Geleneksel Tıp Merkezi Hekimzade Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muammer Yıldız, DSÖ'nün koronaviürüs tedavisinde bitkisel yöntemlere karşı olmadıklarını ilişkin açıklamasını da hatırlatarak "Bitkisel yöntemlerin DSÖ tarafından kabul görmesi, bu alanda yapılacak çalışmaları hızlandıracaktır. Amerika'da (Madagaskar) artemisa (pelin otu), Japonya'da lotus, Çin'de timokin bitkisini Kovid-19'a karşı etkili olabileceğini duyuran ülkelerin başında geldiler. Bütün bu gelişmeler 21. yüzyılda da bitkisel tedavinin modasının geçmediğini koronavirüs dahil birçok hastalığa karşı hala en büyük etkenlerden biri olduğunu göstermektedir" dedi. Dünya Sağlık Örgütü, geleneksel tıp ilaçlarına başvurulması gibi yenilikçi girişimlerin memnuniyetle karşılandığı belirtirken bilim insanlarının bitkisel uçucu yağların koronavirüs tedavisinde etkili olduğuna yönelik çalışmaları geleneksel tıp çalışmalarına ilgiyi artırdı. Geleneksel Tıp Derneği Başkanı Dr. Muammer Yıldız, "Bitkisel yöntemlerin DSÖ tarafından kabul görmesi, bu alanda yapılacak çalışmaları hızlandıracaktır" dedi. Geçtiğimiz günlerde DSÖ'den yapılan açıklamada, Kovid-19'a karşı olası tedavi araştırmalarında mevcut ilaçların farklı şekilde kullanılması, geleneksel tıp ilaçlarına başvurulması gibi yenilikçi girişimlerin memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Açıklamada, "DSÖ, geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıbbın birçok yararı olduğunu, Afrika'nın kadim bir geleneksel tıp geçmişine sahip olduğunu ve şifacıların Afrika halkının sağlığında önemli bir rol oynadığını biliyor" denilmişti.
"AŞI VE BİTKİSEL TEDAVİ ELİMİZDEKİ EN ÖNEMLİ İKİ METOD"
Türkiye bitki florası üzerine uzun yıllar çalışan Dr. Muammer Yıldız, Fitotorepinin tarih boyunca hiçbir medeniyette ve dönemde arka plana atılamayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu ve bundan sonra da geçmişten daha farklı olmasının düşünülemeyeceğini vurguladı. DSÖ'nün koronaviürüs tedavisinde bitkisel yöntemlere karşı olmadıklarını ilişkin açıklamasını da hatırlatan Geleneksel Tıp Merkezi Hekimzade Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yıldız, "Bitkisel yöntemlerin DSÖ tarafından kabul görmesi, bu alanda yapılacak çalışmaları hızlandıracaktır. Amerika'da (Madagaskar) artemisa (pelin otu), Japonya'da lotus, Çin'de timokin bitkisini Kovid-19'a karşı etkili olabileceğini duyuran ülkelerin başında geldiler. Bütün bu gelişmeler 21. yüzyılda da bitkisel tedavinin modasının geçmediğini koronavirüs dahil birçok hastalığa karşı hala en büyük etkenlerden biri olduğunu göstermektedir. Kovid-19'a karşı aşı ve bitkisel tedavi (uçucu yağlar vs.) olmak üzere elimizde en önemli iki metodun var olduğunu söyleyebiliriz" İfadelerini kullandı. Fitoterapide 21 yıllık birikimi ile geleneksel tıbbı bilimsel bir zemine taşımaya çalışan Dr. Yıldız, bütün dünyayı etkisi altına alan ve hala bir tedavisi bulunmayan yeni tip koronavirüse karşı hiçbir yan etkisi olmayan bitkisel yöntemlerin geliştirilmesi ve faz çalışmalarının başlatılması için yetkililere seslendi.
"BİTKİSEL KÖKENLİ ANTİVİRAL İLAÇLAR GELİŞTİRİLEBİLİR"
Bezmialem Üniverstesi'den Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit, SARS-CoV-2 Tedavi Potansiyeline Sahip Bitkisel Uçucu Yağlar ve Etken Maddeleri başlıklı makalesinin sonuç kısmında şunlara dikkat çekti:
Bu güne kadar yapılan kanıta dayalı çalışmalar, bitkisel uçucu yağlar ve etken maddelerin hemen her tür virüs üzerinde antiviral etkinliğe sahip olduklarını, bazılarının mevcut antiviral ilaçlardan daha etkili olabildiğini göstermiştir. In vitro ve in vivo çalışmalarla, bahsi geçen uçucu yağlar ve etken maddeler, pandemisini yaşadığımız SARS-CoV-2 (Kovid-19) enfeksiyonu üzerine antiviral etkinlikleri araştırılarak, etkili olanlar tespit edilip, bitkisel kökenli, yan etkileri daha az olan, doğal, inhalayon yolu ile kullanılabilen ve ucuz, antiviral ilaçlar geliştirilebilir." sözleriyle tamamlıyor.