Hastalığın mikrop ile temastan 1-3 gün sonra sıklıkla kusma ve ateş bulguları ile başladığını, ardından şiddetli ishal geliştiğini ifade eden Dr. Koç, "Rota virüs ishali en fazla sıvı kaybı yapan ishaldir. Öyle ki bazen bezde hiç partikül olmayıp idrarla ayırt edilemeyecek kadar sıvı ve sık bir hal alabilir ve hastada şok tablosu ,başta böbrek yetmezlikleri olmak üzere çoklu organ yetmezliğine kadar hastayı götürebilir.
YÜKSEK ATEŞ VARSA DİKKAT!
Eğer hastanın genel durumu düşkün, etrafa ilgisi az, ağızdan beslenmeyecek durumda, ateşi yüksek veya saat başı bol sulu ishal bulguları mevcut ise hiç zaman kaybetmeden acil birimine başvurulmalı ve damardan sıvı tedavisi başlanmalıdır. Genel durumu iyi olan bebek ve çocuklarda anne sütü ,formül mama ve uygun sıvılar ile oral alımın desteklenmesi gerekir. Enfeksiyona spesifik tedavi mevcut değildir. Yaşa uygun probiyotikler ve bağırsak iltihabını gerileterek sıvı kaybını azaltan bazı preparatlar ile oral çinko desteği hastaya verilebilir.
Fitoterapi literatürü gözden geçirildiğinde ise turunç, nar, kızılcık ve yaban mersini gibi meyvelerin flavanoid ve polifenollerinin antirotaviral etkinlik gösterebileceği konusunda umut veren çalışmalar mevcuttur. Eğer çocuğun oral alımı iyi ise adı geçen meyvelerin kompostoları, yoğurt, pirinç ve tarhana çorbası ile oral alımın desteklenmesi uygun olur. Hastalık özellikle 2 yaş altı çocuklar daha sık olmak üzere 5 yaş altı çocukları etkiler. Erişkinlerde hastalık yapması nadirdir ve hastalık kliniği 3-10 gün arasında devam edebilir. Hastalığın piyasadaki aşılarının ilk dozu bebeğin 6. haftasından itibaren yapılabilir ancak ilk doz en geç 14 hafta +6 günden önce yapılmalıdır ve 8 ay +0 günden önce rotavirüs aşıları tamamlanmalıdır" açıklamalarında bulundu.