Özellikle sıcak çay tüketiminin zararına dikkat çeken Op.Dr. Atalay "Hemen hemen herkes günde en az 5 ila 10 bardak arasında çay ve kahve tüketiyor. Toplum olarak çayı seven ve özellikle de sıcak tüketmekten yanayız. İçtiğimiz sıcak içecekler boğazda ve yemek borusunda ciddi bir şekilde kronik hasara neden olarak, yemek borusunun etrafını tahriş edip, iltihaplanmaları ve zararlı hücrelerin daha hızlı çoğalmasına neden olmakta. Mutlaka ve mutlaka sıcak içecekleri bekletmeden içmemeliyiz" dedi.
SICAK İÇECEKLER KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
Sıcak içeceklerin kanser riskini artırdığını, yemek borusu kanserlerinin en fazla 45-60 yaşları arasındaki kişilerde görüldüğünü ve dünyada altıncı sırada yer aldığını belirten Op.Dr. Atalay, "Kilo kaybı, göğüs bölgesinde ağrı ve yanma, kusma, gıdaların ağza geri gelmesi, boyunda şişlik, ses kısıklığı, iştahsızlık, boğazda kanama, öksürük ve boğulma hissi, yutma güçlülüğü gibi şikayetleri olanların mutlaka bir uzman hekime başvurarak, endoskopik inceleme yaptırmaları şart. Çünkü erken teşhis çok önemli.
Erken teşhiste en etkili yöntem cerrahi endoskopik değerlendirmedir. Lezyonun boyu, derinliği ve kitlenin total büyüklüğü tedavi seçimi için önemli. 7-8 santimetreden büyük tümörlerin komşu dokulara yayılma ihtimali oldukça fazla" dedi.
Buğday, pirinç, mısır, taze meyve ve sebzelerin az tüketiminin de gırtlak kanseri riskini artırdığını belirten Op. Dr. Atalay, "Beslenme oldukça önemli. gıdalardaki kanserojenler, çevre kirliliği gibi etkenler nedeniyle yemek borusundaki hücrelerde tahribat yapmaktadır.
Böyle bir hasar karşısında yemek borusundaki hücreler kendini tamir eder ve tümör oluşumunu engeller. Ancak çok sıcak bir içecek alımında bu süreç baltalanır ve kendini tamir edemeyen hücreler karşımıza tümör olarak çıkabilir. Yemek borusu tıpkı cildimiz gibi skuamoz tip epitel hücrelerden oluşur. Ciddi yanıklar cildimizde nasıl yara izlerine neden oluyorsa, sıcak içecekler de yemek borumuzda hasar oluşmasına neden olabilir" diye konuştu.