KAN ŞEKERİ SEVİYENİZİ VE GÖZ SAĞLIĞINIZI İHMAL ETMEYİN
Diyabetin istenmeyen bir sonucu olan diyabetik retinopatinin başlıca nedeni göz küresinin arka bölümünde yer alan ve görmeyi gerçekleştiren retina tabakasındaki damarların hasarıdır. Retinadaki bu damarların hasarı, dokuların zaman içinde görmenin bozulmasına yol açacak ölçüde işlev göremez hale gelmesine yol açar. Dünyada her 90 dakikada bir 1 kişinin görme yetisini kaybetmesine sebep olan diyabetin bir sonucu olan diyabetik retinopatinin bir başka özelliği de retina yüzeyinde yeni kan damarlarının oluşmasına neden olabilmesidir. Kolayca kanayabilen bu yeni damarlar, doğru tanı konulmadığı ve tedavi edilmediği takdirde körlüğe neden olabilir.
TÜM DİYABET HASTALARI RİSK ALTINDA
Her üç diyabetliden birinde diyabetik retinopati gelişmektedir. Diyabetik retinopatisi olan her üç kişiden biri de görme kaybı yaşamaktadır. Görme kaybı yaşayan hastalar depresyon, fiziksel sağlıkta bozulma, sosyal hayattan uzak kalma gibi etkilerle karşı karşıya kalırlar. Şeker hastalığı tanısı konulduğunda mutlaka göz muayenesi yapılmalı, retina normal ise muayene yılda bir tekrarlanmalıdır. Retinopati başladığında ise takip süresi 3 – 4 aylık sürelere indirilebilir. Diyabetik retinopatinin meydana gelmesinde rol oynayan risk faktörlerinin başında şeker hastalığının süresi gelmektedir. Özellikle Tip 2 diyabet tanısından itibaren 10 yıllık süreden sonra retinopati görülme sıklığı artmaktadır. Tip 1 veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra retinopati görülme sıklığı yaş ile ilgili olarak artar.
BELİRTİLERİ ÖNEMSEYİP, UZMANA BAŞVURUN
Giderek kötüleşen görme, ani görme kaybı, bulanık ve düzensiz görme gibi şikayetleriniz varsa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Göz ağrısı ve kızarıklık, görüş alanınızda yüzen şekiller görmek de önemsenmesi gereken belirtilerdir.
Kan şekerinin kontrol altında olması önemli bir faktördür. Kan şekerinin düzensiz seyretmesi, ani kan şekeri yükselmesi ve düşmesi, retinanın bozulmasını ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırmaktadır. Gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği ve böbrek hastalığı retinopatiyi ağırlaştıran diğer faktörlerdir.
Eğer tip 1 ya da tip 2 diyabetiniz varsa diyabetin göz etkilemesinden korunmak için en azından yılda bir kez kapsamlı bir göz muayenesinden geçmelisiniz. Eğer diyabete bağlı göz hastalığınız varsa daha sık kontrol edilmeniz gerekecektir. Buna ek olarak kan şekeriniz, kan basıncınız ve kan yağlarınız mümkün olduğunca normal sınırlar içinde olmalıdır. Sigara/tütün kullanımını da bırakmak büyük önem taşımaktadır.
MODERN TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE ÖNLEMİNİZİ ALIN
Gözde makula ödemi yoksa tedaviye gerek olmaz. Yalnızca diyabetik retinopatinin ilerlemesini önlemek için kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol değerleri kontrol altında tutulmalıdır. Retinada istenmeyen yeni damarlar oluşmuşsa tüm retinaya (görme merkezi dışında) iki ya da üç seans sürecek lazer tedavisi uygulanmalıdır. Şiddetli kanama varlığında lazer tedavisi mümkün olmadığından, göz içinde kanama başlamadan lazer tedavisi yapılmalıdır.
Vitrektomi ameliyatı ile gözün içindeki kanama tamamen temizlenir ve aynı ameliyatta gerekli lazer tedavisi uygulanır. Bunun dışında görme noktası ya da makulada etkilenme varsa ödem için özellikle göz içi ilaç enjeksiyonları uygulanmaktadır.