Prof. Dr. Gür, Dünya Yürüyüş Günü kapsamında yaptığı açıklamada, yürümenin sağlıklı yaşamın gereği olması bakımından çok önemli olduğunu belirtti.
Yürümeyi sadece alınan kaloriyi yakmak olarak değil, vücudu geliştirmek için de yapılması gereken bir aktivite olarak görmek gerektiğini ifade eden Gür, "Uzun yaşamak istiyorsak, bedenimize saygı duyuyorsak, ileride sağlık sorunu olmasın diyorsak, toplumu özellikle hem ruhsal hem de bedensel açıdan geliştireceksek, özellikle spor anlamında bazı yerlere varabileceksek önce yürümeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Gür, yürüme konusunda da doğru bilinen bazı yanlışlar kadar yanlış bilinen doğru noktaların da bulunduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:
"Mesela çok hızlı yürümenin çok aşırı kalori harcattığı gibi... Çok hızlı yürümekle normal yürümek arasında kalori açısından bir fark yok. Yürümeyi bir spor olarak düzenli yapmaya karar verdiğiniz zaman mutlaka düzgün bir ayakkabı seçilmesi gerekiyor. Yürüyüş ayakkabısı çok önemli. Her pahalı, marka olan şey iyidir diye bir kaide yok. Tabii birtakım malzemelerin kalitesi nedeniyle üstünlükler olabiliyor ama özellikle ayakkabı alırken bazı şeylere dikkat etmek gerekiyor. Bunlardan en başta geleni, ayakkabıyı alırken akşam üstü veya günün geç saatlerinde almaktır. Birinci kaide bu. Bir diğeri ise ayakkabının mutlaka şok absorbsiyonu dediğimiz yani yürürken kuvvet verildiği zaman gücü absorve etme yeteneği olmalı. Yani sağlam bir tabanı, yumuşak bir basışı olmalı. Onun dışında tabii birtakım özelliği olan ayakkabılar da alınabilir ama rahat bir ayakkabı seçilmeli."
"YÜRÜYÜŞ İÇİN PAMUKLU KIYAFET TERCİH EDİLMELİ"
Yürüyüş için seçilen kıyafetin özellikle pamuklu ve rahat ürünlerden tercih edilmesi gerektiğinin ikinci önemli unsur olduğuna işaret eden Gür, "Terletmeyen ya da terin havayla akımını kolay sağlayan pamuklu giysiler seçilmeli. Bazen kilo vermeye yardımcı olması düşüncesiyle çok terleten sentetik veya ona benzer malzemelerle yürünüyor. Belki kısa sürede bu ürünlerle yürüyüş yapılabilir ama uzun sürelerde pek tavsiye etmiyoruz. Çünkü aşırı terleme de elektrolit kaybına neden olabiliyor." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Gür, yürüyüşün yapılacağı ortamın da önemli olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Sadece yürüyüş alanı yapmak yetmiyor, insanları da buna teşvik etmek gerekiyor. Spor bilinci ve eğitimi çocukluk yaşlarından başlıyor. Daha sonra yapılan alanların yapılıp bırakılması da yetmiyor. Mutlaka sonradan denetlenmesi gerekiyor. Önce yürüyüş adı altında bir spor kültürü ve alışkanlığını gündeme getirmemiz lazım. Kendimizi, çevremizi, elimizin ulaştığı herkesi bu konuda eğitmeliyiz. Ayrıca engelli vatandaşlar için saha gibi imkanları da düşünmek lazım. Yürüme temel spordur. Canlı olmanın önemli özelliklerinden birisi."
"YÜRÜMEK HAREKETSİZLİKLE MÜCADELEDE ÇOK ÖNEMLİ"
Semih Gür, yürümenin bedava yapılabilen bir spor olduğuna ve hareketsizlikle mücadelede de çok önemli bir yer tuttuğuna değinerek, "Bir kere hareketsizliği kırmamız lazım. Bazen şartlar da o kadar uygun olmayabiliyor, insan her zaman yürüyecek alan ya da imkan bulamayabiliyor. Onun için kapalı alanlarda da yürüyüş yapılabiliyor. Biz bu işi bilimsel yönüyle düşündüğümüz zaman koşu bandı konusunda birtakım tedirginlikler duyuyoruz. Başta koşu bandı olmak üzere sert zeminlerde yürürken vücudu çok zorlamamak ve daha kısa yürüyüşler yapmak gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Öte yandan yürüyüş öncesi ve sonrasında da germe egzersizlerinin yapılmasının önemini anlatan Gür, sadece zayıflamak için de yürünülmemesi gerektiğini söyledi.
Gür, yürümenin depresyonu, mutsuzluğu ortadan kaldırdığını, kaslarda denge sağladığını, özellikle kadınlarda kemik erimesini önlediğini, kas iskelet sistemi hastalıkları, diyabet gibi sorunlarla mücadelede önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"İnsan ne kadar hareketli olursa yaşamını da o kadar uzatıyor. Bir kere sahip olunan vücuda saygı duyalım. Bunun yanında doğaya da saygı duyalım. Bu konuda hem devlet hem özel sektör hem de vatandaş olarak katkımız olması gerekiyor. Biz spor yapacağız ki kendimizden sonra gelecek nesil de spor yapsın. Sadece hareketsiz olmamak gerekiyor. Kendi vücudumuzu düşünerek hareket edelim, yürüyelim."