Kanseri en kaba şekilde tanımlamak gerekirse, kontrolsüz bir şekilde bölünen tümör hücrelerinin yol açtığı ölümcül bir sağlık problemidir. Kansere sebep olabilecek faktörler arasında hem çevresel hem de genetik faktörler yatar. Öte yandan söz konusu hücre bölünmeleri, vücudun herhangi bir noktasında başlayıp farklı bir bölgeye sıçrama gösterebilir. Dolayısıyla her bir kanser türünün belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak, doğru zamanda doktor muayenesine başvurarak tedavide gecikmemek adına önemlidir. Erken dönemde konulan tanının ardından tedavi, genel olarak kanserli dokunun cerrahi operasyon ile alınması ile gerçekleştirilir. Eğer kanser hücreleri yayılım göstermiş ise kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemlerle kanserli hücreler tamamen vücuttan temizlenir.
Rektum kanseri, her ne kadar akciğer, kolon, lenf, meme gibi kanser türleri kadar adını sık duyduğumuz bir kanser türü olmasa da sıklıkla rastlanan kanser türleri arasında yerini almıştır. Özellikle 40 yaşın üstünde kişiler, rektum kanseri açısından risk grubun içerisinde değerlendirilirler. Dolayısıyla orta yaşın üzerindeki kişilere, her yıl düzenli olarak kontrolden geçmeleri önerilir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda ölümle sonuçlanan kanser türleri arasında ikinci sırada olduğu tespit edilen rektum kanserini yenebilmek için, rektum belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak, hastalığı tanımak ve bu sayede erken teşhis için doktor muayenesine başvurmak gerekir. İşte rektum kanserinin nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler.
Rektum, kalın bağırsağın makata doğru uzanan kısmının son 15 santimetrelik bölümüdür. Bu bölgede gelişen kötü huylu tümörler dolayısıyla ortaya çıkan hastalık da, rektum kanseri olarak adlandırılır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenomatöz polipler dolayısıyla ortaya çıkar. Rektum kanseri hastalarının yüzde kırkından fazla kırk yaşının üzerindedir. Kırk yaşından itibaren her on yılda bir rektum kanseri riski yaklaşık iki katına çıkar. Bununla birlikte ailesinde herhangi bir kanser türü geçmişi bulunan kişiler, daha yüksek risk grubundadır.
Kalıtımsal gen mutasyonları, yaşın ilerlemesine bağlı kolorektal kanser gelişimi, yüksek hayvansal proteine dayalı beslenme, donmuş yağ bakımından zengin bir diyetle beslenme, düzenli spor yapmamak, gün içerisinde az hareket etmek, yoğun alkol ve sigara tüketimi gibi faktörlere bağlı olarak bağırsak florasının zarar görmesi; rektum kanserinin nedenleridir. Bu nedenlerle ortaya çıkan rektum kanserinin tespiti için, aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçını gözlemlemeniz halinde doktora başvurmanız elzemdir.
Rektum kanseri yaşam süresi; hastalığın derecesi, kanserin hangi evrede olduğu, hastanın genel sağlık durumu, uygulanan tedavi yöntemi, hastanın tedaviye karşı gösterdiği reaksiyon gibi birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Dolayısıyla rektum kanseri ne kadar yaşar sorusunu cevaplayabilmek için, bu gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu soruyu kesin bir şekilde cevaplamak mümkün değildir.
Rektum kanseri yaşam süresi istatistikleri çok genel tahminlerdir ve çok dikkatli yorumlanması gerekir.
Dünyada yapılan genel istatistiklere göre rektum kanseri iyileşme oranı kapsamında 5 yıl sağ kalım oranları şu şekildedir
Rektum kanseri olanların yorumlarından yola çıkılarak yapılan çıkarımlar da bu verilerin değişkenliğini, esas olanın hastanın durumu olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Rektum kanseri evreleri; evre 0 ile evre 4 arasında değerlendirilir:
Rektum kanserinin tedavisinde sık başvurulan yöntem cerrahi operasyondur. Tümörün yeri ve büyüklüğüne göre planlanan rektum kanseri cerrahi operasyonunda, "Rektum kanseri ameliyatı kaç saat sürer?" sorusunu yanıtlayabilmek için bu gibi faktörlerin doğru bir şekilde incelenip yorumlanması gerekir.
Rektum kanseri ameliyatı; makat koruyucu rektum ameliyatı ve makat kaybı gerektiren rektum ameliyatı olmak üzere 2 grupta incelenir.
Rektum kanseri ameliyatı olanlar, bazı durumlarda birtakım komplikasyonlardan şikayetçi olabiliyor. Ameliyat sonra gelişmesi muhtemel komplikasyonlar şu şekildedir:
Uzmanlar, rektum kanserine karşı beslenme önerilerini şu şekilde sıralıyor: