1.DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENİN
Yeterli ve dengeli beslenme enfeksiyonlardan korunmada son derece önemlidir. Sadece doymak ve enerji ihtiyacını karşılamak değil, vücut için gerekli olan protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineralleri sağlıklı bir şekilde almak temel prensip olmalıdır. Günlük öğünlerde mutlaka süt ve süt ürünleri, hayvansal proteinler, bitkisel proteinler açısından zengin olan kuru bakliyatlar, kavrulmamış yağlı kuru yemişler, sebze ve meyveler yer almalıdır.
Probiyotik içeren ev yapımı yoğurt, elma sirkesi ve turşular da bağışıklığı koruyarak güçlendirmektedir. Kış ayları deniz ürünleri tüketmek için en uygun zamanlardır. Hayvansal proteinler içerisinde en sağlıklı seçeneğin balık eti olduğu bilinmektedir. Mümkünse haftada en az 2 kez deniz ürünleri tüketmeye çalışmak sağlıklı bir vücut için çok önemlidir.
2.GÜNDE EN AZ 1.5- 2 LİTRE SIVI TÜKETİN
Kışın susama hissi daha azdır, bu sebeple daha az su ve sıvı tüketilmektedir. Yeterli sıvı alınmaması da sık tekrarlayan enfeksiyonların görülmesine neden olmaktadır. Susama hissi olmasa da günlük 1,5-2 litre civarında sıvı alınması gerekmektedir. Hastalık geliştiği zaman ise ateş ve terlemeye bağlı fark edilmeyen sıvı kayıpları artmaktadır. Günlük sıvı alımı da artan ihtiyaca paralel olarak artırılmalıdır. Sıvı ihtiyacı gazlı içecekler, kahve ve çay gibi içeceklerden değil sağlıklı seçenekler olan su, taze sıkılmış meyve suları, bitki çayları ve çorbalar ile sağlanmalıdır.
3.DÜZENLİ VE KALİTELİ UYUYUN
Uykusuzluk yaşayan veya uyku bozukluğu olan kişilerin bağışıklık sistemleri de olumsuz etkilenmektedir. Düzensiz ve az uyku bağışıklığı zayıflatarak enfeksiyonlara davetiye çıkarmaktadır. Uyku süresinin ve uyku düzeninin sağlanması sağlıklı bir bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Uyku, bedenin ve beynin dinlenme sürecidir. Belirli bir süre ve belirli periyotlarla yapılmak zorundadır. Kişi iyi ve kaliteli uyku uyuyabiliyorsa vücut dinlenir, daha dirençli ve güçlü olur.
4.SİGARAYI BIRAKIN
Sigara kullanımı solunum yolları enfeksiyonlarına karşı daha duyarlı olunmasını sağlamakta ve edinilen enfeksiyonun iyileşme sürecini uzatmaktadır. Hem kısa hem de uzun dönemde sağlığa son derece zararlı olan bu alışkanlıktan bir an önce kurtulmak için çaba sarf edilmelidir. Aktif enfeksiyonun olduğu dönemde iyileşmeyi hızlandırmak ve enfeksiyonun daha komplike bir hal almasını engellemek için sigara tüketmemek çok önemlidir. Sigara gibi alkolün de uzun süreli ve yoğun kullanımı bağışıklık sistemini oluşturan tüm organlar üzerine olumsuz etki yaratmaktadır.
5.STRES YÖNETİMİ YAPIN
İmmün sistemin sağlıklı olarak çalışabilmesi için kronik ve yoğun stresten kaçınmak veya en azından minimuma indirgemek çok önemlidir. Kronik stres, vücudu bağışıklık sistemini baskı altına alan stres hormonlarına maruz bırakmaktadır. Bu konuda herkesin yapması gerekenler ve yapabilecekleri birbirinden çok farklıdır ancak kişi elinden geldiğince stresle baş etme ve yönetme adına stratejiler geliştirmelidir. Eğer bu bireysel anlamda başarılamıyorsa psikiyatrist veya psikologlardan profesyonel destek alınmasında fayda vardır.
6.MEVSİM ŞARTLARINA UYGUN GİYİNİN
Soğuk havanın ve ani ısı değişimlerinin vücut savunmasını sağlayan hücrelerin fonksiyonlarını zayıflattığı bilinmektedir. Bu yüzden sıcak ortamdan soğuk ortama geçerken kıyafetlere dikkat edilmeli, ağız ve boyun mümkünse kapatılmalı, gerekli olmadıkça soğuk havalarda uzun süre kalınmamalı ve ani ısı değişimlerinden kaçınılmalıdır.
7.KALABALIK ORTAMLARDAN KAÇININ VE EL HİJYENİNİZE DİKKAT EDİN
Kış aylarında gözlenen enfeksiyonların birçoğu ya öksürük ve hapşırıkla hava yoluyla ya da öpüşme ve tokalaşma gibi temas yoluyla bulaşır. Bu yüzden mümkün olduğunca enfeksiyonu olan kişilerden uzak durmalı ve kalabalık ortamlardan kaçınmalıyız. Bir diğer önemli husus hastalığın kişiye ve başkalarına bulaşmasının önlenmesi açısından el hijyenine dikkat edilmesi ve sık sık ellerin yıkanmasıdır. Salgın dönemlerinde yakın temaslardan mümkün olduğunca kaçınmak gerekmektedir.
8.DÜZENLİ OLARAK EGZERSİZ YAPIN
Düzenli ve dengeli yapılan egzersiz bağışıklık sistemini kuvvetlendirip hastalıklara yakalanma riskini düşürür ve hastalıkların çabuk atlatılmasını sağlamaktadır. Egzersizin fiziksel kapasiteye etkisinin yanı sıra bağışıklık sistemi, sinir sistemi ve kalp damar sağlığı için de pozitif etkisi bulunmaktadır. Burada en önemli kural hastaların yaşı ve beraberinde eşlik eden hastalıklardır. Egzersiz her hasta için bireyselleştirilmelidir ve öncesinde mutlaka hekim önerisi alınarak egzersiz planı bu önerilere uygun şekilde yapılmalıdır.