Böbrek kanseri, çoğunlukla böbrek tümörü olarak da adlandırılır. Kesin nedeni bilinmemekle beraber hazırlayıcı faktörleri vardır. Bunların en bilineni, sigara kullanımıdır. Bunun yanında yaşlı olmak, erkek olmak, kilolu olmak, yüksek tansiyonlu olmak, böbrek yetmezliğine sahip olmak önemli risk faktörleri arasındadır. Günümüzde bunların dışında ispatlanmış bir risk faktörü daha bulunmaktadır. Bu da, fiziksel aktivitenin yetersiz oluşudur. Daha çok ofislerde çalışma, şehir hayatında sürekli taşıtlarla yer değiştirme insanlarda böbrek tümörü sayısını arttırmıştır.
Böbrek kanserleri başlangıçta çoğunlukla hiçbir belirti vermezler. Belirti verebilmesi için ya boyut olarak büyümesi ya da tümörün idrar kanalına açılarak idrara kan karıştırması ile mümkündür. Çoğunlukla hastalar idrarda kanama şüphesi ile doktora giderler. Günümüzde tanı yöntemlerinin yaygın kullanılması böbrek tümörlerinin belirti vermeden yakalanmasını sağlamaktadır. Bu da, tümörlerin daha düşük evrede küçükken yakalanması, dolayısı ile daha iyi tedavi edilmesine neden olmuştur.
Böbrek kanserlerinin tedavisi tümörün yerine ve büyüklüğüne göre farklılık göstermektedir. Küçük boyutlu tümörlerde böbreğin tamamını almadan sadece tümörü almak mümkündür. Tümör büyüdükçe böbreğin bir kısmının alınması imkansızlaşır ve böbreğinin tamamını almak gerekir. Bu ameliyatların çoğu kapalı ameliyat olarak gerçekleşir. Ancak çok büyük kitlelerde ya da böbreğin dışına çıkmış tümörlerde açık cerrahi tercih edilir.
Tümör 4 cm'den küçükse ya da 7 cm'e kadar olup böbreğin kenarında yer alıyorsa böbreğin tamamını almadan sadece tümörünü almak mümkündür. Buna parsiyel nefrektomi denir. Yüksek tansiyonu veya diyabeti olan kişilerde böbreğin toplam hücre sayısı gerekli olduğundan böbreğin bir kısmının alındığında böbrek yetmezliği oluşur. Bu tür hastalarda parsiyel nefrektomi oldukça önemlidir. Parsiyel nefrektomi günümüzde kapalı ameliyatlarda yapılır. Kapalı ameliyatlarda yapılan parsiyel nefrektomide kişi daha hızlı iyileşir ve böbreğini kaybetmemiş olur. Bu açıdan diyabet ve yüksek tansiyonlu hastalarda son derece önemli bir tedavi yöntemidir.