BALANS HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Dr. Fevzi Özgönül, "Tüm canlılarda olduğu gibi insan vücudu da bir denge düşünülerek yaratılmıştır. Bu dengeye 'Balans' diyoruz. Koşarken atlarken ve günlük yaşamda mücadele ederken yani bedenen çalışırken bu balans çok önemlidir. Doğada kaçma ve kovalama işlemi çok önemlidir. Kaçarsan kurtulur ve canını kurtarırsın, kovalayıp yakalarsan karnını doyurur ve hayatına devam edersin. Bu nedenle aslında balans hayati önem taşır.
NE KADAR SIKI VE SAĞLIKLI OLURSA VÜCUDUMUZ DA O DERECE DENGELİ OLUR
Vücudumuzda bu balansı sağlayan en önemli yapımız tüm vücudumuzu saran ve bize şekil veren bağ dokumuzdur. Bağ dokumuz adı üstünde vücudumuzu saran ve organlarımızı bağlayan, bir arada tutan dokumuz, ne kadar sıkı ve sağlıklı olursa vücudumuz da o derece dengeli olur ve yaşam içinde yapması gereken atlama, zıplama, kaçma ve kovalama işlemlerini o kadar kolay yapar" dedi.
TAMİR ZAMANI OLAN GECE SAAT 23:00 - 02:00 SAATLERİNDEN HEMEN ÖNCE ZIPLAYARAK...
Şişmanlamak ve kilo almanın bağ dokusunun gevşemesi nedeni ile vücudun göbek, basen ve kalça çevresindeki gevşeyen bağ dokusunun boşluklarını yağ dokusu ile doldurması ile oluştuğunu ifade eden Dr. Özgönül, "Eğer vücudun kendi kendini tamir zamanı olan gece saat 23:00 - 02:00 saatlerinden hemen önce zıplayarak veya vücudu silkeleyerek gevşek olduğumuzu ve vücutta sallanan bölgeler olduğu haberini iletebiliriz. Bu sallanan bölgelerdeki boşlukları doldurmak çok zaman alacağı için, vücudun yapacağı ilk iş bağ dokusunu sıkılaştırmak olacaktır. Nasıl ani bir tehlike esnasında içgüdüsel olarak yere çöküp kollarımızı başımızın çevresine sarıyor kendimizi korumaya yani hedef olan bedenimizi küçültmeye çalışıyorsak, zıplama sonrası bedenimiz de kendisini sıkılaştırmaya çalışacaktır" diye konuştu.
"YATMADAN ÖNCE 5 DAKİKA ZIPLARSANIZ HEM SIKLAŞIR HEM KİLO KAYBEDER HEM DE ZAYIFLARSINIZ"
Özellikle güreş, boks gibi sporlarda da balansın çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Özgönül, "Bu nedenle boksörler ip atlayarak hem performanslarını arttırırlar hem de yumruk yediklerinde kolayca düşmemek için balans ayarı yaparak bedenlerini sıkılaştırırlar. Yatmadan önce 5 dakika zıplarsanız hem sıklaşır hem kilo kaybeder hem de zayıflarsınız. Trombolinde zıplayarak zayıfladığını iddia eden birçok kişi vardır. Bunlarda aynı mekanizma ile zayıflamışlardır. Bir öneri; eğer bunu 1 ay boyunca her gece yapmaya karar verdiyseniz mutlaka her sabah kahvaltı etmeyi, her öğlen en geç ikiye kadar öğle yemeği yemeyi unutmayın ve öğün aralarında hiçbir şey yemeyin" açıklamalarında bulundu.
KALICI ZAYIFLAMADA YENİ YÖNTEM!
Nörofit, çok sayıda kronik hastalığa alt yapı oluşturan obezitenin kalıcı tedavisinde uygulanan bir yöntem olarak dikkat çekiyor.
NÖROFİT'TE AMAÇ SAĞLIKLI VE KALICI ZAYIFLAMAK
Multidisipliner bir anlayışla uygulanan bir tedavi yöntemi olan Nörofit programı, obezite ve aşırı kilonun; psikiyatri, egzersiz ve beslenme tedavilerinden oluşuyor. Nörofit'te danışanlar üç farklı branş uzmanı tarafından değerlendirilerek tedavi ediliyor. Temel amacı sağlıklı ve kalıcı zayıflamayı sağlamak olan Nörofit programının yapılmasının temelde üç önemli nedeni bulunuyor
Kişinin kendini aç bırakacak sıkı diyetler yapmış olması: Bu programda bunun yerine sağlıklı ve düzenli beslenme eğitimleri veriliyor.
