AA muhabirinin 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'ndan derlediği bilgiye göre, uzun süredir azalma eğiliminde olan toplam doğurganlık hızı yenileme seviyesi, "kadın başına 2,1 çocuk" civarında durağanlaştı. Bu rakam 2015'de 2,15 iken 2016'da 2,10 oldu. Doğurganlık hızı yenileme seviyesi 2017 yılında ise 2,07 olarak kayıtlara geçti.
Kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi, iş gücüne katılımın artması, ortalama evlenme yaşının yükselmesi, şehirleşme ve geniş aile yapısının azalması, doğurganlık hızındaki uzun süreli aşağı yönlü hareketin temel nedenleri arasında yer alıyor.
Son 10 yıldır yaşanan toplam doğurganlık hızının durağanlaşmasının temel nedeni ise doğumların ertelenmesi olarak gösteriliyor.
TNSA'nın verilerine göre, doğurganlık hızının en yüksek olduğu yaş grubu 20-24'ten 25-29'a yükseldi. Eğitim ve gelirin yüksek olduğu toplumlarda ise doğurganlık seviyesi genel seviyeden daha düşük oluyor.
YAŞLI NÜFUSUN TOPLAM NÜFUS İÇERİSİNDEKİ PAYI ARTIYOR
Verilere göre doğuşta beklenen hayat süresinin uzaması sonucunda yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı da artıyor.
2017 sonu itibarıyla 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfus 6,9 milyona ulaşırken, bu nüfusun toplam nüfus içindeki payı ise yüzde 8,5 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2018'de güncellenen projeksiyonlara göre, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2023'te yüzde 10,2'ye, 2060'ta ise yüzde 22,6'ya ulaşacağı tahmin ediliyor.