Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte kışın kalın kıyafetler altına gizlediğimiz kilolar artık gün yüzüne çıkmaya başladı. Hal böyle olunca da hemen hepimizi zayıflama telaşı sardı. Ancak fazla kilolardan kurtulmanın çözümünü düşük kalorili şok diyetleri uygulamakta arıyorsanız, bu hayalinizden bir an önce vazgeçmenizde yarar var. Çünkü şok diyetler sizi kısa sürede mutlu etseler de, unutmayın ki hızla verilen kilolar yine hızla geri alınıyor. Daha da kötüsü; şok diyetler uzun süre uygulandığında tip 2 diyabetin başlıca sorumlusu insülin direncinden karaciğer yağlanmasına, kalp hastalıklarından depresyona kadar birçok sağlık sorununu da beraberinde getirebiliyor. Uzmanlar hem bahar yorgunluğundan uzaklaşmak, hem de yaza hazırlanmak için önerilerde bulundu…
MÜZEYYEN ÇELİK/BESLENME VE DİYET UZMANI
Kalori değil porsiyon hesabı yapın her sabah mutlaka kahvaltı edin
Genellikle sabahın erken saatlerinde, zamansızlık ve iştahsızlık nedeniyle atlanan, yoğun iş temposuyla da unutulan öğündür kahvaltı. Fakat günün en önemli öğünüdür aslında. Metabolizmanızın çalar saatidir. Bu nedenle uyandıktan sonra bir saat içinde kahvaltı ederek metabolizmanızı erkenden çalıştırmaya başlamanız, kan şekerinizin dengede kalmasını sağlayarak gün içinde ani acıkma atakları yaşamanızı önleyecektir.
Bol miktarda sebze meyve tüketin
Gün içerisinde ortalama bir-iki porsiyon
meyve ve dört-beş porsiyon sebze tüketmeye
özen gösterin. Kahvaltınızda, üzerine
yağ eklenmemiş mevsim
sebzelerini, öğle ve akşam
yemeklerinizde de az
miktarda yağ ile hazırlanmış
zeytinyağlılar
ve bol yeşillikli
salatalar tüketmeyi
alışkanlık haline
getirin. Sebzeler
yüksek posa içerikleriyle
hem tokluk
hissi oluşturacak, hem
de düşük kalorili oldukları
için zayıflamanızı kolaylaştıracaktır.
Meyveler ise kan şekeri dengesi sağlayacağı için gün içinde tatlı krizlerinin önüne geçecektir.
Ara öğünleri atlamayın
Kalıcı kilo vermenin bir başka önemli
kuralı ise ara öğünleri atlamamaktır. Günde
bir-iki kez ara öğün yapmayı alışkanlık haline
getirin. Ara öğünler, bir sonraki öğüne
yarı tok girmenizi sağlayacak ve porsiyon
kontrol etmenizi kolaylaştıracaktır. Bu
öğünleri tatlı ve hamur işleriyle değerlendirmek
yerine meyve, yoğurt, kuruyemiş,
kremasız ve şurupsuz sütlü kahve gibi alternatiflerle
geçiştirin.
Görebileceğiniz her yere su koyun
Vücutta kilo verme sürecinde yağ yakımıyla
birlikte toksik madde miktarı da artıyor.
Bu maddeler ise vücuttan su yardımıyla uzaklaştırılıyor. Metabolizmayı arındırmanın ve canlandırmanın altın kuralıdır su içmek. Su içmek için susamayı beklemeyin.
Evinizde, iş yerinizde görebileceğiniz her yere su şişeleri, sürahiler ve su dolu bardaklar koyun. Susuzluk hissi açlık hissiyle karıştırılabildiği için su içerek gereksiz kalori alımının da önüne geçmiş ve iştahınızı kontrol etmiş olursunuz. Suyun tadını, içine dilediğiniz meyveyi atarak değiştirebilir, tarçın, zencefil, taze nane yaprakları ekleyerek antioksidan kapasitesini artırabilirsiniz.
Kalori kaynaklarına dikkat edin
Aldığımız kalorinin miktarı kadar,
bu kalorinin kaynakları da
önemli. Gün içerisinde
protein ve karbonhidratı
dengeli olarak almak
gerekiyor. Tek
yönlü beslenme
kan şekerimizde
dengesizliğe neden
olacağından gün
içerisinde yeme isteğimizi
artırabiliyor.
Her öğünde süt, et, tahıl, sebze-meyve gruplarından bir tabağa sığacak şekilde benzer porsiyonlarda almak çok önemli.
Kalori değil porsiyon hesabı yapın
Et grubu; avuç içiniz kadar, ortalama
100-120 gram olmalı, fakat bu miktar egzersiz
durumuna ve ihtiyaçlara göre değişebilir.
Tahıl grubunda her öğüne ortalama 1.5-2 dilime denk gelecek kadar ekmek veya beş-altı çorba kaşığı kadar bulgur, kinoa, buğday, tam tahıllı makarna gibi karbonhidratlar tercih edebilirsiniz. Süt grubunu da öğünlerinizde bir kase yoğurt veya ayran veya cacık bulundurarak tamamlayabilir, tabağınızın kalanını da sebzelerle doldurabilirsiniz.
Neyi yediğimiz kadar, ne kadar yediğimiz ve hangi saatte yediğimizin de önemi var. Yatmadan iki saat önce yeme içme olayını sonlandırmak gerekiyor, vücudunuza sindirmesi için zaman tanıyın.
ŞÜKRAN YILDIZ/BESLENME VE DİYET UZMANI
Güne dinç başlamak isteyenler sebzeli omlet yiyebilir
Bahar mevsimi aslında yavaş yavaş hareketlenen ve kıştan uyanan metabolizmayı hareketlendirmenin tam zamanı. Bunun en güzel yolu sağlıklı ve dengeli beslenmekten geçiyor. Sağlıklı beslenmenin ana koşulu ise mevsiminde taze meyve ve sebzeleri tüketmek. Çünkü yorgunluk, bitkinlik ve halsizlik gibi şikayetlerin temelinde vitamin-mineral eksiklikleri yatabiliyor. Bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz vitaminler bol bol antioksidan taşıyan C vitamini, E vitamini ve B grubu vitaminlerdir. Selenyum, çinko, magnezyum, kalsiyum büyük önem taşıyor. C vitamini için kivi, portakal, mandalina, maydanoz, ıspanak, kuşburnu vazgeçilmezimizken E vitamini fındık, badem, ceviz, zeytinyağında bolca bulunur. Bizi ruhsal anlamda iyi hissettiren güzel bir B grubu vitamini Tiamin! Tiamin yani B1 vitamini; tam buğdayda, yulafta ve kuru bakliyatlarda bulunur.
Yorgunluksavar bağışıklık çayı
2 su bardağı su
2 yemek kaşığı ekinezya
1 çay kaşığı taze zencefil
2 dilim yeşil elma
1 çubuk tarçın Tüm malzemeleri kaynatın. Kaynadıktan sonra soğumaya bırakın. Süzerek sıcak veya ılık tüketin.
Enerji veren smoothie - 1
1 orta boy kivi
1 su bardağı kefir
10 adet çiğ fındık
4-5 yaprak taze nane Tüm malzemeleri blender'dan geçirip taze tüketin.
Enerji veren smoothie - 2
Yarım orta boy muz
5-6 adet çiğ badem
1 tatlı kaşığı kakao
2 adet yumuşak kuru hurma
1 su bardağı süt Tüm malzemeleri blender'dan geçirip taze tüketin.