Obezite ve Metabolik Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Recep Aktimur, Türkiye'de yavaş yavaş ciddi sorun haline gelmeye başlayan obezite hastalığının ameliyatı ve tedavi süreci ile ilgili bilgi verdi. 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de 15 yaş üstü 10 milyondan fazla kişinin obezite sorunu olduğu ortaya çıktı. Çocukluk çağından başlayan obezite sorunu tüm dünyada büyürken Türkiye'de de önemli bir sağlık sorunu haline gelmeye başladı. Tüm tehlikelere ve potansiyel sorunlarına rağmen toplum ve hatta güncel tıbbı takip etmeyen bir çok doktor tarafından obezitenin bir hastalık olarak görülmediğini vurgulayan Obezite ve Metabolik Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Recep Aktimur, obezite konusunda önemli noktalara değindi. Doç. Dr. Recep Aktimur, "Obezite ameliyatı olmaya karar veren her birey hem kendi korkularını yenmek hem de ciddi bir toplumsal baskıya göğüs germek zorunda kalır. Son zamanlarda gelişen farkındalığa rağmen bilinçsiz negatif müdahaleler ameliyat adayı kişileri en çok etkileyen faktörlerden biridir. Oysa ki büyük çaplı bilimsel çalışmalar obezitenin tehlikesini ortaya koymakta ve tüm dünyada prestijli bilimsel rehberler obezite cerrahisini önermektedir" dedi. Doç. Dr. Recep Aktimur, obezite hakkında toplumda bazı bilinen yanlışlar olduğunu belirterek, 10 adımda obezite ameliyatları ve tedavisini açıkladı:
AMELİYATA ZİHİNSEL OLARAK HAZIRLANMAK
"Başarı ile uygulanmış obezite cerrahisi sonrasında tüm hastalar başarılı şekilde kilo verir. Ancak gerçek başarı verilen kiloları ömür boyu muhafaza etmek olmalıdır. Bu sebeple tüm hastaların ameliyat ve sonrasında yaşanacak süreçleri açık ve net şekilde bilmesi ve bu sayede uzun dönemde başarıya ulaşması uyguladığımız hasta odaklı yaklaşımın temel amacıdır. Biz ameliyattan sonra verilen kiloları muhafaza etmek için sağlıklı hayat tarzı gelişimine destek olmayı ve hastalarımızın her an yanında olmayı obezite cerrahisinde başarının anahtarı olarak görürüz.
AMELİYATA HASTA YAKINLARININ HAZIRLANMASI VE DESTEK
Hasta yakınlarının gerçek bilgiye ulaşması, hastaların ameliyat döneminden sonrası başarısını önemli şekilde etkilemektedir. En güzel sonuçlara sevdiklerimizin desteği ile ulaşabileceğimizi unutmamalıyız. Biz kendi pratiğimizde güzel bilgilendirme ve başarılı sonuçlar ile aynı aileden birçok kişinin hayatının değişebildiğini görmekteyiz.
AMELİYAT HAKKINDA GENİŞ BİLGİLENDİRME VE YAPILACAK PROSEDÜRÜN BELİRLENMESİ
Her hasta kendine özel sorunlarıyla ve kendine özel ihtiyaçlarıyla gelmektedir. Yaygın bilginin aksine tek bir ameliyat çeşidi her hastaya istenilen faydayı sağlayamamaktadır. Bu sebeple, her hastanın kendi özelinde değerlendirip, ihtiyacına özel prosedür seçimini daha başarılı bulmaktayız. Bu şekilde uygun kriterlerle değerlendirilmeden yapılan ameliyatlar kişilerin ameliyat sonrası problemler yaşama ihtimalini arttırmaktadır.
AMELİYAT ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
Obezite, kendi başına birçok kronik hastalığı tetikleyen bir faktördür. Yani kilolu bir bireyde birçok hastalığa yatkınlık olması, hatta sadece obezite nedeniyle sağlık durumunun idealden uzak olması çok olasıdır. Bu sebeple tüm ameliyat adayı hastaların çok detaylı şekilde değerlendirilmesi ve titiz şekilde ameliyata hazırlanması sorunsuz ameliyat sürecinin temelidir.
AMELİYAT GÜNÜ
Ameliyat ve sonraki süreçte yaşanılacaklar konusunda bilgili olmak kaygıyı azaltıp, iyileşmeyi hızlandırmaktadır. Hastaların ameliyat öncesi ve sonrasında cerrahları ile kurduğu yakın ilişki sürdürülebilir sonuçlar için değerlidir. Kendi pratiğimizde diren ya da sonda gibi uygulamalardan kaçınarak ameliyat gününün daha konforlu hale gelmesini sağlamaktayız.
HASTANE SÜRECİ
Ameliyattan sonra hastanede kalınan süreç birçok hastanın korktuğu bir dönemdir. Uygun yaklaşımla, yeterli bilgilendirilen hastalar iyileşme sürecini daha kolay atlatmaktadır. Uyguladığımız "hızlandırılmış iyileşme protokolleri" hasta konforunu arttırmakta ve hastanede yatış süresini kısaltmaktadır. Bu özel protokol kapsamında diren ya da sonda uygulanmadığı gibi ameliyattan 4 saat sonra su içmeye başlayan hastalarımız daha dinç olabilmektedir.
AMELİYATTAN SONRAKİ İLK GÜNLER
Yaygın uygulamanın tersine obezite cerrahisi hastalarının neredeyse tamamı hastanede bir gün süre ile yatırıldıktan sonra konforlu şekilde taburcu edilebilmektedir. Dünya çapında uygulamaya giren ancak ülkemizde sadece bizim uyguladığımız "hızlandırılmış iyileşme protokolleri" ile hastalarımızın ameliyattan sonraki gün taburcu olması ve aynı hafta içinde normal hayatlarına dönmeleri sağlanabilmektedir.
NE KADAR SÜREDE KİLO VERİLİR?
Ameliyattan hemen sonra kilo verme süreci başlamaktadır. Normal koşullarda hedef kiloya ulaşmak gittikçe azalan oranlarda toplamda bir seneyi bulabilmektedir. Kilo verme sürecinde en önemli yaklaşım, ameliyat ile sağlanan kolay kilo verme döneminin hayat tarzı değişikliklerinin oturması için verimli şekilde kullanılabilmesidir.
NE SIKLIKTA KONTROL OLUNMALI?
Ameliyattan sonraki ilk ayda yapılan kontrol ameliyata uyum sürecinde doğru bilgilerin aktarılabilmesi için çok önemlidir. İlk kontrolden sonra ilk sene 3 ayda bir, sonraki sene 6 ayda bir ve sonrasında senelik kontroller aksatılmamalıdır.
YA SONRA; KİLO VERDİM AMA ÖMÜR BOYU NASIL ZAYIF KALIRIM?
Obezite cerrahisi sonrasında verilen kiloların ömür boyu muhafaza edilmesi ameliyat ile amaçlanan gerçek faydadır. Bu noktada diyet ya da kısıtlamalar uzun süreli başarı oranını düşürmektedir. Bu sebeple uygulamamızda "liberal beslenme önerileri" ni öne çıkarmaktayız. Hastalarımızın ömür boyu sağlıklı ve makul porsiyonlarda beslenmeleri sürdürülebilir başarının anahtarıdır".