetli olabilmektedir. Tedavi edilmezse görmeyi olumsuz etkileyebilir. Atopik keratokonjonktivit ise özellikle atopik dermatit öyküsüne sahip yaşlı hastalarda gelişebilen alerjik konjonktivit formudur.
Bulguları arasında sabahları göz kapaklarının yapışmasına sebep olabilecek kadar yoğun akıntı ve çapaklanma görülebilmektedir. Bu belirtiler yıl boyunca görülebilmektedir. Tedavi edilmediği takdirde kornea yüzeyinde ülsere neden olabilmektedir. Dev papiller konjonktivit; sıklıkla kontakt lens kullanıcılarında görülen alerji tipidir. Hastalar uzun süreli kontakt lens taktıklarında rahatsızlık duyabilmektedir. Özellikle üst göz kapağı altında alerjiye bağlı minik sıvı keseleri, papillalar görülmektedir. Bu hastalarda kontakt lens bakım solüsyonlarının değiştirilmesi, aylık lenslerden günlük kullan-at lenslere geçilmesi fayda sağlamaktadır" şeklinde konuştu.
"KORUYUCU GÖZLÜK KULLANIN, GÖZÜ OVALAMADAN KAÇININ"
Alerjik konjonktivitten korunmanın yollarına da değinen Dr. Hacıağaoğlu, "Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjik konjonktivit tedavisinde de etkenin uzaklaştırılması ve alerjen maruziyetinin azaltılması tedavide en önemli basamaktır. Güneş ışığı maruziyetinin azaltılması için güneş gözlüğü kullanılması, güneşin en dik geldiği saatlerde dışarı çıkılmaması, şapka ve maske takılması önemli koruyucu önlemler arasındadır.
Özellikle mevsimsel alerjide polenlerin yoğun olduğu dönemlerde, evde ve arabalarda pencerelerin kapalı tutulması önemlidir. Klimaların yoğun olarak kullanıldığı ev ve iş yerlerinde filtrelerin temizliği mutlaka yapılmalıdır. Ayrıca vernal konjonktivitler başta olmak üzere tüm alerjik konjonktivitlerde göz kaşımaya dikkat edilmelidir. Uzun süreli göz ovalamanın kornea tabakasının incelmesine sebep olan keratokonus hastalığına yol açabileceği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.