Özkan, yaptığı açıklamada, kadavradan rahim nakli sonrası yaşadıkları 10 yıllık sürecin bir film sahnesine benzediğini söyledi.
Mutlu bir evlilik yaşamak ve anne olmayı çok isteyen hastanın sağlığına herhangi bir zarar vermeden sürecin olumlu tamamlandığını vurgulayan Özkan, yaptıkları bütün çalışmaları, ameliyatları bilimsel yayın olarak dünyaya duyuracaklarını ifade etti.
"DÜNYADA BİR İLKİ TÜRKİYE'DE BAŞARDIK"
Özkan, rahim nakli ve sonraki süreçlere ilişkin önemli tecrübeler kazandıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu noktada bizden önce dünyada bir tecrübe yoktu. Keşke olsaydı da biz de faydalansaydık. Mikro cerrahide, rahim naklinde dünyanın en tecrübeli merkezlerinden birisiyiz. Herkes bize danışıyor. Buradan alınacak tecrübeler de gelecekte birçok insana umut olacak. Her 5 bin kadından biri rahmi olmadan dünyaya geliyor. Rahim nakli için inanılmaz talep var. Yüzlerce hasta bize başvurdu. Bu konuda çıkacak mevzuat da çok önemli. Dünyanın farklı ülkelerindeki kliniklere tecrübelerimizi aktardık. Hindistan'dan Endonezya'ya, Rusya'ya Avrupa ülkelerine kadar birçok ülkeden gelip bilgi aldılar. Elimizden geldiği kadar yardım edeceğiz. Bazı ülkelere giderek kurs da verdik. Dünyaya eğitim verirken bazen de onlardan faydalanıyoruz."
Dünyada bir ilki Türkiye'de başarmanın kendilerini mutlu ettiğini anlatan Özkan, "Ülkemize hizmet etmek çok güzel bir durum. Burada önümüz açık. Yapmak istediğimiz her şeyi gerçekleştirmek için fırsat veriliyor." dedi.
AMELİYAT UMUTLARI ARTIRDI
Özkan'ın eşi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlenen Özkan de rahim nakli için sadece yurt içinden değil, yurt dışından da talepler geldiğini kaydetti.
Rahim naklinin ardından bebeğin dünyaya gelmesinin birçok kadına da umut olduğuna vurgulayan Özkan, "Bunun başka bir sonucu yok. Ya taşıyıcı anne ya da rahim nakli. Taşıyıcı anne her ülkede yasal değil ve etik yönden birçok sıkıntıları var. Tek yöntem rahim nakli kalıyor. Bu ameliyat anne olmak isteyenlerin umutlarını artırdı." diye konuştu.