Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Fahri Yetişir, "Normalde insanlarda özefagus (yemek borusu) göğüs kafesinde ilerler ve hiyatus denilen diyaframdaki bir açıklıktan karna geçer. Mide fıtıklarında bu hiyatus denilen açıklık az veya çok genişlemiş olur. Mide fıtığı en basit hali ile genişlemiş hiyatustan özefagustan başka bir karın içi organın göğüs kafesine girmesine denir" dedi.
Mide fıtığının 4 tipi olduğunu ifade eden Doç.Dr. Yetişir, "Tip I Mide fıtığı: (Sliding hiyatal herni): Mide ile yemek borusunun birleşim noktası olan gastroözefagial bileşke diyaframın yukarısına doğru kaymıştır. Mide normal olması gereken pozisyondadır. Mide fundusu gastroözefagial bileşkenin altındadır. Tip II Mide fıtığı (Paraözefagial herni)(PÖH): Gastroözefagial bileşke normal olması gereken konumdadır fakat fundusun bir kısmı hiyatustan özefagusun yanından yukarı doğru fıtıklaşmıştır. Tip III Mide fıtığı: Tip I ve tip II mide fıtığının birlikte olması durumudur. Hem gastroözefagial bileşke hem de mide fundusu hiyatustan yukarı doğru fıtıklaşmıştır. Mide fundusu gastroözefagial bileşkenin üzerindedir. Tip IV Mide Fıtığı: Mideden başka bir karın içi organının mesela omentum, kalın veya ince bağırsağın hiyatustan fıtıklaşması ile karakterizedir" diye konuştu.
"KAYICI TİPTE MİDE FITIĞINDA GENELLİKLE REFLÜ HASTALIĞINA BAĞLI SEMPTOMLAR GELİŞİR"
Mide fıtıklarının yüzde 95'den daha fazlasının Sliding hiyatal herni tipi fıtık olduğunu kaydeden Doç.Dr. Yetişir, "Her bir fıtık tipinin tedavi endikasynları farklıdır. Çoğu mide fıtığı sonradan oluşur kongenital yanı doğumsal değildir. Çok az bir kısmı ailesel olabilir. Gastrik volvulus (midenin dönmesi): Çoğunlukla paraözefagial fıtıklarla beraber olmaktadır. Midenin dönmesi karında veya göğüs kafesinin içinde olabilir. Mide dönmesi her yaşta görülmesine rağmen daha çok yaşlılarda görülür. Mide fıtığı ile birlikte olan açıl mide dönmelerinde ilerleyen göğüs ağrısı, şiddetli kusma ve karında şişkinlik ile kendini gösterir. Mide fıtığı ameliyatından önce endoskopi ve baryum özefagografi bize hastalıkla ilgili ana bilgileri verir. Eğer klinik karar verme sırasında ekstra bilgiye ihtiyaç duyulursa tomografi yapılabilir. Akut karın ağrısı ve kusma ile birlikte direk filmde midenin normal olması gerekenden daha yüksek pozisyonda olması veya anormal bir askta olması mide dönmesini düşündürmelidir. Tip I mide fıtıkları için ameliyat endikasyonu reflü hastalığı mevcutsa vardır. Tek başına ameliyat endikasyonu yoktur.
Reflü için fundoplikasyon şart. Acil tıkanma veya dönme belirtisi veren tüm semptomlu paraözefagial herniler ameliyatla onarılmalıdır. Akut mide dönmelerinde midenin redüksiyonu ve sınırlı bir rezeksiyon gerekli. Çoğu mide fıtığı asemptomatiktir yani belirti vermezler tesadüfen başka sebeplerle yapılan tetkiklerle tanı konur. Kayıcı tipte mide fıtığında genellikle reflü hastalığına bağlı semptomlar gelişir. Asemptomatik paraözefagial hernide mevcut fakat çok nadirdir. Eğer dikkatli bir sorgulama yapılırsa yemek sonrasında göğüste dolgunluk veya nefes daralması olduğu görülebilir. Göğüste yanma ve reflü semptomları paraözefagial hernilerde sık değildir. Daha çok mide göğüs kafesi içine hareket ettikçe solunum sistemi sorunları ön plana çıkabilmektedir. Tekrar eden solunum yolu enfeksiyonlarıda görülebilir. Sonrasında mide dönmesine bağlı gelişen gastrik mukozal iskemi ve bunun sonunda da ülserasyon, kanama ve anemi gelişebilir.
FITIKLARDA YAŞ BİR SINIR OLUŞTURMAZ
Paraözefagial hernilerde demir eksikliği anemisi yüzde 50'e kadar görülebilir. Tıkanma bulguları hafif bir bulantıdan, yemek sonrası şişkinlik, yutma zorluğu ile birlikte akut distres, kusma. Ağrı özellikle üst karın bölgesinde doluluk ve bir ağırlık hissi ile birlikte olur. Yemek sonrası ağrı kusma sonrasında kaybolur. Eldeki veriler ışığında akut semptom geliştirme veya tıkanma riski olan fıtıkların opere edilmesi gerekmektedir. Para özefagial fıtıklarda gastrik fundusun diyafram üstüne kaydığı tıkanma riski olan durumlar. Daha öncesinde asemptomatikken semptomatik hale gelen paraözefagial herni oranı her yıl için ortalama yüzde 14. Bütün bunların hepsine baktığımızda paraözefagial fıtıkları uygun şartlar oluşturularak elektif şartlarda ameliyat edilmelidir. Semptomatih fıtıklarda yaş bir sınır oluşturmaz. Fıtık onarımı gastrik çıkım tıkanıklığı olduğunda, anemi ve mide strangülasyon ihtimali olan durumlarda önerilmektedir" ifadelerini kullandı.
"KİLO VE MİDE FITIĞI BOYUTU ARTTIKÇA NÜKSETME OLASILIĞI DA ARTMAKTADIR"
Midenin dönmesi sonrasında strangülasyona neden olabildiğini vurgulayan Doç.Dr. Yetişir, "Akabinde iskemi, nekroz ve perforasyona neden olabilir. Tedavisinde fıtık içeriğinin redüksiyonu ve nekroz olan kesimlerin rezeksiyonu uygulanmaktadır. Laparoskopik yaklaşım kullanılabilir fakat zor durumlarda açığa geçmekten çekinmemek gerekir. Laparoskopik transabdominal mide fıtığı onarımı açık onarım kadar etkili olurken periopertif morbiditeyi düşürmekte ve hastanede kalış süresini kısaltmaktadır. Tip 1 mide fıtıklarında fundoplikasyon yapılmak zorunda. Paraözefagial fıtıkların onarımı esnasında da önemli. Ameliyat sorası Medikal tedavi: Erken dönemde yuma zorluğu hastaların yüzde 50'de görülmektedir. Bu dönemde sıvıdan katıya geçişin yavaş yapılması önerilmektedir. Bu esnada hastanın yeterli besin alabildiğinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Çoğu hasta mide fıtığı ameliyatından sonra 4-7 kg civarında kilo vermektedir. Operasyon sonrası kötü sonuç oranını azaltmak için bulantı ve kusma agresif bir şekilde tedavi edilmelidir. Kilo ve mide fıtığı boyutu arttıkça nüksetme olasılığı da artmaktadır. Geniş mide fıtıklarının tamiri esnasında yama kullanılması erken dönem nüksetme oranını azaltmaktadır" açıklamalarında bulundu.