Gebelikten kaçınmak için pek çok yöntem mevcuttur. Bu yöntemlerden bir tanesi olan doğum kontrol hapları, çoğunlukla etkili sonuç verse de bazı kadınlarda istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor. Doğum kontrol haplarının yan etkileri olan söz konusu sonuçlar dolayısıyla, bu yöntemin doktor bilgisi dahilinde uygulanması gerekiyor. Fakat pek çok kadıni doğum kontrol haplarının nasıl kullanılması gerektiği, ortaya çıkması muhtemel yan etkiler hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi değil. Bu bilgi eksikliğini gidermek amacıyla doğum kontrol hapı nedir, nasıl kullanılır ve ne işe yarar sorularını cevaplarken doğum kontrol haplarının yan etkilerinden bahsettik.
Dünyada yaklaşık 70 yıldır istenmeyen gebeliklerin önlenmesinde ve aile planlamasında kadınlar doğum kontrol haplarını kullanmaktadır. Ülkemizde de yine tercih edilen doğum kontrol yöntemleri arasındadır. Bu haplar piyasada farklı şekillerde bulunsa da ortak özellikleri hormon içermesidir. Piyasadaki doğum kontrol hapları çoğunlukla kadınlık hormonu dediğimiz östrojen ile birlikte yumurtlama hormonu olan progesteron içermekte ve kombine oral kontraseptif adını almaktadır. Daha çok yumurtlamayı engeller. Bunun yanında rahim ağzından salgılanan mukusu koyulaştırarak spermin rahim içine geçişini, tüplerin hareketlerini bozarak sperm ve yumurtanın karşılaşmasını önler. Endometrium dediğimiz rahim içi yüzeyini bebeğin yerleşmesine uygunsuz hale getirir. Bu sayede gebelik materyali oluşsa dahi rahim duvarına yerleşip tutunamayacağı için gebeliğin oluşmasına izin vermez. Böylece gebelikten korur.
Doğum kontrol haplarının içerdiği östrojen miktarı günümüzde düşük dozdadır. Ve ortaya çıkan yan etkiler ilk kullanıldıkları yıldan bu zamana giderek azalmıştır. İlk günlerde mide bulantısı ve hazımsızlık sıklıkla karşılaşılan yan etkilerindendir. Hastaların birçoğunda bu yakınmalar mevcut olabilmektedir. Cinsel isteksizlik, baş ağrıları ve ilk 3 ay ara kanamalar diğer sık görülen yan etkileridir. Memelerde gerginlik ve hassasiyet de yine gözlenebilen yan etkileri arasındadır. Bu yan etkiler ilk birkaç ayda görülmekte fakat ilerleyen zamanlarda kaybolmaktadır. Ara kanamalar nedeniyle doğum kontrol hapı kullanımı sıklıkla terkedilebilmektedir fakat kadınların bunun görülebilecek bir yan etki olduğunu göz ardı etmemeleri ve ilaçlarını düzenli olarak kullanmaya devam etmeleri gerekmektedir.
İlk kullanıldıkları zamanlarda yüksek doz östrojen içeren doğum kontrol haplarının su tutulumu yapmasıyla ödeme bağlı kilo artışı yaptığı görülmekteydi. Günümüzde ise bu haplar düşük dozda östrojen içermesiyle kilo artışı düşük olasılıktır. İlk kullanılan zamanlarda kilo artışı görüldüyse bu, su tutulumuna bağlı ödem nedeniyle olmaktadır. Fakat kullanımın devam etmesi sonrasında oluşmuş olan ödem vücuttan atılır ve kilo alımına neden olmaz. Bazı kadınların da doğum kontrol haplarının iştahı açtığı ve bu nedenle kilo alımına sebep olduğu inancı bulunmaktadır. Doğum kontrol haplarının iştah merkezi üzerine direkt etkisi olmamakla birlikte iştah açma ve kilo alma gibi özellikleri de söz konusu değildir. Doğum kontrol haplarının bazılarında içerdiği östrojenin çeşidine bağlı antiandrojenik etkisi bulunmakta, vücutta mevcut olan ödemin atılmasına neden olabilmekte ve tüylenme artışının önlenmesinde de kullanılabilmektedir.
Zararlı olma durumları genellikle pıhtı oluşmasına yatkınlık sağlaması ve bunun sonucunda oluşan durumlarla ilgilidir. Yine bu etkileri özellikle içermiş olduğu östrojen hormonuna bağlı olarak yaparlar. Pıhtı faktörlerinin yapımını uyararak pıhtılaşmaya meyli arttırdığından daha önce inme, kalp krizi gibi geçirilmiş hastalığı olanlarda doğum kontrol hapları ve türevleri kullanılmamalıdır. Meme kanseri şüphesi olan kişilerdeki kitlenin boyutunu arttıracağı için tercih edilmemesi gerekmektedir. Gebelikte kullanımı sonrasında fetal anomalilere neden olabileceği için gebelik şüphesi bulunanlar kullanmamalıdır. Karaciğer hastalığı ve İnsülin bağımlı Şeker hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Depresyona eğilimi arttırdığından ve kullanılan birçok ilaç ile etkileştiğinden bu hastalarda kullanımı önerilmemektedir. Ayrıca baş ağrısı ve migren ataklarını tetikleyebildiğinden bu hastalarda da kullanılmaması uygun olacaktır.