Halk arasında özellikle son dönemde İrem Derici gibi kamuoyu önünde yer alan bir ismin de anoreksiya hastalığına yakalanması insanların bu hastalığı merak etmesine neden oldu. Anoreksiya hastalığı nedir? sorusunun yanıtını konuyla ilgili araştırmalarımız sonucunda sizler için hazırladık.
Anoreksiya hastalığının belirtilerinden bahsedecek olursak yine psikolojik problemler gün yüzüne çıkar. Örnek vermek gerekirse; bireyin ergenlik döneminde yaşadığı sıkıntılar bu hastalığın oluşmasına neden olan faktörlerden en güçlüsüdür. Birey; stresli döneminde inanılmaz bir şekilde kilo almaktan korkar; aynaya baktığı zaman kendini olduğundan çok fazla kilolu hisseder. Bununla birlikte kişi yemek yemekten korkar yemek yediği zaman hemen şişmanladığını hisseder.
Aynı şekilde yediği her şeyin kalorisini kontrol eder. Hastalık başlangıcı sırasında ise en büyük tehlike doğruluğu belli olmayan diyetlerdir. Kişi her gördüğü diyeti uygulamak ister ve hızla kilo kaybeder. İstenilerek yenilen bir tatlı ya da bir yemek daha sonra anoreksiya hastası bireyi rahatsız eder ve kişi yediği yemeği kusmaya çalışır.
Kişinin arkadaş ortamında da kendini şişman görmesi daha sonra herkesten daha fit bir vücuda sahip olsa da kendini kötü hissettiği ilk andan çıkamama durumu, onu anoreksiyaya götüren unsurlardandır. Anoreksiya hastalarındaki fizyolojik dengesizler ise şöyle özetlenebilir: Tuz - su dengesinin karmaşık hale gelmesi, kansızlık, enzimlerin yükselmesi, kadınlarda ostrojen kadınlık hormonunun azalması, cinsel isteksizlik, erkeklerde testesteron erkeklik hormonunun düşmesi, kalp ritminde düzensizlik.
Göz önünde bulunan isimler, mankenler, şarkıcılar ve dış görünüşüne normal bir insandan daha çok dikkat eden kadınlar anoreksiya olmaya çok müsaittir. Bu durumu İrem Derici, Rachel Zoe ve Jessica Hart örneklerinde görebiliriz. İrem Derici başarılı bir şarkıcıyken anoreksiya hastalığına yakalandı ve uzun süre yoğun bakımda kaldı. Derici; yoğun bakımdan çıktıktan sonra yaşadığı pişmanlığı da teker teker anlatmıştı. Jessica Hart da zayıflık takıntısı olan bir manken; Rachel Zoe ise zayıf olmaya kafayı takan ünlülerden... Ünlü tasarımcı hayatını kalori hesaplarına göre yaşıyor.
Anoreksiya hastalığı bireysel bazlı ve psikolojik bir rahatsızlık olduğu için çözümü de yine sosyalleşmek ve psikolojinin sağlam temeller üzerine kurulmasından geçer. Tabi ki ilaç tedavileri de kişiye yardımcı olmaktadır fakat kişisel terapiler anoreksiya hastalığını atlatmak isteyen bireylerin en büyük tedavisidir. Bu süreçte mutlaka hasta yakınlarına da büyük iş düşmektedir, bireyi yaşadığı psikolojik buhranlardan kurtarma, mantıklı açıklamalar yapma hasta yakınlarına düşen en önemli görevlerdendir. Kişi hastalığı atlatsa da unutulmamalıdır ki özel hayatındaki çalkantılar ve problemler uzun zaman sonra aynı problemleri yaşamasına neden olur.
Anoreksiya hastalığı konusunda yapılan araştırmalar sonucunda yukarıda belirttiğimiz ergenlik döneminde başlayan zihinsel problemlerin temelinde yatan psikolojik gerilimler kişinin bireyleşme sürecinde kimliğini belirler. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse anoreksiya hastalığının anne ve babası ayrı boşanmış ailelerin çocuklarında görülme oranının bir hayli yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Çocuğun hayatta en değerli varlıkları olarak gördüğü annesi ve babası arasında bir tercih yapma zorunluluğunda bulunması, sevgi eksiklerini yaşaması, mutlu / mutsuz günlerinde kendini yanlız hissetmesi psikolojik ritminin bozulmasına ve anoreksiya gibi hastalıklara davetiye çıkmasına zemin hazırlar. Hastalığın 11-12 yaşlarda başlaması da belirttiğimiz tramvaların etkisini hissettirdiği yaşlardır.
Bir diğer pencereden bakacak olursak anoreksiya nervoza hastalığında amaç bireyin beden indeksine göre doğru ağırlığa, ideal kilosuna gelmesini hedeflemektir. Metomobolik sorunlar için mutlaka hekimlerden yardım istenmeli, bireyin yaşadığı sendromların dışına çıkması sağlanması ve beslenme olgusu düzene çekilmelidir.