Yetişkinlik döneminde farkına vardığımız, kaygı bozukluğumuzun en önemli nedenlerinden birisinin anne- baba tutumları olduğunu biliyor muydunuz?
0-6 YAŞ ARASI ÇOCUKLARDA ANNE-BABA TUTUMLARI
0-6 yaş arası anne-baba tutumlarının kaygıda yeri büyük rol oynuyor.
İlk 6 yaş çocuğun merkezi sinir sistemini etkiliyor, çevresindeki yetişkinler ile kurduğu etkileşim ve uyaran çokluğu çocuğun genel gelişimi açısından oldukça önem taşıyor.
ÇOCUKLARA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR?
Peki o zaman çocuğuma nasıl davranmam gerekiyor? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim
Çocuklar ilk 15 ay içgüdüleri ile yaşarlar, bu zamanlarda ihtiyacının hemen karşılanması bilinç dışına seninle ilgileniliyor mesajı veriyor. Kendisini değerli bulan çocuk, güven duygusu ile tanışmış oluyor. Uzun saatler anne ayrılıkları çocuğun güven duygusunu geliştirememesine sebep oluyor.
Yetersiz ilgi ve sevgi aldığını düşünen bireyler de çocukluk dönemin de geç konuşma, alt ıslatma, kekemelik, sosyal uyum bozukluğu ya da dikkat çekmek için değişik davranışlar göstermelerine sebep olur iken yetişkinlik döneminde ise sorumluluktan kaçmak için çareyi başka bağımlılıklarda arama, madde kullanımı, alkol almaya düşkünlük, bağımlı ilişkiler kurma, kaygı bozukluğu, kendine ve çevreye olan güven duygusu eksikliğine sebebiyet verebiliyor.
MÜKEMMELİYETÇİLİK, SABİT FİKİRLİLİK VE CİMRİLİK
1,5 yaştan itibaren çocuk hareket yeteneğini keşfeder, çocuğun kendisine ve çevresine zarar vermeyecek her davranışına izin vermeliyiz. Çocuğumuz sormasa da elimizden geldiği kadar çevremizi ona anlatmalıyız. Çocuklar bu yaş grubunda kendini tanıma, benlik duygusunun gelişebilmesi için bir arkadaş yerine kendi kendine oynamayı ve vakit geçirmeyi sever. Bu yaş grubunda çocuğa fazla müdahale edilmesi durumunda çocukta mükemmeliyetçilik, sabit fikirlilik ve cimrilik görülebilir.
DEĞİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMALIYIZ
Tüm bu söz edilenlerinin yanında dikkat çekmek istediğim en önemli konu ise, evliliklerde her iki tarafında kendini iyi tanıması, belirli bir olgunluk seviyesine gelmiş olması ve hayattan ortak beklentileri, ortak kararları yoksa, dünyaya çocuk getirme kararlarını bir daha gözden geçirmeleri gerektiğidir. Çocukları için her şeyin en iyisini en güzelini isteyen ebeveynler güvensiz bir ortama çocuk getirmiş oluyorlar.
Kaygı bozukluğu tespit edilen çocuklarda mutlaka uzman yardımı almak gerekiyor, ancak anne babanın da bu terapi sürecine dahil olması gerekiyor.
Anne- babanın çocuğa karşı davranışı değişmediğinde terapi başarılı olamıyor.
Büyük değişiklikler içeriden başlar. Hayatımızda yenilikler istiyorsak değişime kendimizden başlamalıyız.