Akgül, beslenmenin hipertansiyon kontrolü için çok önemli olduğunu belirterek, hipertansiyon hastalarına özel beslenme önerilerinde bulundu.
Günlük tuz tüketimi ile hipertansiyon arasında önemli bir ilişki olduğunu söyleyen Diyetisyen Gizem Akgül, özellikle tuz tüketimi yüksek olan toplumlarda hipertansiyon sorununun görülme sıklığının daha yüksek olduğunu kaydederek şunları söyledi:
"Bugüne kadar yapılan çalışmalar günlük tuz tüketiminin 5-6 gr. yani 1 tepeleme çay kaşığı olmasını önerirken, SALTürk çalışması ülkemizde ortalama günlük 16 gr. tuz tüketildiğini göstermektedir. Toplumumuzda bu kadar fazla tüketiminin olmasının en önemli nedenleri arasında evde hazırlanan yemeklerin tuz içeriğinin fazla olması. Hipertansiyon hastası bir birey için bile tuz eklenmeden hazırlanan yemeklere eklenen salça, korunması için tuz eklenmiş baharatların çok kullanılması, turşular gibi göz önünde bulundurulmayan sodyum kaynakları önemli tuz kaynakları arasında yer alsa da ülkemizde en çok tüketilen gıdalardan biri olan ekmeğin 100 gramında 1,5-2 gr tuz bulunmakta, ülkemizde tüketilen tuzun neredeyse yüzde 32'si ekmekten sağlanmaktadır."
TUZ ÇEŞİDİNE DİKKAT EDİN
Diyabet, yaşlılık, obezite, kronik böbrek hastalığı ve stresin tuza duyarlılığı arttırdığını belirten Diyetisyen Gizem Akgül, tuz tüketiminin sınırlandırmanın önemini vurguladı.
Akgül, "Sofra tuzu kullanmayın, kaya tuzu faydalıdır" gibi pek çok gerçeği yansıtmayan söylemlerin toplumda yer aldığını ancak bilimsel olarak kanıtlanmış bir tarafının bulunmadığını belirterek, "Kaya tuzunda sağlığı olumlu etkileyen mineraller ve eser elementler bulunur ancak; miktarları sağlığa olumlu etki edecek düzeyin çok altındadır. Ülkemizde tuz tüketiminin fazla olduğu düşünüldüğünde yararlı olacağı düşünülerek tüketilen kaya tuzunun sağlık açısında olumlu etkisi olmayacağı gibi son dönemin popüler tuzlarından kaya tuzunun da fazla tüketimi ilerleyen dönemlerde bireylerin kardiyovasküler hastalık riskini arttıracaktır. Sonuç olarak tuz kısıtlanmalıdır. Kaya tuzunun da sodyum içeriği nedeni ile damak zevkinden vazgeçmeyen bireyler daha rahat tüketilebileceği bir gıda değildir" dedi.
POTASYUMDAN ZENGİN BESLENİN
Potasyumun, hipertansiyonun kontrolünde kan basıncını dengeleyen minerallerden biri olduğu için beslenme planına muz, havuç, domates, fasulye, patates, ıspanak, mantar, mercimek, kayısı, somon balığı, az yağlı yoğurt gibi gıdalar eklenmesini öneren Gizem Akgül, "Potasyumdan zengin olan muz tansiyon hastalarının beslenmesinde önerilen meyvelerden biri olsa da kalori içeriği yüksek. Bu nedenle günlük tüketim miktarına dikkat etmekte yarar var" diye konuştu.
Akgül, mevsim boyunca yapılacak düzenli egzersizle kasların kuvvetlenmesine, kilo kontrolünün sağlanmasına, kalp hastalıkları riskinin azalmasına, yaşam kalitesinin artmasına ve stresin azalmasına katkı sağlayarak tansiyonun yükselmeden keyifli bir yaz geçirmeye katkı sağlayacağını ifade etti.
GÜNLÜK KALSİYUM İHTİYACINIZI MUTLAKA KARŞILAYIN
Yetişkin bir bireyin günlük 1000 mg kalsiyum ihtiyacı olduğunun altını çizen Akgül, "1 su bardağı süt 300 mg kalsiyum içeriyor. Kalsiyum kaynağı olan süt ve süt ürünlerini tüketirken dikkatli dikkatli olun ve az yağlı ve az tuzlu olanlar tercih edin. Yaz aylarının serinleten içeceği tuz eklenmeden hazırlanmış ayran sıvı alımınızı hem de kalsiyum alımınızı destekleyebilirsiniz. Yeşillik içeren salatalar posa ve kalsiyum içerdiği için günlük beslenmede destek oluyor. Önerilen miktarın üzerinde kalsiyum tüketimi böbrek fonksiyonlarına zarar verebileceği gibi yararlı minerallerin vücutta emilimini azaltabiliyor" şeklinde konuştu.
OMEGA-3 KAYNAĞI BALIK
Omega-3 trigliseriit seviyesinde ve kan basıncında azalmayı sağladığı, 2016 yılında 1356 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada plasebo grubuna göre omega-3'ün kan basıncını azalttığının görüldüğünü hatırlatan Diyetisyen Akgül, "Omega-3 trigliseriit seviyesinde ve kan basıncında azalmayı sağlar. 2016'da 1356 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada plesebo grubuna göre omega-3'ün kan basıncını azalttığı görüldü. Sofralarınızda haftada 2-3 kere balığa yer verin. Ancak balığı kızartma şeklinde değil, ızgara ya da buğulama tüketebilirsiniz" önerisinde bulundu.