Kişinin yeme alışkanlıklarını belirleyen kalıplaşmış olumsuz düşünce ve davranış örüntülerinin olması: Bu programda uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapi teknikleri ile kişinin bu düşüncelerini değiştirmesinin sağlanması hedefleniyor.
Kişinin egzersizden yoksun, hareketsiz bir yaşam sürdürüyor olması: Bu programda kişiye özel, uygulanabilir bir egzersiz programı hazırlanıyor.
NÖROFİT PROGRAMINA KİMLER KATILABİLİR?
Nörofit programına; sağlıklı ve kalıcı bir şekilde zayıflamak isteyen, kilo vermek için spora başlamak isteyen, diyabet ve metabolik sendrom gibi durumlara bağlı kilo vermekte zorlanan, hamilelik sonrası kilo vermek isteyen, herhangi bir hastalığa, tedavisine ya da cerrahisine bağlı gelişen kilo artışına 'dur' demek isteyen herkes başvurabilir.
NÖROFİT NEDEN ÖNEMLİ, NEYİ DEĞİŞTİRECEK?
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Aslıhan Dönmez, Nörofit programıyla ilgili şunları söyledi: "Günümüzde insanlar zayıflamak için artık klasikleşmiş, monoton, kişiyi baskı altına alan sıradan diyet programlarını uygulamak istemiyorlar. Çünkü bu diyet programlarını uzun süreli sürdürmek kolay değil ve sıkıcı. Üstelik uygulamayı bırakınca hızlı bir şekilde kilo alarak başa dönüyorlar. Oysa herkesin bu konudaki isteği ve beklentisi aynı: Sağlıklı ve kalıcı bir şekilde kilo verebilmek.
Nörofit programının bugüne kadar olan zayıflama programlarından temel farkı işte bunu sağlıyor olması. Nörofitin psikiyatri ayağında uygulanacak olan Bilişsel Davranışçı Terapi bunu sağlamak amacıyla uygulanıyor. Bilimsel etkinliği en fazla gösterilmiş psikoterapi türlerinden bir olan Bilişsel Davranışçı Terapi, kişinin bugüne kadar kalıcı olarak zayıflamasına engel oluşturmuş olan düşünce ve davranış kalıplarını tespit ederek değiştirmesine yardımcı oluyor.
DEĞİŞİKLİK MİDEDE DEĞİL BEYİNDE YAPILMALI
Çünkü sağlıklı ve kalıcı zayıflamayı sağlamak için kişinin yapması gereken değişiklik midede değil beyindedir. Beynin daha ilkel olan alt merkezleri daha çok haz ilkesine göre çalışır, yeme konusunda da "Ye ve rahatla" diyerek kişiyi dürter. Üst merkezler ya da korteks dediğimiz beyin bölümü ise gerçeklik ilkesine göre çalışır; yeme konusunda "Bunu yemek sende geçici bir rahatlamaya yol açacak, kalıcı duygun suçluluk ve pişmanlık olacak, bu nedenle bunu yeme" diyerek kendimizi frenlememiz sağlar. Psikoterapi yöntemleri ile kişi üst beynini devreye sokarak alt beyinden gelen ilkel dürtüleri denetim altına almayı öğrenir. Psikoterapinin beyni değiştirdiği birçok çalışma ile gösterilmiştir. Nörofit programı içerisindeki Bilişsel Davranışçı Terapi de kişiyi yeme açısından sabote eden alt beyin uyarılarını fark ederek bunları üst beyinle kontrol altına almayı sağlayacak teknikleri kişiye öğretmeyi amaçlamaktadır."
