Türk psikiyatrisinin yaşayan bilgesi 91 yaşındaki Prof. Dr. Özcan Köknel; hastalıkların tanı ve tedavisinin yanı sıra, toplumsal ruh sağlığı için de önemli çalışmalara imza atan bir isim.
Tüm bilgi ve birikimini, Mert İnan'ın yayına hazırladığı 'Bilgenin Aynası' adlı kitabında anlatan Köknel ile annebabaların en sık yaptıkları hataları ilgili konuştuk…
Yemek yerken çocuğun önüne tablet koyduğunuzda, o çocuğun yemek yeme becerisi kazanmasını engellemiş olursunuz.
Çocukla kaliteli zaman geçirmek, ilgili ve bilgili aile olmak önemli.
KOLAYA KAÇILMAMALI
'Ne yapalım herkes tablet
veya cep telefonu kullanıyor'
diyerek kolaycılığa
kaçıyoruz. Dolayısıyla
çocuk meşgul olmadan
yemek yeme beceresini
kazanamıyor.
Aileler kolaya kaçmamalı.
Çocukların durmaması veya aşırı hareketli olmaları ilgi ve ilişki ihtiyacından kaynaklanır. Annebaba, çocuklarının ilgi ve ilişki ihtiyacını karşılayacak zaman ve konsantrasyonu ortaya koyduğunda, evlatlarının ekran peşinde olmayacağını göreceklerdir.
3 yaş üzeri çocuklar için de aileleri uyarmalıyız. Günde bir saatten fazla ekrana bakmayı, bu yaşın üzerindeki çocuklara önermiyoruz.
MUTLU ETMEK ZORUNDASINIZ
En riskli yaşlar, 13-20 arası
dönemdir. İşte bu yüzden 13-20
yaş arası, gençlerin elden geldiği
kadar kendilerini geliştireceği,
spor, müzik gibi alanlara yönlendirilmesi
gereken dilim. Madde,
sigara, alkol bağımlılığı genellikle
bu yaşlarda ortaya çıkar.
Boş zamanlarını alışveriş
merkezlerinde veya sosyal medyada
geçirenler kendisini geliştirecek
sosyal aktivitelerde
bulunmaktan kaçınıyor.
Aile ve toplumun
gençliği koruyacak yaklaşım
sergilemesi çok
önemli. Eğer evlenip
çoluk çocuk
sahibi olmuşsanız,
hiç kusura
bakmayın çocuğunuzu
mutlu etmek zorundasınız. Madde
bağımlılarının büyük kısmı, çocukluğunu
mutsuz geçirmiş bireyler. Öyle aileler
biliyorum ki, çocuğunun o akşam
evde olup olmadığından habersiz. Bir
madde bağımlısı gencin babasına 'Çocuğunuz
akşam eve geldi mi?' diye sorduğumda
'Farkında değilim, altı çocuğum
var' cevabını vermişti. Böyle bir ortamda
yetişen çocuk sağlıklı olabilir mi?
Her anne-baba, çocuğunun dünyaya
gelişi itibariyle, o ailenin bireyi olduğunu
bilmeli. Aileler; çocuklarının duygularına,
düşüncelerine ve yaşına uygun
biçimde davranmakla yükümlüdür. Eğer
çocuğunuzda kalıtsal herhangi bir fiziksel
ve ruhsal sorun yoksa, yaptığı her
davranış aslında sizin yansımanızdır.
ŞİDDETE EĞİLİMLİ HALE GELİR
İletişim ve ilişkilerde dengeyi kurmak
çok önemli. Engellemeler; çocuğun
içinde öfke, kızgınlık yaratırken mutsuz
olmasına yol açar. Aileler, çocuklarının
karşı çıkışlarında onları aşağılayacak,
bedensel, ruhsal ve toplumsal kimliğini
örseleyecek söylemlerden uzak durmalı.
Çocuğa, 'salaksın, serserisin' diyerek aşağılamak onun bedensel, ruhsal ve toplumsal kimliğine karşı işlenen bir cinayettir.
Çocuğunuzu örselediğiniz oranda şiddete meyilli hale getirirsiniz.