Gastrit mide mukozasının bir çeşit inflamasyonudur (Yangı). Bu değişik etkenlerin yaptığı uyarı sonrasında beyaz kan hücrelerinin mukozada birikmesi anlamına gelir. Gastrit akut veya kronik olabilir. Bazı durumlarda bireyler gastrit tedavisini önemsemez ve o şekilde yaşamaya devam etmeye çalışırlar ancak bu durum oldukça yanlış ve hatalı bir harekettir. Gastrit ihmal etmeye gelmeyecek kadar ciddi bir soruna yol açabilir ve ciddi hastalıklara neden olabilir. Aynı zamanda gastritin bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Hemen her yaş grubunda görülebilir ancak genellikle erişkin yaştaki bireyler ortaya çıkması daha muhtemeldir.
Gastrit belirtileri nelerdir?
Gastritin belirtileri akut veya kronik oluşuna göre değişir. Akut gastritte karnın üst kısmında ağrı, gaz, geğirme, yanma, ekşime,bulantı ve kusma gibi bulgular görülürken kronik gastritte ağrı daha az belirgin olup yemek sonrasında şişkinlik ve dolgunluk hissi, erken doyma, bulantı hissi, geğirme, iştahsızlık ve ağızda kötü tat gibi dispeptik yakınmalar daha sık görülür.
Kronik gastritte ağrı belirginleştiğinde gastrit zemininde ülser veya başka hastalıkların gelişmiş olabileceği düşünülür. Aspirin ve antiromatizmal ilaçların kullanımı sonrasında oluşan akut gastritte gizli veya aşikar kanama oluşabilir.
Gastrit nasıl tedavi edilir?
Gastrit tedavi edilmeden önce araştırmalar yapılmalı ve hangi tür bir bakteri olduğu öğrenilmelidir.
Eğer suçlu bir bakteri ise veya bir ilaçsa ona göre tedavi belirlenir.
Mide koruyucu ve asit azaltıcı ilaçlar verilir. Neden ilaç ve alkolse bunlar kesilir.
Bakteriden kaynaklanıyorsa temizlenmesi için ilaç tedavisi yapılabilir.
Mide derisi hasarlı olduğu için mide kendi ürettiği asitten daha çok etkilenir ve hastanın şikâyetleri de artar.
Bunun için midenin asidi azaltılmalıdır. Diyet yapılmalı.
Hastaya yasaklanan besinler ve içecekler söylenir. Bakteriye bağlı gastritlerde mevcutsa bakteriyi temizleme tedavisi antibiyotiklerle yapılır.
Her baktreriye bağlı gastritte mikrop tedavisi şart değil.
Bu bakterinin görülme sıklığı nedir? Yaklaşık olarak 100 kişiden 80'inde bu bakteri vardır. Yurtdışında bu oran özellikle Avrupa'da yüzde 50'ler civarındadır.