Menopoz döneminin yaklaşmasıyla birlikte kadınlarda birçok değişim görülmektedir. Östrojen oranının değişmesiyle miyomların artması, adet düzensizliklerine sebep olan kistler, poliplerdeki artış ve rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99'undan sorumlu olan Human Papiloma Virüs'e (HPV) bağlı kanser öncüsü belirtilerde bu dönemde artış yaşanmaktadır.
Bu artışın sebebi şunlar olabilmektedir:
- Sigara,
- Hareketsiz yaşam,
- Düzensiz beslenme,
- Erken yaşta cinsel ilişki,Bu belirtilerden bir ya da birkaçını yaşıyorsanız dikkat!
BU BELİRTİLERDEN BİR YA DA BİRKAÇINI YAŞIYORSANIZ DİKKAT!
40'lı yaşlardan itibaren kadınların özellikle ciddiye alması gereken belirtiler şöyle sıralanmaktadır:
DÜZENLİ TARAMALARINIZI İHMAL ETMEYİN
Jinekolojik hastalıkların teşhis ve tedavilerinde uygulanan yöntemlerin başında smear testi gelmektedir. Smear testinde rahim ağzından akıntı örneği alınarak hücreler incelenmektedir. Smear testinde ASCUS, LGSIL, HGSIL denilen hafif düzeyden ağır düzeye hücresel anormallikler veya muayene sırasında rahim ağzında, vajina içerisinde yara görünümü ya da anormal görüntü tespit edildiğinde tanı amaçlı biyopsi örneği alınarak incelenmektedir. Bu işleme kolposkopi işlemi adı verilmektedir. Kolposkopi muayene sırasında yapılabilen kolay mikroskobik bir muayenedir. Rahimden kaynaklanan miyom, polip ve yumurtalık kistleri ve benzeri yapılara ise ultrasonografi yöntemi ile bakılmaktadır. Yumurtalık kistleri genellikle zararsız olsa da ultrasonda yapısal olarak farklılıklar tespit edildiğinde ve özellikle de ailede kanser öyküsü olan hastalarda ek kan testleri yapılmaktadır. Jinekolojik hastalıkları önlemede erken teşhisin önemi göz ardı edilmemelidir. Yaşanan değişimler takip edilmeli ve düzenli kontroller aksatılmamalıdır.
AİLEDE KANSER ÖYKÜSÜ EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİNDEN BİRİ
Ailesel risk faktörü dendiğinde ise sadece jinekolojik kanserler değil meme kanseri başta olmak üzere tüm kanser türleri akla gelmelidir. Özellikle ailede meme kanseri öyküsü olan bazı genetik yüklü kadınlarda rahim kanseri birlikteliği görülmektedir. Meme kanserli hastalarda yapılan genetik taramalar vardır. Bu taramalarda mutasyonlar tespit edildiğinde önlem amaçlı rahim alma ameliyatları düşünülmektedir. Bu nedenle meme kanseri geçiren hastaların mutlaka jinekolojik taramalarını da aksatmaması gerekmektedir. Ailede meme kanseri ve jinekolojik kanser öyküsü olanların da düzenli taramalarını sıklaştırmaları önerilmektedir.
HPV EN ÇOK 20'Lİ VE 40'LI YAŞLARDA GÖRÜLÜYOR
Cinsel yolla bulaşan ve rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99'undan sorumlu olan Human Papiloma Virüsün (HPV) en sık görülen dönemleri; 20'li yaşlar ve 40'lı yaşlardır. Rahim ağzı kanserlerinden korunmak için risk faktörlerinden uzak durmanın yanında HPV aşısı da önerilmektedir. HPV aşısı günümüzde birçok Avrupa ülkesinde rutin aşı protokolüne girmiştir. En yüksek etkiyi 9-26 yaş arası ilk cinsel deneyim öncesi gösteriyor olsa da 43 yaşa kadar yapılması koruyuculuk sağlamaktadır. HPV aşısı için ülkemizde HPV'nin 6, 11, 16 ve 18 şeklinde numaralandırılan 4 türüne karşı koruyuculuk sağlayan ve 0. 2. ve 6. aylarda üç doz olarak uygulanan aşı mevcuttur. Avrupa'da günümüzde uygulanan HPV'nin 9 tipine karşı etkili HPV aşısı ise yakın zamanda ülkemizde de olacaktır. HPV aşısı kadınlarda başta rahim ağzı kanseri olmak üzere, vajina, vulva, anüs kanserlerine karşı yüksek koruyuculuk sağlamaktadır.
40 YAŞ SONRASI KADIN HASTALIKLARINDAN KORUNMAK İÇİN BU ÖNERİLERE KULAK VERİN
Düzenli jinekolojik muayene ve testler (kişiye göre değişmekle birlikte genelde yıllık olarak) aksatılmamalıdır.