Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yazılı açıklamasında, AK Parti iktidarının ilk yıllarında sağlık alt yapısının güçlendirilmesine büyük ihtiyaç bulunduğuna vurgu yaparak, "Mevcut hastanelerimizin yaş ortalaması 49 iken birçoğu da deprem güvenliği ve fonksiyonel açıdan kötü durumdaydı. Toplam 107 bin yatağın sadece 7 bini nitelikliydi. Hastanelerimizin hemen hepsinde yataklar koğuş sistemi şeklindeydi. Çağdaş bir sağlık hizmeti verebilmek için 100 bin civarında yatağın yenilenme ihtiyacının yanı sıra artan nüfus nedeniyle 50 bin ilave yatağa ihtiyaç vardı'' diye konuştu.
'KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ FİNANS YÖNTEMİ TERCİH EDİLMİŞTİR'
Koca, günün ekonomik imkânları çerçevesinde yapılan planlamada, bir kısım hastaneler klasik ihale yöntemiyle planlanırken, özellikle büyük yapıların alternatif finansman yoluyla yapılmasının planlandığını kaydederek, şöyle dedi:
"Mevcut kaynaklarla ve kısa sürede hedefe ulaşmanın ancak bu şekilde mümkün olacağı görülmüştür. Günün şartlarında kamu-özel işbirliği finans yöntemi tercih edilmiştir. İhtiyaç halinde gelecekte de yine tercih edilecektir.Bu süreçte kamu-özel işbirliği finans yöntemiyle 10 Şehir Hastanesi inşa edilirken, genel bütçeden de çok sayıda hastane inşası tamamlanmıştır. Bu kadar sürede yataklarımızın yenilenmesi ve hastanelerimizin depreme dayanıklı hale gelmesi, genel bütçe yanında alternatif finans yöntemlerinin kullanılması ile mümkün olmuştur. Bu suretle hastane inşa süresi kısalmış, önce şehir hastaneleri, ardından birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki tüm hastanelerimize deprem izolatörleri yerleştirilmiştir. Bakanlığımız depreme hazırlık konusunda en hızlı davranan kurumlardan biri olmuştur. Edindiğimiz kapasite, Kazakistan örneğinde olduğu gibi şimdilik 2 milyar dolar yurt dışında önemli bir yatırım fırsatı doğurmuştur."
'SÖZLERİMİN DE ARKASINDAYIM'
"2000'li yılların başına göre gerek ekonomik, gerek insan kaynağı ve teknolojik hakimiyet bakımından ne denli merhale kaydettiğimiz herkesin malumudur'' diyen Bakan Koca, şöyle devam etti:
"Geldiğimiz noktada aciliyet gerektiren kapasite açığı önemli oranda giderilmiştir. Alternatif finans kaynağına duyulan ihtiyaç da azalmış durumdadır. İhtiyaç duyduğumuz ve planladığımız hastane inşaatlarına hem genel bütçeden klasik yolla hem de kamu-özel işbirliği yöntemi ile devam etmemizin önünde halen bir engel bulunmamaktadır. İhtiyaç halinde kamu-özel işbirliği finans yöntemiyle bundan sonra da yapılabilir. Bu yöndeki açıklamalarımızın istismar edilmesini hayretle karşılıyorum. Şehir hastaneleri ile ilgili açıklamalarımın nasıl saptırıldığını görünce şaşırmadan edemedim. Şehir hastaneleri için bütçede yer alan ödeme sadece kira bedeli değil, tüm bakım onarım ve hizmet bedellerini de kapsamaktadır. Bu hastaneleri genel bütçeden kendimiz yapsaydık, hizmet gideri olarak bütçedeki miktarın en az yarısını yine ödeyecektik. Nitekim diğer hastanelerimizde de yatırım giderlerine ilave olarak bu harcamaları yapıyoruz. Bugüne kadar yapılanları önemsiyorum; bundan sonra da bir adım ötesini, daha iyisini yapmayı hedefliyorum. Sözlerimin de arkasındayım."