Uzm. Klinik Psikolog Dila Özçelik, uzatılan ve kapsamı genişletilen sokağa çıkma kısıtlamalarının bireyler ve aileler üzerindeki olası etkilerini değerlendirerek bu sürecin sağlıklı atlatılması için önerilerini paylaştı. Ev içerisinde artan sorumluluklarla birlikte dışarı çıkmanın 'mümkün olmadığını' bilmenin kişilerin tahammül sınırlarını zorlayabildiğini dile getiren Özçelik, "Sınırlanmış olma nedeniyle öfke patlamalarının artması ve maalesef aile içi şiddet bu süreçte artış gösteren problemler. Fransa'da bu süreçte yüzde 30 artış gösteren aile içi şiddet, evde kalış çağrıları ve sokağa çıkma yasaklarının arttığı bu dönemde ülkemizde de özellikle geçtiğimiz senenin aynı aylık verilerine oranla artış olduğu görülüyor. Dünya geneline baktığımızda ise aile içi şiddetin yüzde 40-60 arası bir oranla artmış olduğunu söylemek mümkün." dedi.
BOŞANMALAR ARTIYOR
Artış gösteren değerlerden birinin de boşanma davası başvuruları olduğunu belirten Özçelik, "Özellikle İtalya ve Çin gibi sosyal izolasyon süreci oldukça uzun sürmüş olan ülkelerde bu oranların ciddi ölçüde arttığını görüyoruz. Benzer bir süreçten geçen ülkemizde de oluşabilecek bir diğer olumsuz sonuç bu oranların artışı olacaktır." diye konuştu.
HEM BİREYSEL HEM DE AİLECE AKTİVİTELER ÖNEMLİ
Sokağa çıkma kısıtlamaları sürecinin sağlıklı atlatılması konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları anlatan Uzman Klinik Psikolog Dila Özçelik, şunları söyledi: "Bu noktada her bireyin kendine ilk olarak sorması gereken soru 'benim neye ihtiyacım var?' olmalı. Kişinin ihtiyacı titizlikle hazırlanmış bir çalışma planı da olabilir, uzun uzun televizyon izlemek de olabilir. Burada önemli olan ihtiyacımızı belirleyebilmek ve ihtiyacımızı sağlamak adına kendimize alan açabilmek. Bununla birlikte aile içinde, bu süreci sağlıkla ve birlikte atlatabilmek adına atılabilecek en etkili adımlardan biri bağ kurmaya çalışmak. Zamanın çok az bir kısmını dahi ailece bir arada geçirip bir oyun oynamak, basit bir aktivite yapmak, birlikte bir film ya da dizi izleyip bunun üzerine tartışmak aile içi bireylerin arasındaki bağı kuvvetlendirecek küçük ancak etkili adımlardır. Bu sayede bireyler süreçten ötürü yaşamış oldukları olumsuz duyguların dışavurumlarını birbirlerine doğru yapmak yerine bir arada sakinleşebilmeyi ve keyifli duygular yaşamayı deneyimleyeceklerdir."
ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ
Sokağa çıkma kısıtları sürecinde çocukların psikolojik sağlıklarının da önemli olduğuna değinen Özçelik, "Psikolojik açıdan değinilmesi gereken en önemli noktalardan bir tanesi, çocukların duygularını konuşmaya teşvik edilmesi. Çocukların yaşadıkları olumsuz duygulara kendi mantığımızla yaklaşmaya çalışmak ona yardımcı olmak bir yana dursun, çocukla aramıza daha uzun mesafeler koymaktadır. Bu sebeple onun duygularını dinlemek, duygularını yansıttığı oyunları kurmasını desteklemek, bu yol üzerinden onunla iletişim kurup onun duygularını anlamlandırabilmesi ve normalleştirebilmesi için destek olmak, bu süreçte onları destekleyebilmemiz adına atabileceğimiz en önemli adımdır" dedi.
KISITLAMA GÜNLERİNDE HUZURLU BİR EV YAŞAMI İÇİN AİLELERE TAVSİYELER
Uzm. Klinik Psikolog Dila Özçelik evde kalma süreçlerinin uzadığı pandemi günlerinde ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
-Fiziki imkanlar mümkünse evde kendinize ait ufak da olsa bir alan oluşturun ve birbirizin alanlarına ve ihtiyaçlarına mümkün olduğunca saygılı olmaya çalışın
-Haberlerin takip edilmesini sınırlayın ve mümkün olduğu kadar gerçekçi kaynaklardan haber almaya özen gösterin
-Ev içerisinde yardımlaşma bir yana iş bölümü yaparak herkesin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak, evdeki tansiyonu azaltacak etkenlerden biridir
-Bir arada geçirilen zamanlarda ise mümkün olduğu kadar ortak bir payda sağlamaya çalışın, yaşanılan durumun faturasını birbirinden çıkarmak yerine herkesin bu süreçten etkilendiğini hatırlayarak diyalog kurmak önemli
-Yaşanan olumsuz süreç ve sonuçlarına rağmen zaman zaman başka alanlarla da ilgileniyor olmak bu süreci daha sağlıklı geçirebilmek adına çok faydalı olacaktır"