115 BİN GIDA İŞLETMESİ
İstanbul'da şüphe duyularak toplanan ürünler Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Gıda Kontrol Müdürlüğü Laboravutarı'nda inceleniyor.
İstanbul İl Tarım Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, İstanbul'da İl Tarım Orman Müdürlüğü'nün 750 kontrolörüyle 7 gün 24 esasına göre gıda kontrolü yaptığını kaydetti. İstanbul'da 115 bin gıda işletmesi olduğunu kaydeden Karaca, "Bizler bu 115 bin işletmede sürekli olarak 7 gün 24 saat esasına göre hem rutin, hem şikayete dayalı, hem de ihbarlara dayalı olarak denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız denetimlerde herhangi şüpheli bir durumda veya bakanlık ve İl Gıda Müdürlüğümüzün hazırlamış olduğu gıda numune alma programına göre, belli ürünlerden standart olarak numuneler alırız. Aldığımız numuneleri uygun sıcaklıkta ve uygun ortamlarda İstanbul İl Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğü'ne getiriyoruz" dedi.
İstanbul'un gıda hilesi burada çözülüyor
225 BİN DENETİM
2019'daki denetimlerle ilgili konuşan Ahmet Yavuz Karaca, "2019 yılı rakamlarına bakacak olursak, 115 bin gıda işletmesinde 225 bin denetim yaptık. 6 bin 824 adet numune aldık. Bunun 725 tanesinde uygunsuzluk yaşadık. Bununla ilgili olarak da idari para cezalarını uyguladık. Ayrıca bunun dışında, işletmelerde yapmış olduğumuz denetimlerde 5 bin 500 işletmeye 32 milyon lira civarında idari para cezası uygulandı. Aldığımız numuneler, mutlaka işletme sahibinin veya işletme yetkilisinin kontrolünde ve onun imzasıyla beraber alınır ve uygun sıcaklıkta laboratuvarımıza ulaştırılır. Laboratuvarda sıcak kontrolleri ve gerekli numune olma özelliğine bakılarak teslim alınır, analize sevk edilir.
Analiz sonucunda işletmenin ürününde eğer herhangi bir problem, sorun çıktıysa, eğer aldığımız numunede mikrobiyolojik ya da şahit numunesi değilse o ürüne ait o parti malı toplatıyoruz, imha ediyoruz ve işletme hakkında da idari para cezası uygulanıyor. Şahit numunesi varsa eğer, 'şahit numune hakkı' dediğimiz firma tarafından, ürünü üreten kişi tarafından itiraz gelirse, ikinci bir laboratuvarda analize tabi tutuluyor. İkinci laboratuvarda da sonuç teyit edildiyse gerekli yasal işlem uygulanıyor, o parti mal toplanıyor" şekline konuştu.
CEZALAR AĞIRLAŞTIRILACAK
Ahmet Yavuz Karaca, "Bizim çeşitli cezalarımız var, 23 bin lira civarında en ağır cezamız. Taklit ve tağşiş yapan firmaların bu cezalara rağmen üretime devam ettikleri ve isimlerini değiştirerek üretim yaptıkları görüldüğünde, Tarım Şurasında da Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, Sayın Bakanımız da ifade ettiler; bu konuda cezalar ağırlaştırılacak, hatta tekrarı halinde hapis cezası geliyor. Üretimde tekrar ve tekrar aynı hata yapıldığında, hapis cezası geliyor, ticaretten men cezaları ve kapatmaya kadar gidiyoruz. Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor" diye konuştu.
SÜT VE ET ÜRÜNLERİNE DİKKAT
Karaca, "Daha çok et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerinde problemler yaşadığımız oluyor. Bunlar neler oluyor? Et ve et ürünlerinde; sucukta, salamda ve bu tür ürünlerde dana etinden olması gerekende kanatlı eti, tek tırnaklı eti gibi yabancı etler, baş eti, kıkırdak dokusu gibi yabancı dokularla karşılaşabiliyoruz. Tereyağında bitkisel yağ tespit ediliyor. Yine zeytinyağında farklı yağlar tespit edebiliyoruz. Bazı gıda takviyelerinde ise performans artırıcı olanlarda sidanafil ve tadalafil, zayıflama iddiasında olan gıda takviyelerinde ise sibutramin maddesiyle karşılaşabiliyoruz. Sildenafil, tadalafil ve sibutramin kimyasal olup bir gıda takviyesinde kesinlikle olamaz. Gıda takviyeleri, mutlak surette bitkisel veya hayvansal orjinli olmak zorunda. Bu kimyasal sentetik olduğu için özellik sildenafil, tadalafil ve sibutramin kalp krizi riski, değişik mikroorganizma bozukluklarına sebep olabiliyor. Bir de bizim gıda takviyesi tanımımıza uymuyor. Gıda kodeksine de aykırı bir ürün olarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
KÜFLÜ SUCUKLAR
Karaca, geçtiğimiz ay Sultangazi'de ele geçirilen küflü sucuklarla ilgili olarak, "700 kilogram sucuk küflenmişti zaten. Yine bir miktar tereyağı vardı. Onların da bir etiket bilgisi ve üretim yeri bilgisi olmadığı için imha edildi. O olayda yakalanan bal ve tereyağının numunesi laboratuvarımıza gönderildi. Sonuçlarına göre işlem yapacağız. Herhangi bir olumsuzluk çıkarsa da imhasına karar vereceğiz" dedi.
