İşte, 8 Mayıs Dünya Yumurtalık Kanseri Günü öncesi umut dolu bir iyileşme öyküsü:
Türkiye'de her yıl 2500, dünyada ise 240 bin kadına yumurtalık (over) kanseri tanısı konuyor. Tüm kadın kanserlerinin yüzde 4'ünü oluşturan yumurtalık kanserinde tedavi başarı yüzdeleri düşük, ölüm oranları ise yüksek. Ancak ezberleri bozan ve yüz güldüren hikayelerden biri; 53 yaşındaki ev hanımı Neval Kasapoğlu'na ait.
Bir buçuk yıl önce yumurtalık kanseri tanısının konulduğu Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bir tedavi süreci geçiren Kasapoğlu, doktoru Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken sayesinde kanseri tamamen alt etti.
Kasapoğlu, hayatı boyunca sağlığına, beslenmesine dikkat etmiş. Bedenini iyi tanıyan, gelen sinyalleri doğru değerlendiren Kasapoğlu, önce idrarda yanma ve tutamama şikayetiyle soluğu jinekoloji uzmanında almış. "Bu arada çok da hafif bir ağrım vardı" diyen Kasapoğlu, şöyle devam ediyor:
"Ultrason yapıldı, smear testi alındı. Hiçbir şey bulunamadı. Ben ise sanki biliyormuşum gibi 'kanser mi oldum? Sanki orada bir kitle var. Hissediyorum' deyince doktorum 'Yok canım, saçmalama' dedi. Ağrım geçmeyince karın ultrasonu da yapıldı ve böbreklerinde taş olduğu söylendi."
Böbrek taşı tedavisiyle geçen zaman Kasapoğlu'nun aslında yanlış tanı nedeniyle kaybettiği çok kritik bir zaman. Bu süreçte şikayetleri hiç dinmeyen Kasapoğlu, iki böbrek ameliyatı geçirdi ve stent de takılmış. Dayanılmaz ağrılar nedeniyle bir gecede dört hastane gezdiğini dahi anlatıyor.
Kasapoğlu'nun yolu Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken ile kesişince ise hızlı ve doğru tedavi başladı.
Yapılan tetkikler sonucunda yumurtalık kanserinin dördüncü evresinde olduğu tespit edilen Kasapoğlu için ilk iş kemoterapi uygulandı. Başarılı geçen kemoterapi ile küçülen tümör cerrahi operasyonla alındı ve beden kanserden tamamen temizlendi. Kasapoğlu, o süreci şöyle anlatıyor:
"Ne üzüldüm ne de korktum. 'Baş ederim' dedim. Doktoruma güvendim, dediklerini aynen yaptım. Kanser hastalarına acıyarak bakılmasından da rahatsızım. Bu hastalıkta sevgi çok önemli. Ben çok sevildim, çok sevdim. Eşim, kızlarım bana bebek gibi baktı. Eskiden her şeyi takardım, evhamlıydım. Şimdi öyle değilim. Hayat bir tiyatro ve bizler de oyuncularız. Ben de oynayabileceğim kadar oynayacağım. Yaşa gitsin, diyorum kendime"
"ARTIK GEÇ EVREDEKİ KANSERİ YENEBİLİYORUZ"
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken, Kasapoğlu'nun geç tanı almasına karşın tedavisindeki başarı nedeniyle iyi bir örnek olduğunu ifade ederek, "Yumurtalık kanseri konusunda farkındalığın artması gerekiyor. Kadınların kontrollerini ihmal etmemesi önemli" uyarısında bulundu.
Yumurtalık kanserine yol açan nedenlerin tam olarak bilinemediğini, hormonal ve ailevi nedenler üzerinde durulduğunu söyleyen Prof. Dr. Türken, "Ailesinde yumurtalık ya da meme kanseri olan kadınların düzenli olarak jinekolojik muayenelerini ve tümör belirteçleri olan kan tahlillerini yaptırmaları gerekiyor." dedi.
Karın şişkinliği, kasık bölgesinde ağrı ve zaman zaman adet düzensizliği gibi belirtiler gösteren yumurtalık kanserinin tedavisi için kemoterapi, cerrahi ve radyoterapi yöntemleri uygulanabildiğini anlatan Prof. Dr. Türken, "Gelişen teknoloji, akıllı ilaç ve immünoterapi gibi yöntemler sayesinde artık yumurtalık kanseri de tedavi edilebilen bir hastalık olarak görülebilir. Hasta geç tanı alsa bile tedavi şansı var" diye konuştu.
BİRLİKTE SAHNE ALDILAR
Prof. Dr. Türken müzik tutkunu bir doktor. Hastası Kasapoğlu gibi yıllardır Türk Sanat Müziği korolarında şarkı söylüyor.
Neval Kasapoğlu ve kendisini sağlığına kavuşturan Tıbbı Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken ile birlikte, 1-7 Nisan Kanser ile Savaş Haftası kapsamında düzenlenen konserde Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Korosu ile sahneye de çıktı. Kanseri zorlu bir süreç sonunda yendikleri çatı altında Yıldırım Gürses'in "Affetmem asla seni" adlı nihavent şarkıyı seslendirdiler.