Horlamanın, ses çıkararak sosyal ortamları ve aile yaşamını olumsuz etkilediğini ifade eden Dr. Yıldırım, "Ancak bir de bunun görünmeyen tarafı var. Horlamaya eşlik eden nefes kesilmesi kişinin sağlığını ciddi şekilde etkiler. Biz buna uyku apnesi diyoruz yani uykuda nefesin durması, kesilmesi hali. Uykuda nefes kesildiğinde vücudun oksijen ihtiyacı karşılanmaz ve özellikle kalp - beyin gibi önemli organlar ilk olarak etkilenir. Bu organların dışında hormon yapısı bozulur kan damarları etkilenir kan basıncı artar. Uyku apnesi olan kişilerin gün içindeki belirtileri şunlardır; Sabah kalkmakta zorlanır, unutkanlık olur, çabuk sinirlenir, gün içerisinde sürekli uykuya meyil olur, oturduğu yerde, koltukta, direksiyon başında, işyerinde uyuya kalır, çok terler, kilo alır. Uyku apnesini özellikle; burun tıkanıklığı, burun etleri, geniz eti, yumuşak damakta sarkma, bademcikler de büyüme, dil kökünde büyüme, çenenin geride olması, kısa boyunlu olma ve kilolu olma artırır" diye konuştu.
Uyku apnesinin tedavisinde öncelikle; kilolu olanların zayıflaması gerektiğini kaydeden Dr. Yıldırım, "Burun tıkanıklığı olanlar burun operasyonu olmalı, yumuşak damakta-küçük dilde sarkma olanlar bunlar kısaltılmalı ve düzeltilmeli, dil kökünde büyüme, çenede kayma düzeltilmelidir. Uyku apnesinin multidisipliner olarak bir ekip içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Doğru teşhis ve tedavi konabilmesi için öncelikle uyku testi yapılmalıdır. Detaylı bir Kulak Burun Boğaz muayenesi olunmalıdır" açıklamalarında bulundu.