Bitter çikolata daha yoğun kakao aroması içerdiğini aktaran Akçöltekin, bitter çikolatanın bu sebeple daha güçlü ve daha uzun süreli tokluk hissine yol açtığını kaydetti.
Akçöltekin, "Bitter çikolatanın beyaz çikolataya göre şeker ve yağ oranı daha düşüktür. Bu nedenle kadınlar adet döneminde daha çok bitter çikolatayı tercih ediyor. Tadını en çok beğendiğiniz çikolatayı tercih ederseniz, seratonin daha çok salgılanır." değerlendirmelerinde bulundu.
"SAKİNLEŞTİRİCİ ETKİYE YOL AÇIYOR"
Akçöltekin, beyaz çikolatanın kahverengi çikolata ile aynı kaloriye sahip olduğunu belirterek, farmakolojik veya duyusal aroma etkisinin olmaması nedeniyle çikolata krizinde beyaz çikolatanın yüzde 50 daha az etkili olduğunu kaydetti.
Çikolatanın yağ ve karbonhidrat içeren yoğun bir kalori kaynağı olduğunu belirten Akçöltekin, "Çikolata aktif madde olan kafein, ksantin, theobromin ve sempatomimetik aminler olan tiramin ile feniletilamin içeriyor. Bu bileşenler vücutta aktive edici ve uyarıcı etkiye sahiptir. Bunlara ek olarak anandamid ve analogları da çikolatada yer alıyor. Bu maddeler vücutta etki oluşturabilecek yeterli düzeye ulaştıklarında sakinleştirici, anksiyolitik etkiye yol açıyor. Bu nedenle kadınlar adet dönemdeki yorgunluk, mutsuzluk, isteksizlik gibi duygu durum değişiklikleriyle karbonhidrat ve tatlı tüketimini artırarak başa çıkmaya çalışıyor." bilgisini verdi.
"ÖDEMİ ENGELLEMEK ELİNİZDE"
Adet dönemindeki hormonal değişikliklerin vücutta akne, şişkinlik, ödem, memelerde hassasiyete neden olduğunu aktaran Akçöltekin, "Adet döneminde vücutta oluşan şikayetleri hafifletmek için tam tahıllı gıdalar tercih edilmeli, alkol, kafein içeren içecekler azaltılmalı veya kesilmeli, kalsiyum magnezyumdan zengin gıdalar diyete eklenmelidir. Ödemi engellemek elinizde." açıklamasını yaptı.
Akçöltekin, vitamin ve minerallerin hormonal denge için gerekli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"B vitamini, D vitamini, kalsiyum ve magnezyum gibi birçok vitamin ve mineral beyindeki nörotransmitter sentezi ve hormonal denge için gereklidir. Bunların eksikliğinde serotonin üretimi azalarak duygu durum değişikliği ve anksiyeteye yol açabiliyor. Bu da beraberinde kimi zaman yeme içme bozukluğuna kadar varabilen iştah değişikliklerine ve buna bağlı depresyon anksiyete ve ciddi kilo alımına neden oluyor. Bu durumda mutlaka hekime başvurulmalıdır."