Gelişimsel bir bozukluk olan, tedavi edici ilacı bulunmayan otizmin sebebinin belli olmadığını dile getiren Çayan, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de otizmin hızlı bir şekilde arttığını, araştırmalara göre 58 çocuktan birinin otistik doğduğunu, otizmin erkek çocuklarda görülme oranının kızlara göre dört, beş kat fazla olduğunu aktardı. Vakfın 2011'de kurulduğunu ifade eden Çayan, kendisinin ve vakıf kurucularının çocuklarının otizmli olduğunu kaydetti. Vakıfta spor, özel eğitim ve rehabilitasyon, iş ve mesleki eğitim birimleri bulunduğunu anlatan Çayan, otizmli çocukların öz bakım ve yaşam becerilerinin geliştirilmesinin eğitimde öncelikleri olduğunu vurguladı.
"BU MERKEZLE DEVLETE ÖRNEK OLMAK İSTİYORUZ"
Çayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ailelerimiz, 'Biz öldükten ve yaşlandıktan sonra çocuklarımız ne olacak' endişesi yaşıyorlar. Çocukların geçici süreli de olsa kalacakları yerler yapılması gerekiyor, konukevleri gibi. Cenaze, hasta olduğunda, düğüne gidilmesi gerektiğinde çocukların güvenli bir yere bırakılabilmesi lazım. Aileler çocuklarını bırakıp hiçbir yere gidemiyorlar. Evlerinden konforlu, güvenli yerlerin olması gerekiyor. Böyle yerlerin olması çocukların bağımsızlığını kazanmaları için de önemli. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren bağımsızlıklarını kazanmaya başlamalı bunun için de evden ayrılmaları gerekiyor.
Ayrıca iyi denetlenebilen yaşam köylerinin, merkezlerinin açılması lazım. Otizmli çocukların ömürlerini iyi geçireceği, eğitim alabileceği, çalışabileceği, sosyalleşebileceği bir yer olmasını istiyoruz. Hayalimiz o merkezlerin halka açık kafeterya ve iş yerlerine açık bir yer olması, çocuklarımızın toplumdan izole olmasını istemiyoruz. Bizim merkezimiz bunun küçük bir modelidir. Biz bu merkezle devlete de örnek olmak istiyoruz. Devlet güvencesiyle, yasal düzenlemeyle böyle yerler açılmalı."
"KÜÇÜK YAŞ GRUBUNDA HER GÜN YOĞUN EĞİTİM OLMALI"
Vakfın otizmli çocuklar için konukevi yapma çalışmalarının bulunduğunu anlatan Çayan, bunun için yasal düzenleme ve desteğe ihtiyaç duyduklarını söyledi. Çayan, otizmli çocukları olan ailelerin yaşam kalitesinin artırılmasının önemli olduğuna, bu nedenle ailelere de gereken desteğin verilmesi gerektiğine dikkati çekti. Otizmde erken tanının önemine değinen Çayan, erken yaşta eğitime başlanılması halinde daha fazla ilerleme kaydedildiğini vurguladı.
Çayan, "Otizmli çocuklar için yoğun eğitim verilmesi gerekiyor. Ailelerin yaşadığı en büyük sıkıntı da eğitimlerin seansının az olması. Haftada 2-3 seansla sonuç almak mümkün değil. Küçük yaş grubunda her gün yoğun eğitim olmalı. Ayda 120-160 saate varan eğitimler verilmeli ki çocuk ayakları üzerinde durabilmeyi başarsın." dedi. Kurdukları merkezle bir model oluşturmaya çalıştıklarını ve farklı illerde şubeler açmak istediklerini dile getiren Çayan, devletten bu konuda destek beklediklerini kaydetti.