BESLENME PROGRAMI KİŞİYE ÖZEL HAZIRLANIYOR
Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Gizem Köse de Nörofit programında beslenme planına başlamadan önce yeme farkındalığı, duygusal yeme ve yeme bağımlılığı derecelerini ölçmek üzere üç ölçek uygulandığını ve ölçeklerden alınan puanlara göre tedavi planı belirlendiğini söyledi. Gizem Köse, şu bilgileri verdi: "Danışandan beslenme günlüğü tutması istenir. Bu beslenme günlüğünde tüketilen besinlerin enerji değeri, besin öğeleri detaylıca hesaplanarak danışanın beslenme alışkanlıklarındaki hatalar düzeltilmeye çalışılır. Hızlı değişiklikler yerine öncelikli hedef var olan beslenme alışkanlıklarını yavaş ve kalıcı bir şekilde değiştirmektir. Beslenme programı hazırlarken yatış-kalkış saatleri ve öğün içerikleri bireye özeldir. Zaman içerisinde esnetilerek normale döndürülebilir. Bu sırada temel beslenme eğitimleri verilir ve her görüşmede beslenme programı üzerinden ortalama uygulama yüzdesi hesaplanır. Eğer yeterli ve dengeli beslenme ile ilgili bilgiler tazelenerek devam ederse zaman içerisinde fazla yediğinde / öğün kaçırdığında / kabızlık yaşadığında / yeme atağı geldiğinde ne yapacağını bilir. Böylece yaşamı boyunca ağırlığını yönetebilir."
NÖROFİT'TE EGZERSİZ NEDEN ÖNEMLİ?
Doç. Dr. Defne Kaya da egzersizin önemine dikkat çekti. Egzersizin elbette önce sağlıklı bir yaşam için önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Defne Kaya, "Egzersiz ve hareketli bir yaşam sizi hem birçok kanser türünden hem de kalp-damar hastalıklarından korur. 36 beden pantolon içine girebiliyor olmak sağlıklı olduğunuzu göstermiyor. Vücudunuzdaki yağ ve kasın miktarı, bunların boyunuz ve vücut tipinize göre orantısı, hatta yağın vücudunuzun nerelerinde daha yoğun yerleştiği daha önemli. Hem kas-iskelet sistemi problemlerinin hem de obezite ve metabolik hastalıkların tedavisinde kaslarınızın kuvvetinin artırılması, enduransının geliştirilmesi ve esnekliğinin sağlanması güncel yaklaşımdır. Kas kuvvetiniz, özellikle de bacaklarınızdaki gibi büyük kaslarınızın, arttıkça vücudunuz daha fazla enerji yakmaya başlar ki bu da sadece birkaç adım atarak yaptığınız harekette bile yağ yakmanızı sağlar" diye konuştu.
EGZERSİZ NEYİ DEĞİŞTİRECEK?
Egzersiz ve hareketli bir yaşamın, düzenli yapıldığında, 3 ay içinde davranış değişikliği yaparken, 6'ncı aydan itibaren alışkanlığa dönüştüğünü ifade eden Doç. Dr. Defne Kaya, şunları söyledi:
"İlk olarak egzersizi, sizin için bir yaşam tarzı hâline getireceğiz. İkinci olarak, aerobik olarak hangi kalp atım seviyesinde yağ yakmaya başladığınızı belirleyeceğiz. Çünkü hangi hızda yürümeniz ya da koşmanız gerektiğini bilmezseniz saatlerce yürüseniz de kilo veremeyebilirsiniz. Üçüncü olarak da özellikle büyük bacak kaslarınızın kuvvetini belirleyerek onların kuvvetini daha da artırmaya çalışacağız. Çünkü büyük ve güçlü kasların daha çok enerji harcadığını biliyoruz. Bu ne demek oluyor? Yani kaslarınızı güçlü tutarsanız normal yaşam hareketlerinizde daha fazla enerji harcarsınız. Bu da zayıflamanızda ve verdiğiniz kilonun kontrol edilmesinde çok önemlidir. Bizim hedefimiz sadece sizi zayıflatmak değil, sağlıklı bir yaşam için hazırlamak. Düzenli egzersiz yapan, yürüyen veya koşan kişilerde kanser hareketsiz kişilere oranla daha az görülüyor. Ayrıca hedeflerimizin arasında sizin genç kalmanızı sağlamak da var. Günde 10 saat oturan ve haftalık 150 dakika aerobik egzersiz önerisini yerine getirmeyenler, biyolojik olarak 8 yıl daha yaşlanmaktadır. Vücudunuzu sağlığa kavuşturmak istiyorsanız hem kalbinizi hem de kaslarınızı çalıştıracak bir program uygulamalısınız. Kalp atım hızınızı artırmak tek başına yeterli olmaz, mutlaka kaslarınızı da kuvvetlendirme antrenmanınıza eklemelisiniz ki yağ yakmanız hızlansın."