Güneş alerjisinin bilinen en yaygın biçimi güneş zehirlenmesi olarak da adlandırılan polimorf ışık reaksiyonudur. Güneş alerjisi yabani havuç veya ıhlamur gibi bitkilere maruz kalma ya da kullanılan ilaçlar tarafından tetiklenebildiği gibi kalıtsal yatkınlık sebebi ile de görülebilmektedir. Bazı insanlarda geçici olabiliyorken bazı kişilerde durum devamlı ortaya çıkar. Güneş alerjisi olanlar dikkat! Haberimizde bu alerji türü hakkındaki bütün detayları bulabilirsiniz…
GÜNEŞ ALERJİSİ NEDİR?
Halk arasında güneş alerjisi olarak bilinen durum aslında güneş ışınlarının deride ortaya çıkardığı zararlı etkiler sonucu ortaya çıkan değişik klinik durumları kapsayan fotodermatozlar dediğimiz hastalık grubudur. Çeşitli kozmetikler, sabun, parfüm gibi ürünlerin UV ile etkileşmesi sonucu oluşan deri döküntüleri ve bağışıklık sisteminin de içinde rol aldığı reaksiyonları kapsamaktadır.
En önemlisi yazın görülen her döküntü güneş alerjisi değildir. Bu yüzden ilgili uzman hekimlerin görüşü mutlaka alınmalıdır Oluşan klinik tabloya bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler de değişiklik gösterecektir. Bu belirtiler deride kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık, su toplama, ağrı, yanma olabilir.
GÜNEŞ ALERJİSİ TEHLİKELİ OLABİLİR
Güneş alerjisiyle başvuran hastalarımızda önce bu durumun başka bir hastalıkla ilişkisi olup olmadığını araştırıyoruz. Sonra en doğru biçimde yönetmeye çalışıyoruz.
UV ışınları cilt lekeleri, melasma, çiller, erken yaşlanma, deri kanserleri gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Ayrıca güneş hassasiyeti SLE gibi bazı otoimmun hastalıkların belirtisi olabilir.
Bebekler ve beyaz tenli kişiler güneş yanığına ve güneşe bağlı istenmeyen yan etkilere daha hassastırlar. Ayrıca çocuk yaş grubunda yaş ilerledikçe hassasiyet kendiliğinden kaybolma eğiliminde olur.
Genellikle ilerleyen yaşla birlikte hastalıkların şiddeti azalmaktadır. Ancak aynı şiddetle devam edebilir ya da daha da şiddetlenmesi de rastlanabilir.
GÜNEŞ ALERJİSİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Güneş hassasiyetinin nedeni ilaç veya kişinin kullandığı kişisel kozmetik ürün ise bir daha kullanılmaması ile kendiliğinden gerilemesi sağlanabilir.
Hastanın yıllarca kronik güneş maruziyeti devam ettiği durumlarda ise güneş hassasiyeti şiddetlenebilir. Oluşan klinik tabloya göre tedaviler değişiklik göstermekle birlikte, hafif olgularda topikal steroidli kremler yeterlidir. Şikâyet durumuna göre antihistaminik tedaviye eklenir. Ancak şiddetli cilt reaksiyonları durumunda sistemik steroid ve nadiren de hidroksiklorokinler ve diğer tedaviler seçenek olarak karşımıza çıkabilir.
Güneş hassasiyeti olan bireyler güneş ışınlarının dik olarak geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkmaktan kaçınmalıdır. Güneş gözlüğü, şapka, açık renkli uzun giysiler giyerek kendilerini güneşten koruyabilirler. Güneş temasının engellenemediği durumlarda güneş koruyucular kullanılmalıdır.