Başeczacı Yıldız Türkaydın, 14 Mayıs Eczacılık Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Türkaydın, ilk akademik eczacılık eğitiminin 14 Mayıs 1839 tarihinde başlamasıyla Türkiye'de her yıl 14 Mayıs'ın Eczacılık Günü olarak kutlandığını belirterek "Covid-19 pandemi sürecinde eczacıların da içinde bulunduğu tüm sağlık çalışanları ön saflarda büyük bir özveriyle mücadele etmişlerdir. Özellikle hastanelerde hastane eczacısı, klinik eczacı olarak çalışan ve eczanelerinde bu süreçte hizmet vermeye devam eden eczacıların, sürecin kontrol altına alınmasında büyük katkıları olmuştur" dedi.
"TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAMALIYIZ"
Sağlık Bakanlığının liderliğinde Covid-19 pandemi sürecinin her ne kadar kontrol altına alınmış olsa da riskin devam ettiğini hatırlatan Eczacı Türkaydın, şöyle devam etti: "Hepimiz virüsün bulaşmasına karşı bu zamana kadar aldığımız tüm tedbirlere uymaya devam etmeliyiz. El hijyeni ile ilgili yapılan bütün bilgilendirmeleri yaşam şeklimize dahil etmeli ve bundan sonraki hayatımızda da buna dikkat etmeliyiz. Ellerimizin temizlenmesi için bol su ve sabun ile tüm parmak araları, tırnak altları dahil olmak üzere, ellerimizin her tarafını toplam en az 40-60 saniye boyunca yıkamalıyız. Sosyal mesafe kurallarına uymaya devam etmeliyiz. Normalleşme süreçlerinin konuşulduğu bu zamanlarda hepimizin en dikkatli olması gerekecek konu bu olacaktır diye düşünüyorum. Sosyal mesafe kurallarını da bir yaşam kültürümüze dahil etmemiz gerekecek. Mümkün olduğu kadar kalabalık ortam oluşturmaktan kaçınmalı ve böyle yerlerden uzak durmaya çalışmalıyız. Bir başka kişi ile aramızda mutlaka 1.5 metre sosyal mesafenin olmasını sağlamalıyız. Ayrıca virüsün tanıdık kimselerden bize ya da bizden tanıdık, eş-dost, akrabaya geçmeyeceği yanılsamasına kapılmamalıyız."
N-95 YERİNE CERRAHİ MASKE TERCİH EDİN
Eczacı Türkaydın, dışarı çıkmak zorunda kalınılması halinde kullanım kurallarına uygun olarak maske takılması gerektiğine dikkati çekerek "Bu dönemde birden fazla maske çeşitleri gündemde yer aldı. Cerrahi maske dediğimiz maskeler dışarıda kullanım için yeterli olacaktır. Diğer N-95 dediğimiz maskeler ise sağlık çalışanlarının, yüksek bulaştırıcılığı olan hasta bireylere yakından müdahalesi sırasında kullanmaları için tasarlanmıştır. Bu maskeyi takan hasta bireylerin, virüsü başkasına bulaştırmasına engel olmamaktadır. Tasarımı nefes alırken dışarıdan gelen havayı temizlemek üzerine yapılmıştır, maskeyi takan kişinin dışarıya nefes verirken verdiği havayı temizlememektedir. Bu nedenle bu tür maskeyi takanların mutlaka üzerine cerrahi maskeyi de takmaları gerekmektedir" bilgisini verdi.
TEKRAR TEKRAR KULLANMAYIN
Maske takmadan önce ellerin kurallara uygun olarak mutlaka yıkanması gerektiğine değinen Ecz. Türkaydın, şu ifadeleri kullandı: "Maske takma süresince ellerimizle maskemize ve yüzümüze dokunmamalıyız. Maskeyi çene altına, alın bölgesine indirip kaldırarak kullanmamalı ve çıkarıp cebimize koyup tekrar takmamalıyız. İşimiz bittikten sonra maskeyi çıkarıp eller tekrar yıkanmalıdır. Maskelerin hepsi tek kullanımlık olup, çıkarıldıktan sonra bir poşete konularak imha edilmelidir. Ülkemizde devlet otoritelerinin aldığı önlemler sayesinde maske stoklarında herhangi bir sıkıntısı yaşanmadı. Yine de maskelerin dezenfekte edilerek tekrar kullanılıp kullanılamayacağı sorusu gündeme geldi. Bazı ülkelerde sadece hastanelerde, sağlık çalışanları tarafından N-95 maskelerin tekrar kullanılabilmesi için, uygun dezenfekte işlemleri ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Bizde ise maske stok problemi olmadığından, böyle bir ihtiyaç doğmamıştır. Maskelerin herhangi bir yöntemle dezenfekte edilmeye çalışılması; cerrahi maskelerin fiziksel bütünlüğünü ve kumaş yapısını, diğer maskelerin de ilave olarak filtre yapılarını da bozarak işlevsiz hale getirebilir. O yüzden tüm maskelerin tek kullanımlık olduğunu bilip, kullanım sonrası herhangi bir yöntemle dezenfekte etmeye çalışarak tekrar kullanmamalıyız"