Git gide artan bağırsak kanseri hastalığından sonra uzmanlar yeni bir araştırmayı sonuçlandırdılar. Araştırmanın sonucunda sürekli yediğimiz ancak hatalı şekillerde tükettiğimiz bazı besinlerin bağırsak kanseri hücrelerini büyük ölçüde azalttığı ortaya çıktı. Bir araştırmada, sarımsak, pırasa, frenk soğanı gibi allium sebzelerinin bağırsak kanseri riskini önemli ölçüde azalttığı iddia ediliyor.
Her yıl bağırsak kanseri olanların sayısı giderek artıyor. Doktorlar bu kanser riskini azaltmak için günde bir küçük soğan tüketmenin yeterli olabileceğini söylüyor.
Allium sebzelerdeki biyoaktif bileşiklerin daha önce meme ve prostat kanserine karşı koruduğu da araştırmalar tarafından gösterilmiştir. En son çalışmanın kıdemli yazarı Shenyang'daki Çin Tıp Üniversitesi Birinci Hastanesinden Dr Zhi Li, "Allium sebzelerin miktarını arttırınca, hastalıktan da korunabilirsiniz." diyor.
Dr Li, pişirme yönteminin de büyük etkisi olduğunu belirtti. Örneğin, soğanın kaynatılması faydalıkimyasalları azaltırken, taze sarımsakların dilimlenmesi ve ezilmesi yararlı olmuştur.
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülay Koçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bağırsak kanserinin, modern toplumlarda en sık rastlanan kanser türleri arasında yer aldığını söyledi.
Bilinçsiz beslenmenin bağırsak kanserinin başlıca sebeplerinden olduğunu ifade eden Koçoğlu, özellikle lifi az olan gıdaların tüketilmesinin kanser riskini artırdığına dikkati çekti.
Koçoğlu, modern toplumlarda fast-food tarzı beslenmenin yaygın olduğunu vurgulayarak, ev dışında yemek yeme zorunluluğu olan herkesin kanserojen maddeleri alma riskinin yüksek olduğunu kaydetti.
Koçoğlu, sağlıklı bağırsaklar için lif yönünden zengin kuru baklagil, meyve ve sebze ile tam tahıl gıdalar tüketilmesini tavsiye etti.
"ÇİĞ, TAZE VE KABUKLU TÜKETİN" ÖNERİSİ
Lifli gıdalardan özellikle meyve ve sebzenin Türkiye'de çok fazla tüketildiğine dikkati çeken Koçoğlu, meyve ve sebzeyi kabuğuyla yemek gerektiğini belirtti. Kabuğu soyularak veya suyu sıkılarak tüketilen meyve ve sebzenin lif oranının düşeceğini ifade eden Koçoğlu, şunları aktardı:
"Meyve ve sebzeyi mümkün olduğu kadar çiğ, taze ve kabuklu tüketeceğiz. Bazı kişiler şeftaliyi, kayısıyı kabuğunu soyarak yemek istiyor. Mandalinayı soyup içindeki beyaz lifleri didik didik temizliyorlar. Faydalı bölümü çöpe atıyoruz. Bunlar çok yanlış. Portakalda da sadece dış turuncu kısmı soyulmalı. Günde en az 5 porsiyon mevye-sebze tüketilmesi öneriliyor. Bunun 3'ü meyve 2'si sebze tabağı şeklinde olabilir. 5 porsiyondan az tüketiyorsak kanser başta olmak üzere diğer kronik hastalıkların da görülme olasılığını artırıyoruz demektir."
Kafein içeren çay ve kahve yerine su tüketilmesini tavsiye eden Koçoğlu, her sabah bir bardak su ile 1-2 kuru kayısı, erik veya üzüm yedikten yarım saat kahvaltı yapmanın bağırsakların gün boyu verimli şekilde çalışmasını sağlayacağını sözlerine ekledi.
İŞTE BAĞIRSAK KANSERİNDEN KORUNMADA ETKİLİ DİĞER BESİNLER
MUZ
Sağlıklı bir bağırsak florası için, düzenli çalışan bir sindirim sistemi şart. Kabızlık ve ishal, bağırsak florasını bozuyor ve bağırsaklarımızdaki yararlı bakteri sayısının azalarak, emilim bozukluklarının oluşmasına neden oluyor. Muz içerdiği lifler sayesinde sindirim sistemini düzenleyerek ishal veya kabızlık gibi durumların önüne geçiyor. Sindirim sorununuz veya hazımsızlık probleminiz varsa muzun olgun olmasına dikkat edin. Olgunlaşmamış (dışı yeşil) olan muzların sindirimi zor olduğu için hazımsızlık ve gaz şikayetini artırabilir.
