Çin'den dünyaya yayılan koronavirüs salgını ülkemizde de görülmeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüsü, pandemi olarak ilan etmesi de durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Son dönemde, dünyada olduğu gibi ülkemizin en çok konuşulan konusu şüphesiz koronavirüs salgını. Psikologu Selin Küçük, koronavirüs salgınının, fiziksel olarak bizi etkilediği bilinse de buna ek olarak belirsizlik durumu insanlarda yoğun kaygıya neden olduğunu belirtti. Psikolog Selin Küçük, konu hakkında tavsiyeler de bulundu.
İnsanların bu konu hakkında kafasında oluşan soru işaretlerine değinen Psikolog Küçük, ''İnsanların akıllarına gelen belki de hiç kafalarından atamadıkları düşüncelerin oluşmasına da etki edip bana bulaşır mı, bulaşırsa sağlık durumumu nasıl etkileyecek, benden kaynaklı aileme, sevdiklerime bulaşır mı? Bu ve benzeri düşünceler yoğun kaygı ve üzüntü yaşamanıza neden olmakta ve fiziki ve zihinsel olarak bizi kısıtlamaktadır. Bu durum, psikolojik olarak kaygılı ya da depresif bir durumun içine çekiyor''dedi.
''BELİRSİZLİK KAYGI DURUMUNU ARTTIRIYOR''
Belirsizliğin kaygı durumunu arttırdığını vurgulayan Psikolog Küçük, ''İnsan doğasına baktığımız zaman belirsizlikten hoşlanmayan ve belirsizlik ile karşı karşıya geldiğimiz zaman psikolojik olarak çökkün ve kaygılı duygu durumu içerinde olmamız kaçınılmaz bir durumdur. Virüsün yanı sıra korku, kaygı, endişe gibi duygular ile gündelik hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Aslında yaşamış olduğunuz korku ve kaygılar bizim hayatta kalabilmemiz için önemlidir. Korku gereklidir ve iyidir ama işlevsellik bozulmadığı, gündelik hayatımızı etkilemediği sürece.''Ateşim normal ama ateşimi ölçmekten gündelik işlerimi yapamıyorum'' gibi bir duruma gelmediği sürece her şey normal seyrindedir. Pandeminin getirdiği korku, kaygı, yeni düzen, evde kalmak zorunda olmak, yeni ritüellere alışmak, yeni düzene adapte olmak ve bunlarla birlikte korku duymak normaldir. Ama bunlara alışmak için kendinize zaman vermek, uzmanların ve güvenli kaynakların söyledikleri gerekli önlemlerin alınması oldukça önemlidir'' şeklinde konuştu.
KAYGIYI AZALTMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Psikolog Küçük, sözlerine şöyle devam etti: ''Kendinize günlük haber dinleme süresi belirlenmesi ve bu haber kaynaklarının güvenilir olması çok önemlidir. Sosyal medyada dolaşan aslı olmayan haberlerden uzak durmak kaygı seviyenizi normal düzeye gelmesinde yararlıdır. İnternet ya da soysal medyada dolaşan ''Arkadaşın arkadaşı şöyle söylüyor'' gibi aslı olmayan haberlere maruz kalmak sağlıklı olmasını beklediğimiz kaygı seviyesini maksimum düzeye çıkartır. Unutmamalıyız ki daha önce de bu tür salgın, doğal afet, hastalık durumları ile karşı karşıya kaldık. Ama hiçbirinin bir devamlılığı olmadı ve bir gün bitti. Bu da bir gün bitecek. Kötü şeyler oldu ve belki de olmaya devam edecek''.
PSİKOLOG KÜÇÜK, KAYGININ ARTTIĞI GÜNLER İÇİN ŞU TAVSİYELERDE BULUNDU:
''Günde 1-2 saat tercih edilen kaynaklar dinlenmeli. Duygularımız bu dönemde çok hareketli ve en ufak olumsuzlukta etkileniyor. Uzmanların söyledikleri önlemlerin alınması oldukça önemlidir. Sosyal mesafe, izolasyon, hijyene dikkat edilmelidir. Bu süreçte kendimize psikolojik olarak bakım vermek adına egzersizler yapılabilir. Egzersizler bedeni rahatlatır ve duyguları esnek hale getirir. Esneme hareketleri yapmak oldukça önemlidir. Anksiyete durumunda progresif gevşeme egzersizleri yapılabilir. İnternette bununla ilgili çeşitli videolar mevcuttur. Günü planlamak önemlidir. Olumsuz duygular var olan boşlukları sever. Sabah kalkınca neler yapacağınızı bilmek, kontrol etmek iç sesi güçlendirir. Anda kalmak önemlidir. Şu an hastalık yok, semptom yok ve virüs sizden uzak bir yerde. İçinizden geldiği gibi boyama, resim, çizim ya da karalama yapabilirsiniz. Sağ ve sol beynin iletişim kurması gereklidir. İletişim kurulduğu zaman olumsuz duygular yerini gerçekliğe bırakır. Unutmayın ki ihtiyaç duyduğunuzda size yardımcı olacak doktor, hemşire ve sağlık çalışanları görevlerinin başında sorun olmaması için çalışmaktadır''.