Güneş yüzünü göstermeye başladı. Şehirlerarası seyahat yasağının kalkmasıyla binlerce ailenin tatile çıkması bekleniyor. Peki alerjik çocuklar yaz tatilinde nelere dikkat etmeli? Tatilde koronavirüsten korunmak için neler yapmalıyız? Çocuk Sağlığı, İmmünoloji ve Alerji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, deniz tatilinde alerjik çocukların dikkat etmesi gerekenleri GÜNAYDIN'a açıkladı…
Sıcaklığın artması, nemin azalması ve güneş ışığındaki ultraviyole etkisi, virüsün bulaşmasını zorlaştıracaktır. D vitamini sentezimiz artacak, bu da bağışıklık sistemimizi güçlü kılacaktır.
Denize girmeyi her çocuğa öneriyoruz ama özellikle alerjik çocukların denize girmesi gerekiyor. Deniz suyu, alerjilerin yaz boyunca en doğal iyileşme şekli olarak hizmet ediyor. Astım, alerjik rinit, atopik dermatit gibi hastalıkların en iyi ve en doğal tedavisi deniz suyu ve güneştir.
Güneşe çıkma saatleri özellikle tatilin ilk günlerinde kısıtlı olmalı. Öğle güneşinden kaçınarak, sabah 11.00'den önce ya da öğleden sonra saat 16.00 gibi güneşe çıkılmalıdır.
D vitaminin temel kaynağı güneştir. Bu nedenle saat 11.00-13.00 arasındaki saatlerde, yavaş yavaş artan sürelerde güneşe çıkarak D vitamini yapılması sağlanmalıdır. Süre ilk günlerde 3-5 dakika ile başlayabilir, ilerleyen günlerde 25-30 dakikaya uzayabilir.
Güneş banyosu için çıkılan güneş dışında mutlaka güneş kremi kullanılmalıdır.
CİLDİNİ NEMLENDİRİN
Alerjik çocukların cildi hassas olduğu için mutlaka akşam deniz sonrası alınacak bir duşa ve duş sonrası kullanılacak nemlendiricilere ihtiyacı vardır.
Güneşin altında geçirilen deniz tatillerinde bol su tüketimi çok önemlidir.
BOL MEYVE TÜKETSİN
Deniz tatillerinin olmazsa olmaz beslenme şekli, bol sebze, meyve ve salata tüketimi şeklinde olmalıdır.
Doktorlar olarak genellikle yazın alerjik çocukların ilaçlarını ve vitamin takviyelerini keseriz. Ancak nadiren ilaçlarına devam etmesi gereken çocuklarımız olabilir. Onların mutlaka ilaçlarını alması gerekmektedir.
HER ŞEY TEK KULLANIMLIK OLSUN
DENİZDE de mesafeyi koruyun: Bilim otoriteleri, koronavirüsün deniz suyundan bulaşmayacağını düşünmektedir. Ancak kendimizi riske atmamalı, denizde sosyal mesafe kuralına harfiyen uymalıyız. 1.5 metre kuralı: Nerede olursak olalım, ailemiz ile diğer aileler arasında 1.5-2 metre mesafe bırakmalıyız.
MASKE: Toplu ortamlara giriyorsak, sokağa çıkıyorsak maske takacağız.
EL YIKAMA: Plajdan dönüldüğünde duş alacağız ve topluma açık alanlarda el temizliğine, dezenfektasyonuna özenle dikkat edeceğiz.
ŞEZLONGLARI DEZENFEKTE EDİN: Şezlongları kullanmadan önce dezenfektanlar ile temizleyin, kişisel havlunuzu kullanın. Dışarıda tek kullanımlık bardaklar, çatal ve kaşıklar kullanalım: Yiyeceklerden koronavirüs bulaşması henüz tanımlanmadı ancak dışarıda yemek yenileceği zaman tek kullanımlık çatal, kaşık ve bıçak kullanımı riski en aza indirecektir.