KEFİR
Bağırsaklarımıza dost bakteriler içeren probiyotik besinler; bağırsak florasını düzenleyerek bağırsağın düzgün çalışmasını sağlıyor ve toksik maddelerin geri emilimini engelliyor. Kefir; içerdiği probiyotikler sayesinde bağırsak sağlığının korunmasında önemli etkiye sahip. Süt ürünlerine alerjiniz veya intoleransınız yoksa her gün 200 ml (1 su bardağı) tüketmekte fayda var.
TAHILLAR VE KURU BAKLAGİLLER
Tam buğday ekmeği, bulgur, yulaf, nohut, kuru fasulye, barbunya gibi besinler yüksek posa (lif) içeriği sayesinde bağırsak hareketlerini arttırarak, sindirilmiş besin artıklarının kalın bağırsaktan geçişini hızlandırıyor. Toksik öğelerin kalın bağırsakta uzun süre kalmaması sayesinde burada zararlı bakteri oluşumunun önüne geçiliyor ve sağlıklı bağırsak florasının devamlılığı sağlanıyor. Her gün kompleks yani tam tahıllı karbonhidrat kaynakları, haftada en az iki gün de kuru baklagil tüketmeye özen gösterin.
TURŞU
Turşu içerdiği yararlı bakteriler sayesinde bağırsak florasını korurken, yüksek lif içeriği sayesinde dışkının bağırsaktan geçişinin hızlanmasını sağlıyor ve böylece sağlıklı bir sindirim sistemine destek oluyor. Ancak her ne kadar probiyotik zengini olsa da yüksek sodyum içeriği sebebiyle turşu; tansiyon, diyabet, kalp damar hastalıkları, mide hastalıkları olan kişiler tarafından ya kontrollü bir şekilde tüketilmeli ya da hastalığın seyrine göre hiç tüketilmemeli.
BADEM
Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal, "2016'da yayınlanan bir çalışmada badem tüketen çocuk ve ergenlerde, tüketmeyenlere oranla bağırsak bakterilerinde yararlı yönde bir değişim olduğu bulunmuştur. Ayrıca içerdiği lifler sayesinde bağırsak mikrobiyotası üzerinde olumlu etkileri olduğu ve yararlı bağırsak bakterileri için besin oluşturarak (prebiyotik) sayıca arttırılmasını sağladığı ortaya konulmuştur. Sağlıklı bir mikrobiyota sağlıklı bir bağırsak demektir. Her gün 10-12 adet çiğ badem tüketmeyi ihmal etmeyin" diyor.
ISPANAK
Ispanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerin içinde bulunan şeker çeşidi bağırsaklarımızda bulunan yararlı bakterilerin sayısının arttırılmasına yardımcı oluyor. Yararlı bakteriler tarafından salınan bir enzim, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerin içerisindeki şekeri, bakterilerin enerji kaynağı olarak kullanmasını sağlıyor. Yani aslında vücudumuza dost olan bakterileri besleyerek sayıca artmasında ve bağırsak floramızın düzenlenmesinde rol oynuyor.
SOMON
Omega 3 vücuda dost bağırsak bakterilerinin sayısının arttırılmasına destek oluyor ve böylece sağlıklı bir bağırsak florası oluşturuyor. Haftada iki üç kez omega 3'ün en zengin kaynaklarından biri olan somonu tüketmeyi ihmal etmeyin. Izgara veya fırında pişirme yöntemlerini tercih edin.
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal "Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda hindistan cevizi yağının, içerdiği orta zincirli yağ asitleri sayesinde, uzun zincirli yağ asitlerine göre sindirim sırasında vücudu daha az yorduğu ve bunun da sindirimi kolaylaştırıcı bir etken olduğu üzerinde durulmaktadır. Buna ek olarak anti-viral, anti- bakteriyel özelliği de bulunmaktadır. Böylece zararlı organizmaların yok olmasını destekleyerek inflamatuar bağırsak hastalıklarına karşı koruyucu olduğu son yıllarda yapılan çalışmalarda gösterilmiştir" diyor.