KANOLA YAĞI VE KANSER RİSKİ….
Kanada tarafından geliştirilip dünyaya tanıtıldığından dolayı "Canadian oil, low acid" kelimelerinin başlangıç harflerinin birleştirilmesinden oluşturulan canola (kanola) ismi ile yayılmıştır. Kolza yağı uzun yıllar makinalarda ve bilhassa buharlı makinalarda yağlama maddesi olarak kullanılmıştır. İkinci Cihan harbinden sonra yenebilir yağ yapımına evrilmiş 1950'li yıllarda marketlerde satılmaya başlanmıştı.
Ancak hayvanlar üzerinde yapılan deneyler insan sağlığında kalp hasarlarına sebep olduğunu ortaya koydu. Bunun üzerine bazı ülkelerin araştırmacıları bu yağın kullanılmasının tehlikeli olduğunu bildirdiler. Yıllar gittikçe kötüye gidiyordu. Kozla (kanola)yağı, insanda ve hayvanda amfizem solunum sıkıntıları, kansızlık, kabızlık, aşırı duyarlılık ve körlük sebebi olabiliyor.
Yasak edildiği tarihte İngiltere ve Avrupa'da 1986-1991 arasında sığır, koyun vs gibi büyükbaş hayvanların yemlerinde kozla yağı kullanılmakta idi. O dönemde hızla deli dana hastalığı baş göstermişti.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DE ZAYIFLATIYOR
Kanola yağının etkileri konusunda fareler üzerinde yapılan çalışmalar pek çok problemleri göstermiştir. Farelerde kalp, böbrek, böbrek üstü ve trioid bezlerinin yağlı dejenerasyonu gelişme göstermiştir. Diyetlerinden kanola yağı çıkarıldığı zaman birikimler eriyor, fakat organlardaki hasarlı dokular geride kalıyor. Kanola yağı bağışıklık sistemini de zayıflatıyor.
Bu yağda yoğun bir şekilde bulunan erusik asitin akciğer kanseri ile bağlantıları üzerinde durulmaktadır. Sinir ve kan dolaşım sistemlerinde de zararlı etkileri olduğu bildirilmektedir. Zararlı etkilerinin kanola yağının doğrudan bir trans yağ asidi oluşu ile ilişkilendirilmektedir. Bu yağlar kullanılarak üretilen margarinlerin daha da büyük bir risk taşıyacağı ifade edilmektedir.
Diğer yandan, Kanola tohumlarının genetik yapısı üzerinde oynanarak daha düşük erosik asit oranlı yağ elde edilmeye çalışılmakta olduğu bildirilmektedir.
SEBEP OLDUĞU DİĞER HASTALIKLAR
Hipertansiyon ve beyin kanaması riskini artırır. Amfizem, kabızlık, bağışıklık sisteminde zayıflık, aşırı duyarlılık, koordinasyon ve konuşma bozukluğu, unutkanlık, ritim bozukluğu, içeriğindeki hemaglutinin, pıhtılaşma bozukluğu ve gelişme geriliği yapar. Kabızlık, akciğer kanseri, körlük ve sinir ve dolaşım sistemi hastalıkları ve mutasyonlara sebep olmaktadır.
NERELERDE ÜRETİLİYOR?
En fazla Çin, Hindistan, Kanada, Polonya, Fransa, Pakistan, Almanya ve İngiltere'de üretilmektedir.
KULLANIM ALANI;
Konservelerde, ekmeklerde, margarin ve işlenmiş hazır gıdalarda, salata soslarında, kızartmalarda, kavurma ve fırınlama işlemlerinde lokantalarda sıkça tercih edilir.
-İçeriğindeki Omega 3,6,9 yararlı yağ asitleridir ve kolesterol içermemesi, ısıya dayanıklı oluşu(200 santigrat derecenin üzerinde) ve dengeli yağ asitleri nedeniyle glukoz toleransını azaltmakta ve şeker düzeyini dengelemektedir. İçeriğindeki fitostrerol, isoflavanoidler antimutojeniktir. A,D,E ve K vitaminleri içerir. Fakat bütün bu faydalı gibi görülen özellikleri, zararları yanında çok anlamsızdır ve asla bu nedenlerle kullanımına izin verilmemelidir. Konola yağının kullanımının bırakılması ile verdiği zararlar durdurulsa da doku kaybı düzeltilememektedir.
DİĞER KULLANIM ALANLARI;
Mum, ruj, sabun, sentetik lastik, gazete mürekkebi, böcek öldürücü, vernik ve bioayakıt gibi ürünlerin yapımında kullanılır.
Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinde konola yağından biyolojik dizel elde edilmekte ve dizel araçlarda kullanılmaktadır.
Tüketici olarak bizim uyanık, bilgili ve sorgulayıcı olmamız önemlidir. Böylece gıdalarımızın içerisine katılabilecek bu gibi zararlı katkıların bilgisini önceden temin etmiş oluruz.