Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de daha uzun ömürlü bir topluma doğru evriliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; toplam yaklaşık 82.4 milyon olan nüfus içinde 7.2 milyon civarında yaşlı nüfus (65 ve daha yukarı yaş) bulunuyor. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2013 yılında yüzde 7.7 iken, 2018 yılında da yüzde 8.8'e yükselmiş durumda. Doğuşta beklenen yaşam süresinde Türkiye ortalaması 78 yıl iken, erkeklerde 75.3 ve kadınlarda da 80.7 yıla yükseldi.
18–24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası kapsamında bu konuya dikkat çeken Doç. Dr. Serap Duru, "Dünyadaki demografik yaşlanma süreci, yaşlılığın dikkat ve özenle ele alınması gerektiğini gösteriyor" dedi. Duru, şu bilgileri verdi: "Sağlık alanındaki gelişmeler, hastaların tedavi seçeneklerine erişim, kullanım düzeylerinin ve eğitim seviyelerinin yükselmesi, doğurganlık hızındaki düşüş, bilinçli beslenme gibi etkenlere bağlı olarak yaşlı nüfus tüm dünyada artıyor. Güncel bilgiler ışığında 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 20'sini 65 yaş üstü bireylerin oluşturacağı, genç ve yaşlı nüfusun eşitleneceği tahmin ediliyor. Bu noktada sağlıklı yaşlanmak ve yaşlı nüfusu aktif bir şekilde hayatın içerisinde tutmak giderek daha fazla önem kazanıyor."
KORONAVİRÜSTEN EN ÇOK ETKİLENEN KESİM
Duru, "Tüm dünyayı etkisi altına alan ve pandemiye yol açan yeni koronavirüs enfeksiyonu maalesef en çok yaşlı nüfusu etkiliyor" uyarısı yaparken, şu açıklamalarda bulundu: "İleri yaşta bulunan ve kronik hastalığı olan yaşlılarımızın risk grubunu oluşturduğunu ve hastalığın daha ağır seyretme olasılığının olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle yaşlılarımızın bugünlerde Sağlık Bakanlığımızın önerilerine uymalarını, hijyenlerine dikkat etmelerini, mümkün olduğu kadar evlerinde kalmalarını, sağlıklı besin ürünleri tüketmelerini tavsiye etmekteyiz."
Yaşlı bir topluma doğru yol alırken, nasıl daha iyi ve daha kaliteli yaşayabileceğimize ilişkin sorulara da yanıt arandığını dile getiren Duru, sözlerine şöyle devam etti: "Biz hekimler 65 yaş ve üzeri bireylerin öncelikle sağlığını koruyarak hastalıkların önlenmesi ve toplumdan soyutlanmadan yaşamlarını sürdürmelerini hedefliyoruz. Çok yönlü değerlendirmelere dayalı hastalık tanı ve tedavi prensiplerini içeren programlar ile, yaşlının bağımsız olarak yaşamını sürdürmesine ve yaşam kalitesini yükselterek daha sağlıklı yaşamasına yardımcı olmak amacındayız. Bu doğrultuda sadece hastaların değil sağlıklı yaşlanmak isteyenlerin de hekimlerine, geriatri kliniklerine başvurması tavsiye ediyoruz."
GERİATRİ FARKINDALIĞININ ARTIRILMASI ŞART
Yaşlılığın yaşamın bir süreci olmakla birlikte, ortaya çıkabilecek önemli sağlık sorunları yaşanma ihtimali ve fonksiyon kayıplarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Duru, şunları söyledi: "Artan yaşlı nüfusun solunum sistemi ve diğer sistem hastalıklarına cevap verebilecek yeni hizmet modellerinin geliştirilmesi, yaşlı bireyin yakınlarının geriatrik hasta ile yaşama konusunda eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, danışmanlık ve destek hizmetleri artırılmasına ihtiyaç var. Geriatri ile ilgili farkındalığın arttırılması, toplumu eğitici programlar düzenlenmesi ve gelecek yıllar için önlemler alınması şart. Sağlık Bakanlığımızın bu konuda evde bakım gibi çok güzel hizmetleri mevcut."
Bu arada "Yaş alan insanların hayatlarının bu döneminde, daha genç insanlar tarafından gösterilecek saygı ve sevgiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır" diyen Duru, sözlerini şöyle tamamladı: "Yaşlılarımız yaşadıkları olaylar ve tecrübeleri ile geleceğin şekillenmesine ışık tutmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi; bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."