COVID-19, güzellik alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş, pandemi döneminde ön plana çıkan tedavileri anlattı…
Gündelik hayatlarına yavaş yavaş dönenlerde bazı estetik kaygılar artmaya başladı. Bunların başında göz çevresindeki yaşlanma belirtileri geliyor. Çünkü maske takarken yüzün odak noktası gözler oldu. Eskiden bir ruj sürüp kendilerini iyi hisseden kadınlar maske yüzünden gözlerindeki kusurlara, bakışlarındaki yaşlanma belirtilerine odaklanmaya başladı. Salgınla birlikte göz ve göz çevresi tedavileri ciddi anlamda ön plana çıktı.
Göz çevresine taze ve genç bir görünüm vermede botoks enjeksiyonları her zamanki gibi ilk sırada. Kaz ayaklarını yumuşatmada, bakışlara sert bir görünüm veren kaş arasındaki kırışıklıkları silmede elimizdeki en etkili madde botoks.
Bakışların güzelleşmesi için botoks en önemli araç olsa da, pek çok hastada enjeksiyonun başka tedavilerle desteklenmesi gerekiyor. Bizim hastalara hep dediğimiz gibi, yüzünüzü ters üçgen olarak düşünün. Bu ters üçgenin tabanının açıları, bu açıların estetik bir ahenkle bir araya gelmesinde ise şakakların dolgunluğu çok önemlidir.
Zamanla şakaklardaki yağ dokusu azalır. Bu da gözlere ve göz çevresinin çekiciliğine ciddi bir darbe vurur. Kaybolan hacmi hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri ile yerine koyduğumuzda üst göz kapaklarındaki sarkma hafifler, gözler gençlikte olduğu gibi daha çekik görünür.
Şakak dolgusuyla yaratılan etkiyi, kaş içlerini doldurarak, kaşları organik iplerle asarak destekleyebiliyoruz. Kaşları astığımızda gözler çok daha çekik görünüyor. Bu müdahale, özellikle belli bir yaşın üstündeki hastalarda inanılmaz bir değişim yaratıyor.
GÖZ ALTLARINA MEZOTERAPİ
Maskeli hayatlarımızla ön plana çıkan bakışları gençleştirmekte kullanılan bir diğer tedavi de mezoterapi. Göz altlarındaki çizgilere, yaşlanma belirtilerine botoksla müdahale edemiyoruz. Bu bölgede de mezoterapi tedavileri ön plana çıkıyor.
Hem kendimizi, hem hastalarımızı korumak adına iki tarafın da maske takmasının çok önemli olduğu bir dönemde, tercihimiz gözler ve yüzün üst kısmına odaklanan tedavilerden yana. Hastaların ve bizim sağlığımız açısından maskesiz işlemleri olabildiğince az yapmaya çalışıyoruz. Neyse ki bu gereklilik, göz çevresine ve alın bölgesine yönelen ilgiyle de örtüşüyor.
MUTLAKA YEDEK MASKENİZ OLSUN
Maskeler, su buharı oluşmasına ve maskenin altında kalan bölgelerde akne sorununa yol açıyor. Daha önce hiç bu tür problemler yaşamamış olanlarda bile akne, sivilce ve siyah noktalara rastlanır oldu. Dışarı çıkarken yanınızda mutlaka birkaç tane yedek maske taşıyın ve maske nemlendiğinde değiştirin. Bu hem sivilce oluşumunu bir miktar da olsa kontrol altına almakta, hem de salgından korunmada fayda sağlayacaktır. Çünkü nemli maskelerin virüse karşı koruyuculuğu kalmaz.