TBMM'nin koronavirüs nedeniyle ara verdiği çalışmalara yeniden dönmesiyle birlikte, yeni yasa çalışmalarının içerikleri de belli olmaya başladı. Bu kapsamda hayata geçirilecek yeni yasal düzenlemeyle birlikte sahte gıda üretenlere verilen cezalar da ağırlaştırılacak. Hapis cezasından, markanın yasaklanmasına kadar bir dizi yeni kural getirilecek.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetin Kurulu Başkanı Uğur Toprak, özellikle koronavirüs salgınıyla mücadele sürecinde gıda hizmeti ile ilgilenenlere teşekkürlerini ileterek, bu kişilerin en az sağlık emekçileri kadar yoğun çalıştıklarını söyledi. Kapanan iş yerleri nedeniyle bazı sektörlerin sekteye uğrasa da gıda sanayiinin büyük çoğunluğunun çalışarak yoğun emek harcadığını anlatan Toprak, bu süreçte gıda üretiminde artan taklit ve tağşiş sorununa dikkat çekti. Sorunun Türkiye'de uzun yıllardır kanayan bir yara olduğunu söyleyen Toprak, "Gıda Mühendisleri Odası şubeleri olarak bu konuda daha önce açıklamalarda bulunmuştuk. Sözlerimiz karşılık bulmaya başladı ve yasal düzenlemeler hazırlanıyor" dedi.
Gıda harcamalarının hane halkının en büyük harcamaları arasında yer aldığını anlatan Uğur Toprak "Merdiven altı işletmeler halk sağlığını tehlikeye sokabilecek şekilde üretim yapıyor. Vatandaşlar ürün satın almak istediğinde fiyata göre değerlendirme yapıyorlar. Bakanlık belli aralıklarla tağşiş ürünleri açıklıyor. Ürünün raf ömrü bitmeden ifşasının yapılması ve toplatılması gerekir" diye konuştu.
SAHTE GIDALARI SIRALADI
Taklit ve tağşişin birçok gıda ürününde yapılabildiğini kaydeden gıda mühendisi Uğur Toprak, bu ürünlerle ilgili şöyle konuştu:
"Balda yapılan sahtecilikte birçok bir yöntem var ama en sık yapılanı şekerli su ile üretilmesidir. Bir kabın içine şekerli su dökülüyor. Arılar normal polenlerden aldığı şekeri değil, bu suyu tüketerek balı üretmiş oluyor. Böylece firma daha ucuza mal etmiş oluyor. Salam, sosis ve sucuklar da ifşa listelerinin başında yer alan ürünlerden bazılarıdır. Bu ürünlerde de at eti, eşek eti kullanılabiliyor. Dana sucuk ya da dana sosis yapılacaksa yüzde 100 dana etinin kullanılması gerekmektedir. Ama bunun yerine kanatlı eti karıştırabiliyorlar. Hepsinde maliyeti düşürmek amaçlanıyor. Ürünü kendi özelliklerine uygun olmayacak şekilde başka ürünlere benzetiyorlar. Kaşar peyniri üretiminde yapılan sahteciliklerden biri de patates püresi ile karıştırılmasıdır. Genellikle süt yerine patates içeriği katılarak kaşar üretilir."
YOĞURTTA JELATİN HİLESİ
Bazı merdiven altı işletmelerin kıvamı yakalamak için yoğurda jelatin kattığını da ifade eden Toprak, bu uygulamanın normal şartlarda kesinlikle yasak olduğunu anlatarak "Yoğurdu kaşıkla da aldığınızda normalde kaşıktan düşer. Ama jelatin kattığımızda kıvamı artar ve kaşıkta durur. Düşmesi için daha sert vurmanız gerekir. Yoğurda margarin kullanıp üzerinde bir kaymak tabakası oluşturmaya çalıştıklarına da rastlıyoruz" dedi.
Bakanlığın açıkladığı ifşa listesinde en çok görülen sahte gıdalardan birinin zeytinyağı olduğunu anlatan Uğur Toprak, "Buna da bitkisel ve ayçiçek yağı karıştırarak maliyetini düşürüyorlar. Zeytinde de boya kullanımı var. Zeytinin çekirdeği normalde kahverengimsi renktedir ama daha koyu bir siyahsa boya katıldığını anlayabiliriz. Bütün bunlar denetimden yoksun merdiven altı işletmeler ile gıda mühendislerinin istihdam edilmediği firmalarda karşımıza çıkıyor. Bunları önlemek için denetimlerin artması gerekir" diye konuştu.
HAPİS CEZALARI GÜNDEMDE
Sahte gıdayla ilgili yaptırımların artırılmasından memnuniyet duyduklarını belirten Uğur Toprak "Para cezaları çok yetersizdi. Taklit ve tağşiş yapan firma belli bir kar elde edip çok cüzi bir ceza ödedikten sonra kaldığı yerden devam ediyordu. Kesinlikle meslekten menedilmesine ve sicile işlenmesine kadar ağır cezalar uygulanmalı. Bugün bunların yansımalarını görmüş oluyoruz. Gaziantep'te bir firma yetkilisi, bir meslektaşımızın bilirkişilik yapması üzerine hapis cezasına çarptırıldı" dedi.