BİNLERCE ANALİZ YAPILIYOR
İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürü Yunus Bayrak da, "Müdürlüğümüze, İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesi ve Türkiye'nin 81 ilinden gıda ve yem numuneleri gelmekte" dedi. Bayrak şöyle konuştu:
"2019 yılında laboratuvar müdürlüğümüzde 10 bin civarında numune gelmiştir. Bunların 12 bin adeti denetim ve izleme numunesidir. Bunun dışında 4 bin 500 adet ithalat, kalan kısmı ise resmi istek ve özel istek numunelerdir. Toplam 20 bin numunenin 2 bin 200 adeti olumsuz çıkmış. Yani şöyle baktığımız zaman 90 bin başlıkta, 1 milyon 200 bin analiz yapmışız ve 2 bin 200 numune olumsuz çıkmıştır. Bunu genele orantılandığımızda laboratuvarımıza intikal eden numunelerin yüzde 11'i olumsuz şekilde sonuçlandırılmıştır. İki başlıkta denetim toplanıyor. Bir; Bakanlığımız Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü'nün oluşturmuş olduğu yıllık gıda denetimi palanı ve yıllık yem kontrol planımız var. Bir de il müdürlüklerimizin hazırladığı gıda denetim ve yem kontrol planları var. Gıdalarda 14 temel başlıkta analizler yapılıyor. Örneğin, süt ürünleri, kırmızı et ve et ürünleri, kanatlı eti ve ürünleri, gazlı içecekler, alkollü ve alkolsüz içecekler, gıda takviyeleri, baharatlar, bitkisel çaylar gibi temel başlıklarda analizler yapılıyor. Bu temel başlıklarda en fazla rastlanan, Bakanlığımız 2019 yılında ifşada da bulunmuştu. Hangi marka, hangi hileli ürün kullanıldı…"
"ENERJİ İÇECEKLERİNDE SİLDANAFİL ÇIKABİLİYOR"
"Bunların arasında bizim laboratuvarımızda süt ve süt ürünlerinde; peynirde natamisin bulunması… Anti bakteriyel bir madde. Süt yağı harici yağ bulunması, bu hayvansal yağ olduğu gibi, bitkisel yağ da olabiliyor" diyen Yunus Bayrak, şöyle devam etti:
"Pide harcı, lahmacun harcı, sosis, salam, kıymada kanatlı eti rastlanabiliyor. Veya histolojik olarak sakatatlar tespit ediliyor, baş eti bulunabiliyor. Sebze ve meyve ürünlerinde pestisit oranları bazı ürünlerde yüksek çıkabiliyor. Meyve çaylarında, zayıflama çaylarında örnek olarak sibutramin çıkabiliyor. Enerji içeceklerinde sildanafil çıkabiliyor. Alkollerde, özellikle sahte üretim alkollerde metil alkole rastlayabiliyoruz. Mikrobiyolojik olarak bazı ürünlerde patolojik olarak mikroorganizmalar, örneğin salmonillaya rastlanabiliyor. Çay, baharatlarda, kabuklu ürünlerin bir kısmında aflatoksin gibi mikotoksinlere rastlanabiliyor. Bunlar, 2019 yılında bakanlığımızın ifşa ettiği ve bizim laboratuvarımızda da tespit ettiğimiz uygunsuzluklar. Bunları iki başlıkta toplayabiliriz, birincisi insan sağlığına zararlı olan, mevzuat limitlerinin üzerinde olduğu için, bir diğeri ise insan sağlığını zararı yoktur ama tüketiciyi aldatıyor. Kıymada veya sosis salamda kanatlı etinin bulunması. Tek başına kanatlı etinden bu tip bir ürün üretildiğinde mevzuat açısından risk teşkil etmese de, kırmızı etten üretildiğinde sosis salamda bunun bulunması hile amaçlı oluyor. Sağlık açısından değil ama hileli gıda açısından tüketici ekonomik anlamda aldatılmış oluyor."
SULTANGAZİ'DEKİ SUCUKLAR
Bayrak, "Sultangazi'de ele geçirilen sucukları zaten bizim laboratuvarımıza almaya gerek yok. Gözle görülür durumda çok yüksek miktarda küf var. Zaten laboratuvar analizlerinde fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik anlamda gözle görülmeyen ve laboratuvarda çalışmaya gerek duyulan konularda analizler yapılır. Zaten gıda denetçileri eğitim almış, konusunda uzman bakanlık personeli. Onlar yerinde tespitle gereken işlemleri yapmışlardır." dedi.