Prof. Dr. Küçük, "Yapılan araştırmalar uzun yıllar düşük doz aspirin kullanımının polipi azalttığı gösterilmiş. Bu yüzden polipi olan ama risk olmayan hastalar için aspirin kullanımı tercih edilmekte. 100 miligramlık doz her gün bir tane kullanılabilir. Bu doz, kardiyovasküler hastalıklarda kullanılan pıhtı gelişimini engelleyici dozlardır" dedi.
ERKEKLERDE KADINLARDAN DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Kolon kanserinin sigara, yiyeceklerdeki katkı maddeleri, genetik nedenler, kalın bağırsakta poliplerin gelişmesi, kalın bağırsaktaki ülseratif kolit gibi kronik hastalıkların varlığı nedeniyle ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Küçük, "Dünyada da erkeklerde 1.3'e 1 oranında daha fazla görülüyor. Yani 13 erkeğe karşı 10 kadında bu hastalık görülüyor. Görülme oranı Türkiye'de de dünya literatürüyle hemen hemen uyumlu. Erkeklerde en sık görülen kanserler sırasıyla akciğer, prostat ve kolon kanseri. Kadınlarda ise sırasıyla meme, akciğer ve kolon kanseri görülüyor. Yani hem kadınlarda hem erkeklerde kolon kanseri üçüncü sırada yer alıyor. Ayrıca her yıl dünyada bir milyon kişi kolon kanserine yakalanmakta ve her yıl yine dünyada 500 milyon kişi kolon kanserinden ölmekte" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE EN FAZLA İÇ ANADOLU VE DOĞU ANADOLU'DA GÖRÜLÜYOR
Türkiye'de çok yaygın görülen kabızlık, tuvalete çok az çıkma, sert dışkılamanın da kolon kanserini artıran faktörler olduğuna değinen Prof. Dr. Küçük, beslenme alışkanlıklarının söz konusu kanser riskinin gelişmesinde etkili olduğunu kaydetti. Beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak, Türkiye'de kolon kanserinin en sık görüldüğü bölgelerin İç Anadolu ile Doğu Anadolu Bölgeleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Küçük, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ise hastalığın önlenebileceğinin altını çizdi.
TEDBİR ALINABİLECEK TEK KANSER TÜRÜ
Prof. Dr. Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kanseri önlemek zor. Ama kolon kanserini önlemek için tedbir alınabilir. Bunun için yapılacak en önemli şey sağlıklı beslenmek, mümkün olduğu kadar doğal gıdalar tüketmek. Elbette bu günümüzde çok kolay bir olasılık değil. Sebze meyveyi bol yemek, lifli gıdaları çok tüketmek, bol yürüyüş yapmak önemli. Ancak en önemlisi aralıklı kontroller yaptırmak. Çünkü kolon kanserinin yüzde 90'ı poliplerden gelişiyor. Önce iyi huylu polipler oluşuyor, sonra biraz büyüyüp değişiyorlar ve en sonunda kanser oluşturuyorlar. Ailede öyküsü olmayan insanlar 50 yaşından itibaren beş yılda bir kolonoskopi, 2 yılda bir de gaytada gizli kan arama testi yaptırmalı. Bu şekilde devam edilirse, kolon kanserlerinin yüzde 90'ı polip halinde iken tespit edilip, hastanede polpektomi yapılıp, kolon kanseri gelişmesi engellenebilir."
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR
Kolon kanserinin erken teşhisle tedavi edilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Küçük, "Kanser tedavisindeki en önemli aşama erken teşhistir. Erken teşhis edilirse tedavisi daha kolay ve sonuçları olumludur. Ancak ülkemizdeki en önemli sorun görülme sıklığından ziyade geç yakalanmasıdır. Sağlık Bakanlığının verilerine göre hastaların yüzde 70'i geç yakalanmakta. Ama erken yakalamak için de rutin kontrollerin yapılması gerekiyor. Kanama, kabızlık, bulantı-kusma, zayıflama başladığında zaten iş işten geçmiş oluyor. O nedenle bu şikayetler ortaya çıkmadan kontrol olmak ve kolonoskopi yaptırmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.