ANOREKSİYA NEVROZA
Anoreksiya nevroza erken ergenlik döneminde (11-14 yaş) başlıyor. Çok ender de olsa 9 yaşında da görülebiliyor. Zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo almaktan aşırı korkma ve beden imgesinde bozukluk temel belirtilerini oluşturuyor. Ergenler kilo kaybetmek için özel davranış biçimleri geliştiriyor; bazıları her türlü besin alımını ileri derecede azaltarak kilo kaybederken, bazıları da yoğun egzersiz yapıyor. Bazı gençler ise sıkı diyet uyguluyor, ara sıra kontrolü kaybederek tıkınırcasına yemek yiyor, ardından bu yediklerini kusarak çıkarıyor ya da ishal yapıcı, idrar söktürücü ilaçları veya çayları içme gibi davranışlar sergiliyor. Duygu durum bozuklukları madde kullanımı ve intihar girişimleriyle birlikte görülebiliyor.
BULİMİYA NEVROZA
Bulimiya nevroza için tipik başlangıç geç ergenlik yılları (18-19) oluyor. Aşırı yeme atakları ve ardından gelen kusmaların ön planda olduğu bir yeme bozukluğu tablosu olarak tanımlanıyor. Anoreksiya nevrozada olduğu gibi kilo almaya karşı korku ve beden algısında bozulma oluyor. "Ancak bulimikler gıda alımını kısıtlamazlar" diyen Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu gençler tıkınma tarzında yemek yerler, yemekleri bitince yoğun bir pişmanlık ve depresif duygular yaşarlar. Kilo almamak için çeşitli telafi edici davranışlarda bulunurlar. Bu davranışların en sık görüleni ise kendi kendine kusmak. Ancak ishal yapıcı ilaçlar ya da çayların kullanımı ya da aşırı egzersiz yapma davranışları da görülebiliyor. Bu tabloda hasta anoreksiya nevrozadan farklı olarak hafif kilolu ya da normal beden ağırlığında oluyor"
TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU
Tıkanırcasına yeme bozukluğu; 3 ay süresince, haftada en az bir kez, telafi edici davranışlar olmaksızın alışılmışın dışında büyük porsiyonlar halinde yemek yeme ve bu duruma stres ile kontrol kaybı duygusunun eşlik etmesi olarak tanımlanıyor. Ergenlik döneminde görülme sıklığı kızlarda yaşla birlikte artarken (14 yaşında yüzde 0,7 iken bu oran 20 yaşında yüzde 4,1'e yükseliyor), erkeklerde ise tam aksine azalıyor. Obezite, sosyal ilişkilerde bozulma, depresif semptomlar, anksiyete, duygusal dalgalanmalar, madde bağımlılığı ve intihar eğilimiyle birlikte görülebiliyor. Tıkınma atağının öncesinde genellikle yiyeceklere karşı aşırı özlem duygusu oluşuyor. Yemek sırasında kontrol kaybının yaşanması önemli bir bulgu olarak kabul ediliyor.
KİLO ALDIRMAYA ÇALIŞMAYIN, TEDAVİYE YÖNLENDİRİN
Tedaviden başarılı sonuç alınmasında ebeveynlerin yaklaşımı kilit bir rol üstleniyor. Doğru yaklaşımda bulunulmadığı takdirde uzun ve zahmetli olan tedavi süreci kesintiye uğrayabiliyor ya da başarısız olabiliyor. Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu ebeveynlerin kaçınmaları gereken davranışları söyle anlatıyor: